Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Daha mutlu olmak için bilinçli bir çaba sarf etmek sahiden işe yarıyor muydu?7 Hemen bugün, hemen şimdi hayatınızın daha büyük bölümünü kasıtlı bir mutluluk arayışı­na vakfedecek olsanız, bundan bir hafta ya da bir yıl sonra sahiden daha mutlu mu olacaktınız?
Ne kötü diller, ne pervasız yargılar, ne Bencil insanların alaylı gülümseyişi, Ne içtenliksiz iyi dilekler, ne günlük hayatın Bunaltıcı ilişkileri etkileyebilir bizi, ya da Gördüğümüz her şeyin lütuflarla dolu Olduğuna dair şen imanımızı zedeleyebilir. Bu nedenle, bırak üstüne ışısın ay Bu yalnız yürüyüşünde; Bırak puslu dağ rüzgarları essin yüzüne: Ve yıllar sonra bu çılgın coşkular olgunlaşıp Ağırbaşlı bir sevince dönüştüğünde; Zihnin tüm güzel biçimlerin malikanesi,
Reklam
Şu andan itibaren, bu eşiği geçtikten sonra ya yapmayı planladığın gibi umursamayı bırakacaksın ya da rahatsız edici duygularını alıp başka bir yere götüreceksin.
Halden âlâ halsizliğim, sözden âlâ sessizliğim. Ya Rabbi, ben seninle olduktan sonra, umrumda değil kimsesizliğim…
Eşrefoğlu Rumi diyor ya, "Döküp varlığı gitmektir aşk." Biz döküp varlığı gitmedikten sonra aşka nasıl talip olacağız?
Suskun olmayan hiçbir derde zaten yakınlığım yoktu. Derdi taşlaşma ve gömülme olarak anlıyordum. Konuşunca, yemek yiyen hasta gibi iyileşecek demek oluyordu. İyileşene sevinilir ama bir gerçek dert konuşmaya başlayınca sanki değerini ve ederini terk etmiş oluyor öncesi için de şüpheler doğuruyordu. Dili çözülen dert, anlatılabilir dert, hele anlaşılabilir dert, dert değil sosyalleşmenin bir başka yoluydu, bir tür tavlaydı ya da dama. Oyun açılana dek bir ıkınıp sıkılmıyor sonra dökülüveriyordu, ta ki yenilene dek.
Reklam
277 syf.
·
Puan vermedi
·
8 saatte okudu
Yeşil Kiraz benim için çok önemli bir kitaptır. Kiraz'ın yaşında okudum kitabı ilk. Hâliyle belli bir bölümünü karşılaştırarak okumuştum kendi hayatımla. Bu ilk kitaba dair hatırladığım en önemli şey Kiraz'ın ailesinden utanmasıydı. Asla anlayamadığım bir davranıştı çünkü. Ben hayatım boyunca babamın annemin çalışması ile gurur duydum,
Yeşil Kiraz
Yeşil KirazGülten Dayıoğlu · Yapı Kredi Yayınları · 20032,593 okunma
Yalnızlığım size gülüyor ve normal bir gülüş olduğunu söyleyemem
+: "Neden asosyalsin?" -: "Kendimle baş başa kalmak değil gereksiz insanlar içinde olmak iğrenç, korkunç ve aptalca geliyor; iğrenç çünkü cahil topluluk, farklılık sevmediği için onlardan biriymiş gibi davranmak zorunda kalıyorsun. Korkutucu çünkü asla gerçeklik barındırmayan bir kalabalık yüzünden kendi benliğini silmeye çalışıyorsun ve normal değil. Kendi benliğimizin denk bir zenginliği asla olamazken bu kadar ucuza vazgeçmek akıllıca olmasa gerek?.. Bir de insan ya da toplum olsun belli bir seviyeye gelememişse tahammül etmek zor oluyor. Ayrıma girmeden şak diye hayat kapımı kapatırım. Çünkü konuşmak - sadece kendim ve sevdiklerimle- güzel ama ahlâk konuşmayı sevmiyorum, görgü konuşmayı sevmiyorum kısacası küçük adam tavırlarından oluşan sorunları konuşmayı sevmiyorum: "Bunları çocukken ebeveynlerimiz öğretiyor ha öğretmedi mi birey olduktan sonra sen kendine öğretecektin. Öğretmemişsen sorunlu davranış kalıplarını benimsemişsin ve öyle de mutlusundur. O yüzden benden uzak dur çünkü bana hiç mutluluk vermeyen insan tipindensin..." diye önceden derdim ama artık en fazla "Kalitesiz insanlarla bir bağ kurmuyorum." diyorum. Ve böyle oldukları için onlar suçlu değil ben gerçeği söylediğim için suçlu sayılıyorum: "Allah'ım kendimi kalitesiz sayacağım insanlarla tanıştır beni." diye dua ediyorum. Çünkü benden iyisi illa ki vardır, onları bulup - onlardan da öğrenerek- en harika versiyonuma dönüşmeliyim ve gerçekten insanlarla vakit geçirdiğimi hissedeyim diye. Bir tek benim böyle dualarım/ isteklerim olmuyordur değil mi? ???"
