Home
Search
Explore
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.37
Hani bazı kitaplar vardır bir alıntı görürsünüz ve okuduğunuz kitabı tekrar okumak istersiniz işte tam da bu sebeple okudum ve bu kez bir şeyler karalamak istedim. Bilirsiniz ki hepimizin belki bir kelime belki bir cümle ile ruhunu üşüttüğü zaman olur ama ruhunu ısıtacak tek güzel bir cümle bile duyamaz ya hani işte öyle bir zamanda duygusal çöküşünü toparlamak, üşüyen ruhu ısınsın diye kahve ısmarlamak gibi 40 yıl hatrı olacak cümleler var kitapta. Ve İzmir ile Ege'nin - kitaptan da anlaşıldığı üzere - uzak mesafe aşkını kaleme almış. Bilirsiniz ki aşkın temelinde sevgi kadar kaybetme korkusu da yatar. Burada bu iki duyguyu çok güzel işlemiş. İkisi de birbirini deli gibi seviyor buna çok eminim ama sanki Ege'nin otoritesi daha fazla bu ilişkide. Evet ikisi de çabalıyor ama ben İzmir'in daha çok çaba sarf ettiğini düşünüyorum. Kim ne derse desin karşılıklı sevgi olsa bile sevgi terazisi asla eşit olamaz hep birininki daha ağır basar hep birisi daha fedakâr olur ben buradaki fedakâr olan kişinin İzmir olduğunu düşünüyorum. Ama şunu söylemeden geçemeyeceğim ki bu kitap beni hem çok ağlatmıştı hem de çok güldürmüştü. Kilometrelerce uzakta çarpan iki kalbin yaşadıklarını okursanız ve biraz da gözlemlemeyi seviyorsanız ne kadar gerçekçi yazıldığını görebilirsiniz. Belki de siz de o kahramandan birisi olabilirsiniz. Belki kendinizi görüp gülebilir belki de kendinizi görüp ağlayabilirsiniz. Her ne yaşamış olursanız olun, siz bu duygudan bihaber bile olsanız bu uzak mesafe aşkı sizi birazcık ağlatabilir. Herkesin, hak edeceği sevgiyle sevilmesi duası ile...
Beyza Alkoç'a çokça sevgi ile...
Kitabın ismini gördüğümde acaba nasıl bir konusu var diye düşünmüştüm. Kitabı okumaya başladığımda, böyle bir konusu olacağı sanırım uzun uzun düşünsem de aklıma gelmezdi.
Beyaz Katman ; şimdiler de sanal dolandırıcılık denilen konuyu işliyor. Telefona yüklenen bir oyun ile level atladıkça para kazanıyorsunuz ama bu o kadar da kolay değil. Öncelikle level atlayabilmeniz için ki bu oyunun türüne göre değişiyor, bazı malzemeler satın almanız gerekiyor :-)
Mesela ; Siyahi bir kadını, türlü kremler ile her gün kremlemeniz gerekiyor çünkü bu kadının ten rengini açmalısınız. Hedef kadının kumral olması :-D Bunun içinde kremler satın aldırıyor oyun size.
Ya da yıkık harap bir evi tamir etmelsiniz, ehh tabi bunun içinde malzeme lazım değil mi :-D al babam al...
Peki sonuç dediğinizi duyar gibiyim :-) Sonuç şu arkadaşlar. Siz tam hedefe ulaştım dediğiniz de bir de Bakıyorsunuz telefonunuzdan oyun püfff uçmuş :-D
Bu iki örnektekine benzer bir oyuna katılıp direktör olup dolandırılan bir gencin ve eski polisin bu oyun çetesinin peşinde yaşadıklarının anlatıldığı bir kitap Beyaz Katman.
Kuzgun Kardeşliği Serisi ikinci kitabı da bitti ama bende bittim Oyy ben ne okudum ya? Tövbe tövbe. Yemin ediyorum bütün sinir kat sayılarım arşa çıkıp çıkıp indi. Fırtına gibi bir kitaptı. Bir yerden sonra sinirden ellerim ayaklarım boşaldı. Ayy ben böyle bişey okumadım Hisslerimi nasıl anlatacağım onu bile bilmiyorum çünkü o kadar çok duyguyu
Dışarıdan bakıldığında oldukça yakışıklı, karizmatik, seksi, çekici ve… Anladınız siz, hani #üzümlükekim diyoruz ya bazı adamlara; hah işte tam da onlardan biri MaloBu şahane görüntüsü yetmezmiş gibi kendisi bir de uluslararası ün yapmış bir finans dehası. Ah, sayfaları çevirdikçe daha yakından tanıyıp bağrımıza basmak istediğimiz o şahane adam.
Zaman kaybı - Gurursuz aptal aşık kadın karakter
Serinin üçüncü kitabını bitirmiş olarak yazıyorum. Eğer bunları yazmazsam sinirim geçmeyecek. Çok doluyum. Kitapların da gereğinden çok puan aldığını düşünüyorum. Asla 8 yıldızlık kitaplar olduklarını düşünmüyorum.
Spesifik bir olay anlatmıyorum ama Spoiler olabilir!!
Kitap çok az fantastik ve bol romantik hatta direkt olarak romantizm üzerinden
Afşin Kum; son dönemde radarıma giren, Türk edebiyatı adına ezber bozan anlatıları olan, üç kitabından -henüz- ikisini okuduğum bir yazar oldu. Okuduğum iki romanında -Sıcak Kafa ve Kübra- yazarın dil merakı dikkatimden kaçmadı. Sıcak kafa ile ilgili yorumlara baktığımda da genelde "karakterler daha derin işlenebilirdi." gibi yorumlar gördüm.
