LOJMAN Lojmanda oturmak ayrı bir yaşam tarzı. Herkesin kocasının aynı işi yaptığı bir aileler topluluğu bu. Çalışmayan kadınlar için standart bir hayat: Sabah aynı saatte, hatta aynı dakikada evinden çıkan üniformalı kocalar, pencereden kocalarının servis araçlarına binişini seyreden kadınlar, öğleye kadar ev işleri, öğleden sonra kadın
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-2/Kitabı okudu
Tarihin birkaç büyük adamının zafer kazanmış ordularıyla geçtiği Sind suyunu, 1222'de Harzemşahların bu bahtsız kahraman çocuğu da yenilmiş bir savaşçı olarak ve küçük kuvveti ile aşıyordu. Bu öyle bir geçişti ki ulu kahraman Çingiz Kağan'ı bile heyecana getirmişti. Celâlâddin, sancağı ve kalkanı ile birlikte yardan suya atladığı zaman, Çingiz'in erleri bu yaman savaşçıyı yakalamak için ardına düşmek istemişler, fakat büyük Kağan onları durdurmuş, bu görülmemiş canlı levhayı seyre başlamış ve yanında bulunan oğullarına "bir babadan doğacak oğul böyle doğmalı!" demiştir. Yalnız bu hareket ve bu sözler bile Celâlettin'in kahramanlığını anlamaya yeter.
Reklam
Kara Çoban, dikkatle Deli Kurt'un yüzüne bakarak fikrini söyledi : - Osmanlı'nın da bizim gibi adam olacağı hiç aklıma gelmezdi. Ben onları canavar sanırdım. Balaban cevap verdi : - Bir tokatla adam öldürmek canavarlıksa dediğin doğru. Arkadaşlığa gelince Osmanlılar güvenilir kişilerdir. Bununla Osmanlı sözü kapanmış oluyordu.
Birbirlerini alışkanlıktan, tasasızca seviyorlardı. Aşk, ilk böceğin Tanrı'nın ellerinden aldığı eski ve zarif bir mücevher gibi babadan oğula geçiyordu. Çiçek polenlerinin kendini rüzgara teslim ettiği dinginlik ve kesinlikle ıslak otların altında aşkın tadını çıkarıyorlardı. Ama bir gün... bir böceğin bu aşktan öteye gitmek isteyeceği tuttu. Kendi yaşamının çok uzağında olan bir görüntüye tutuldu... Kırlara çıkan az sayıdaki insandan bir şairin yosunların üzerine bırakmış olduğu bir şiir kitabını büyük güçlükle okudu belki ve "seni seviyorum, imkansız kadın"la zehirlendi. Bu nedenle sizlerden şiir kitaplarınızı asla çayırda bırakmamanızı rica edeceğim, çünkü böcekler arasında büyük yıkımlara neden olabilirsiniz.
Üç arkadaşın öyküsü bu. Beyoğlu’nda büyümüş, Beyoğlu’nda yaşayan üç ayrı kişilik, üç ayrı kimlik, üç ayrı insan. Ölümsüzlük merakıyla başlayan ölümler. Her cinayetin ardında gizemli bir neden… Ve soruşturma boyunca adım adım, bina bina, sokak sokak Beyoğlu. O çoksesli, çokrenkli, çokdilli, çokkültürlü Beyoğlu. Günümüzün Babil Kulesi… İnsanın
Milletvekili Olacak Vali Nutkundan Bellidir
Üç saattir, dört cip yoldaydı. Köy kahvesinin önünde cipler durdu. Vali, öndeki arabadan indi, ikinci arabadan mektupçu, defterdar, emniyet müdürü, candarma komutanı indiler. Tarım müdürü, sağlık müdürü, eğitim müdürü, lise müdürü, postane müdürü, tapu kadastro müdürü ve öbür müdürler de arkadaki arabadaydılar. Cipleri gören köylüler,
Reklam
689 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.