Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İletişim çatışmalarının bir başka kaynağının ise “İlişki Tükenmişliği” olduğu düşünülmektedir. Uzun süre devam eden çatışmalardan sonra karşınızdaki kişiyle anlaşamadığınızı fark edersiniz. İlk tanıştığınızda ilişkiniz ne kadar renkli ve eğlenceliydi. Daha sonra eleştiriler, küçümsemeler arttıkça ilişki tükenmişliği ortaya çıkar. İlişkiden dolayı kişi kendisini yorgun, tükenmiş, çaresiz, yalnız hisseder. Bu durum aile ya da romantik ilişkilerde sıkça rastlanır. Sorunlu ebeveyni ile uzun süre iletişim kuran kişiler bir zaman sonra tükenmeye başlar. Romantik ilişkilerde ise tükenmişlik ayrılıklarla sonuçlanır.
Bu son olsun.
vurdular beni ben vuracakken, yığılıp kaldım öldürüldüğüm yerde; ama kalktım, eskisinden daha dinç , ya sonra, ya sonra, ya sonra!.. Ekleyecek ne var ki? Yaşamaya gelmiştim yeryüzüne.
Reklam
Saat üç. Bir şey yapmak isterseniz, bu saat ya çok geç ya çok erkendir. Öğleden sonra acayip bir an.
Önce insan olacaksın, sonra Müslüman ya da Hristiyan ya da Yahudi...Tüm bu dinler, insana insanlığı öğretebilmek için sunulmuşlardır. Sen insan olmayı başarabilmek için doğduğunu anlamadıysan, hangi dine inandığının hiçbir anlamı yok. Çünkü din gidilen bir yoldur, varılan yer değil.
"Yine de biri çıkıp nasılsın dese alışkanlıkla iyiyim diyeceğim. Kederli olduğum da söylenemez zaten. Buna sebep de yok çünkü. Ne taze bir ölüye sahibim, ne felaket geçirenlerim var. Dedim ya oturuyorum öylece. İyi ki kalbimi tanıyanlar yok. Ağırlıksız duran bedenimi küçümseyeceklerdi. Sonra da birbirlerine dürterek, ya da ilerideki arkadaşlarına göz işareti vererek beni gösterecekler, "kalbini yok etmişin haline bakın, hınzır pek de pratik, belli etmiyor hiç" diyeceklerdi. Ama iyi ki yoklar."
- Apartman girişindeki lambayı sen mi kırdın Bülent? + Hangisini? - Otomatik yanan, sensörlü lamba. + Hayır. - Komşu görmüş, yalan söyleme. Süpürge sapıyla kırmışsın dün gece. Önüme baktım. "Neden kırdın?" Cevap yok "Hasta mısın evladım? Söyle bana, neyin var, neden kırdın lambayı, yapma böyle." "Kırdımsa kırdım, ne olacak! Çok mu değerliymiş?" "Lamba senden değerli mi evladım, lambanın amına koyayım, lamba kim? Yöneticiye de dedim. Lambanızı sikeyim, kaç paraysa veririz. Sen değerlisin benim için." "Beni görünce yanmıyordu baba." "Nasıl ya?" "Görmezden geliyordu, yanmıyordu. kaç sefer yok saydı beni." "E beni görünce de yanmıyordu bazen, böyle el sallayacaksın havaya doğru, o zaman yanıyor." "Hadi ya! Sahiden mi?" "Evet. Ucuzundan takmışlar.Bizimle bir alakası yok!" Babama sarıldım, yıllar sonra.
Sayfa 141Kitabı okudu
Reklam
Kişi eski alışkanlıklarını yeni fırsatlara tercih ediyorsa yaşlanıyor demektir. Bence yaşlanmanın zihinsel etkileri, alışkanlıklar ve tercihler arasında bir yere sıkışıp kalmada kendini gösterir. Mesela bunun yansımalarını yaşlanan insanların yeni şeylere yüz çevirmelerinden ya da geleneklerine daha sıkı tutunmalarından görebiliriz. Tabii bu
Sayfa 62
TEŞHİSTE EKSİK YARGIDA GÜÇLÜ
Psikoloji bir safsata mıdır ya da iktidarın yeni kırbacı mıdır? Foucault, Deliliğin Tarihi isimli kitabında büyük bir kapatmadan söz eder. 1700'lü yıllarda Avrupa'da serseriler, dilenciler, deliler, hırsızlar veya herhangi bir üretime faydası olmayanlar piyasada cirit atmaktaymış ama Fransa'da yeni yönetim, bugünkü anlamda modern
Sayfa 126
"...ama içten içe yaralanmış­tım."
Çocukluğumun ilk yıllarından net bir şekilde hatırladığım sadece bir sahne var, belki sen de ha­tırlarsın. Bir gece hiç susmadan 'su istiyorum' diye ağlıyordum, susadığımdan değildir ya büyük ih­timalle biraz sinir bozucu olmak ve biraz da ken­dimce eğlenmek içindi. Çok sert birkaç tehdidin işe yaramaması üzerine beni yatağımdan almış, avluya bakan balkona taşımış ve kapıyı kilitleyip bir süre pijamalarımla orada yalnız bırakmıştın. Bunu yapa­rak hata ettiğini söylemeye çalışmıyorum, huzurlu bir gece için belki de tek çözüm buydu ama beni yetiştirme tarzının ve üzerimdeki etkinin nasıl bir özelliğe sahip olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Bu olay sonrasında bir süre için gerçekten de uyumlu bir çocuk oldum sayılır ama içten içe yaralanmış­tım. Yapım gereği, su istemek gibi basit bir harekete kapı dışarı edilecek kadar kor­kunç bir şekilde karşılık verilmesini birbiriyle bir türlü bağdaştıramadım. Yıllar sonra bu dev ada­mın, babamın, yani mutlak otoritenin her an odama öylece girip adeta sebepsiz yere beni yatağımdan alarak balkona çıkaracağını, onun için ne kadar da önemsiz göründüğümü düşünerek acı çektim.
"Birini çok sevmek, ama çok sevmek... Sonra da o sevgiyi kaybetmek insanın bütün sistemini altüst edebilir ya da organlarında kalıcı hasara neden olabilir."
Sayfa 513Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.