.
Yazarın öz geçmişine baktığımda da Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği okuduğunu ve Bilgi Üniversitesinde sinema - televizyon öğrenimi gördüğünü öğrendim. Romanlarda karakterlerin derinlemesine işlenmemesini sinematik yazım tekniğine bağladım. Zira hem Sıcak Kafa hem de Kübra Netflix'te dizi olarak yayımlandı.
.
Sıcak Kafa bir salgın romanı. Bildiğimiz salgınlardan değil. Dil aracılığıyla yayılıyor. Salgından etkilenmemek için kulağınıza bir kulaklık takmanız gerekiyor. Hasta olmuş birini anlamaya çalıştığınızda siz de hastalığa yakalanıp "abuklama"ya başlıyorsunuz. Eserde, bir şekilde hastalıktan etkilenmeyen ve hastalığa karşı bağışıklığı olan dil bilimci Murat Siyavuş'un SMK (SALGINLA MÜCADELE KURUMU) ile mücadelesini de takip ediyoruz.
.
Burada bu "abuklama" dediğimiz durum farklı şekilde okunabilir tabii. Herkesin her şey hakkında bilgi sahibi olduğu ve konuştuğu modern çağda belki de bazen kulakları tıkayıp kendi kabuğuna çekilmek bizi hasta olmaktan kurtaracaktır.
.
Netflix'te yayımlanan 8 bölümlük dizi 1. sezonun ardından iptal edilmiş. Bu bakımdan, önce kitabın okunmasını salık veriyorum.
uzak durun
Ulan kişisel gelişim kitabı okuyalım azcık kafaya takmamayı öğreniriz diye başladık zaten depresyondaydım daha çok depresif yaptı bu kitap beni. Zaten kişisel gelişim kitabı hayatımda bi kere bile okumamışımdır, deneyeyim dedim. Genelde hepsi gereksiz pohpohlama boş motivasyon şeklinde olduğu için bu tür şeyleri hiç sevmiyorum çok bayıyor ama bu tam tersine toxic pozitifliği yerse de, yazarın samimi olma isteği o kadar yapay duruyor ki . Yani farklı olayım derken diğerleriyle eşit değil daha da kötü olmuş. Size tavsiyem zaten depresif bi insansanız yaklaşmayın çünkü ben okurken sağol ya çok moral verdin şeklinde okudum hep. Depresyondan çıkmak yerine daha beter oldum kısaca kitabın ana mantık şu : siz özel değilsiniz kimse özel değil yapmak istediklerinizi muhtemelen yapamıcaksınız ömrünüzün yarısı boşa geçicek o yuzden hayatı takmayın yaşayın geçin çabalamayın.? Abicim ne diyorsun sen ne anlatıyon. Kendisi pollyannacıları eleştiriyor ama bunu yaparken de pesimistin kralı olmuş haberi yok, böyle bir mantıkta olan bir kitap nasıl kişisel gelişim kategorisine girer anlamıyorum . Azcık çabalama isteğim varsa da onu da aldı götürdü benden sağolsun kendi bi baltaya sap olamadığı için kimsenin de olamicağını düşünen Mark abimiz :)
Ben İsmet Özel, şair, kırk yaşında.
Şiirlere oldum olası düşkün biriyim. Ama şairler içinde İsmet Özel benim için o kadar ayrıdır ki..
Bilmiyorum abartmış gibi olur muyum ama bana göre Türk edebiyatında şairler içinde ilk beşe çok rahat girer. (En azından benim top 5 listemde :)
Bu kitapta okuduğum şiirlerin birçoğunu zaten neredeyse ezbere biliyordum çünkü yukarıda da
"Kadına şiddetin sosyal sınıfı yok! Zengini, fakiri de yok! Ben kendi adıma şunu öğrendim ki hatayı kendimizde aramayı bırakmalıyız artık. Morluklarımızı saklamak için çabalamayı da bırakmalıyız. Çünkü bu bizim ayıbımız değil." #alinti
Geleceğe dair yaptığımız güzel plan ya da hayallerimizin başrolü olmak yerine, baskalarının yaptığı hayat planların da baş karakter olarak buluruz kendimizi.
#guzyaslari , hayata dair 18 öyküden oluşan bir ilk kitap. Yazarın içten, samimi anlatımı insanı içine alıyor.
Normalde betimleme seven ben bu kitabın en çok yalınlığını sevdim. Sakin ve dingin ilerleyen satırlar şaşırtıcı sonlarla buluşuyor. Ve o noktada bu hikayeleri adları farklı olsa da bu ülkede birilerinin yaşadığını ve o anların, hayatlarının kırılma noktaları olduğunu, ondan sonra da hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını yüreğimizde hissediyoruz.
Ben çok başarılı buldum yazarın anlatımını. Bu yüzden öykü okumayı seven her okura tavsiye ederim.
Siz öykü kitaplarını seviyor musunuz? Hayatımızın başrolü müyüz? Hadi yorumlarda buluşalım.
#herdemkitap #herdemvakti #nurselozcelik
#kardeşinidoğurmak
Kardeşini Doğurmak
Herkese Merhabalar...
Sizlere uzun zamandır okumak istediğim ancak bu zamana nasip olan bir kitap yorumu ile geldim.
Tabi okurken öyle şeyler okudum ki kendimi hep derin derin nefesler alırken daha doğrusu ağız dolusu küfür savunurken buldum.
Türkiye'de ensest gerçeği diyor kitap.
Peki Ensest