Zamanın acısı
Biliyoruz ki bütün acılar geçer, fotoğraflar sararır .Yara kabuk tutar,kapanır.Sokakta mevsimi fark edersin,aynada kendini.Önce belli belirsiz sonra gamzene kadar gülersin.Kuşlar konar dallara.Kırıldığın yerden çiçek açarsın bütün acılar bir günde geçer ya da alışırsın...
Terapide taraf tutmak
Danışanlarımızla aynı tarafta olma eğilimimizin yarattığı taraflılığın yanı sıra, karşı aktarım sebebi ile de tarafsızlığımızı kaybedebiliriz. Genç terapistlerin ebeveynlere karşı çocukların tarafını tutma, daha yaşlı terapistlerin ise çocuklara karşı ebeveynler ile taraf olma eğilimi vardır. Erkek bir terapist -özellikle kendi evliliğinde de problemler yaşıyorsa- danışanının karısına karşı danışanı ile taraf olabilir. Romantik ya da erotik karşı aktarım, terapistin danışanının ilişkisini kıskanmasına yol açabilir. Bu durumda, terapist, eşine karşı danışanın tarafını tutarak, bilinçdışı bir şekilde söz konusu ilişkiyi baltalamaya çalışabilir. Bu örneklerin hepsinde terapötik tarafsızlığın ihlal edilmesinin terapiye verebileceği zarar ortadadır. Fakat bununla beraber, bir hata yapacaksanız, bu hatayı danışanın tarafını tutarak yapın. Danışanınızla ittifak kurmak ve onu savunmak, ilk etapta, ikiniz arasında kurulan bağı güçlendirir. Bu bağ bir kez güçlü bir şekilde kurulduktan sonra danışanınızın anlattıklarının doğruluğunu gözden geçirmek için nasıl olsa vakit olacaktır.
Sayfa 173 - Psikoterapi Enstitüsü Eğitim YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Sırf takipçi kasmak için önce ekleyip sonra çıkanlar var. Siz ne kadar uyanıksınız ya, 0-5 yaş arası anaokulu terk misiniz? Sorunlu bir çocukluk mu geçirdiniz, ego falan mı kasıyorsunuz? Ben bunları yemem ucuz numaralar bunlar. 25 yıla yakın internet kullanıyorum, dışarıda gördüğüm insan kadar buradaki alemin de ne olduğunu iyi bilirim. Öyle komik şeyler yapmayın.
Dirilmeye yahut ölmeye geliyorum. Son kez geliyorum…
O kadar bekledim ki, geliyorum Ölümümü bekledim, geliyorum Bir ölüyü ve ölünün bütün inceliklerini Bekledim geliyorum. Ölümü gömdüm, geliyorum Bir sonbahar günüydü, geliyorum Güneşler buz gibiydi, geliyorum
Hepimiz her şeyden önce insanız, anlıyor musunuz, insan, insan, in­san! En önemli şey, insanın insan olmasıdır, insanın piskopos, Rus, tezgâhtar, Tatar, işçi olması daha sonra gelir. Anlıyor musunuz, insanlar, piskopos ya da işçi, Tatar ya da Ukraynalı oldukları için iyi ve kötü olmazlar, insanlar insan oldukları için eşittirler.
Pencereden sokağa bakarken tuhaf düşüncelere kapılıyordu. Kör bir koşuşturma içindeki insanları, mutlu bir dalgınlık içinde geçip giden sevgilileri, sonra tekrar aceleci delikanlıları, telaşla geçen bisikletlileri, tekerlerini vınlatarak hız yapan arabaları, günün ve sıradanlığın görüntülerini seyrediyordu. Hepsi de Erika'ya o kadar yabancıydı ki. Bütün bu mahlukların, bütün hedefler o kadar küçük ve bayağıyken niçin böylesine acele edip itiştiklerini ve telaşla koşturduklarını anlamıyormuş gibi uzaklardan, başka bir dünyadan bakıyordu onlara. Bütün tutkuların ve özlemlerin yörüngesinde uyuduğu, bütün hastalıkların ve çirkinliklerin, gizil güçler barındıran tatlı suyunun içinde bir atık tabakası gibi çözülüp gittiği mucizevi bir kaynağa benzeyen o büyük huzurdan daha bereketli ve mutluluk verici bir şey olabilir miydi sanki. O halde bütün bu kavgalar ve kazanma çabaları niyeydi? O halde kimseyi azat etmeye yanaşmayan ve asla yorulmak bilmeyen bu yakıcı özlem niyeydi?
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.