Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Uzun Bir Yolculuk
Bu kurumda çalışmak birçok şeyi tecrübe etmeme olanak sağlarken birçok şeyi gözlemlemem için bir film sahnesi de oldu. Birçok ebeveyn gördüm bir çok aile… Çocuklarını içten bir şekilde destekleyen hayat kadını da gördüm. Mal mülk içinde çocuklarını öksüz yetim bırakmış anne babalar da. “Kurumda kalırsan” koşuluyla ikna edilmiş çocuklar gördüm.
"Bütün bir samimiyetimle söylüyorum ki o gün gerçekten de göğsüm daralır gibi olmuştu. Olduğum yere sığamıyordum. Her yer bana dar geliyordu. Kendimi hemen dışarı atmak istedim. Lakin bu mümkün değildi. Yapmam gerekenler vardı. Ve ben bu halde ne gerekiyorsa onu yaptım. İnanılmaz saatlerdi. Duygularım içimi parçalıyordu. Aklım ise onları kontrol altında tutmaya çalışıyordu. Bu duygu selinin, bu tsunaminin ilk etkisi oldukça yıkıcıydı. Tamamen harap olmuştum. Şimdilerde, yıkılan bu şehre rağmen ben, yaşamımı sürdürüyorum. İnsanlar bilse şaşıracaklar. Nasıl oluyor da evsiz, dışarıda, soğukta kendinle kalabiliyorsun diyecekler. Diyorum ki sağ olsun, başkaları da var. Lakin hiçbiri değil asıl olan. Beni ben yapan yaşama gücümdür artık. Ve o gücün içerisinde de sevgiden, dayanıklılıktan ve çabadan başka ne olabilir ki?" (Martin'den)
Reklam
26 MART 2024
Olm siz adam akıllı insanlar olsaydınız hiç kadınları bu sohbete dahil etmez konuyu uzatmadan Burhan ve babamla konuşurdunuz ama siz naptınız yine her zamanki gibi kendinizi büyük gördünüz. Neyse Allah büyüktür elbet bir gün hakkımız sorulacaktır. Tamam belki bu hırsızlık olayı tam gün yüzüne çıkmamış olabilir ama biz sizin ne olduğunuzu çok çok
Ana-Babanın Evladı Üzerindeki 80 Hakkı
İmam-ı Nesefi hazretleri bildiriyor ki: Ana-babanın evladı üzerinde seksen kadar hakkı vardır. Kırkı sağlığında, kırkı vefatından sonradır. Sağlığında olan kırk haktan onu bedenle, onu dil ile, onu kalble, onu da para iledir. Bedenle olan hakları: 01- Hizmet ederek rızalarını almak. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: “Ana-babasına hizmet edenin
Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğrafları bize ne söyler?
iki üç gündür biraz hastayım. bu süreçte kitap okuyamadım. uzun süre kitabın başında duramadığım için kitap okuyamadığım bu sürede aklıma geçenlerde
Fotoğraflarla Atatürk
Fotoğraflarla Atatürk
kitabını okuduğum/fotoğraflarına baktığım geldi. ben genelde Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğraflarına bakarken o zaman gerçekleşen
Yakup (as) ın oniki evladı var idi. Bunlardan on tanesi kendi annelerinden, iki tanesi ise başka bir anneden kardeştirler. Kendi annelerinden olmayan kardeşleri tarafından kuyuya atıldı, ve nefsi ile başbaşa kalana kadar merhamete mahkum olduğunu ve teslim olduğunu haykırdı, Rabb'i Rahim'ine. Ama hiç şikayet etmedi, kardeşlerim beni kuyuya attı demedi, onlar başka anneden zaten beni kardeş görmediler demedi, onlar için af ve mağfiret diledi, vesselam. Peki kardeşleri iyi kişiler miydi? Hak ediyorlar mıydı? Aff etmek bize kalsa edebilirmiydik? Yoksa yokmuşlar gibi yaşayıp hayata devam mı ederdik? Ne yapardı bu günün insaarı? Herkes bu en iman dolu kıssada Yusuf (as) olurken yada olmak isterken, yada Züleyha... Kimse o kuyuya atan kardeşlerden olduğunu düşünmüyor günümüzde!!! Tıpkı bugün aynı anne babadan olmayan Gazze halkını kuyuya atan ve onları nefisleri ile tek başlarına bırakan dünya üzerindeki diğer İslam ülkelerindeki ALLAH (Azze ve Cellle) ve Resûlüne (s.a.v.) e inandığını söyleyen insanlar gibi!!! Peki bizler bugün Yusuf muyuz? Yoksa kuyuya atan kardesler mi? Her nefis kendi hesabını görecektir. Vesselam...
Reklam
Murad Adj’nin araştırmalarına göre, takriben 200 bin yıl önce Altay’a yerleşen Tükler, Çin vakainamelerine göre, sarı saçlı ve mavi gözlü insanlardı. Bu bölgeye geldiklerinden itibaren bunlar mağaralarda yaşamaya başladılar. Altay Türkleri hakkındaki bütün bilgiler meşhur arkeolog Aleksey Pavloviç Okladnikov’un uzun ve titiz çalışmaları ile
Tek dertleri bana normal ve mutlu bir hayat vaat etmekti. Ama gün geçtikçe bu, arzuladığım şey olmaktan çıktı. İstediğim şeyler gün geçtikçe hep istemeye eğitilmiş olduğum şeylermiş gibi görünmeye başladı. Herkesin istediği şeylerdi bunlar. Kendim olmaktan öyle sıkıldım ki. Şimdiden önce. Şimdiden önce her şey yanımda taşıyıp durduğum bir
SubhanAllah! SubhanAllah! SubhanAllah! Allah’ım, onlara merhamet et, kalplerini sabit kıl, imanlarını arttır. Allahım, Şehidlerini kabul et, yaralılarına şifa ver. Allah’ım, bizi onların dağlar gibi imanına şahitler kıldın lakin onları, dağlar gibi musibetlerine karşılık sus pus olmamızdan dolayı aleyhimize şahitler kılma. Elimizden hiçbir şey gelmese bile onları senin için seviyoruz, onlara senin için üzülüyoruz, onlara senin için dua ediyoruz. Allah’ım, bunu da çabadan say. Allah’ım, bunu da çabadan say. Allah’ım, bunu da çabadan say ve samimi kulların için mazeret kıl..
Anatomi
_ORGAN SİSTEMLERİ_ _Organ, belirli bir görevi olan doku grubudur. Doku, hücreler topluluğudur. Hücre ise canlıların yapıtaşıdır. _Atom > Molekül > Hücre > Doku > Organ > Sistem > Canlı (Organizma) _Çok hücreli canlılarda aynı yapı ve görevdeki hücreler birleşerek dokuları, dokular birleşerek organları, organlar birleşerek
Reklam
Kadınlar
_Schopenhauer: _Kadınlar, nazik ve kibar erkekleri itici bulurlar. Masaya yumruğunu vuran maskülen erkekleri benimserler. Kadınlara aşırı bir saygı ile davranmak tek kelimeyle gülünçtür ve böyle bir şey bizi onların gözünde küçük düşürür. Şiddet eğilimleri gösteren, cahil hatta kendisini sevmeyen erkeğe bağlanırlar ve daha sonra da bunlardan
_Fizyonomi: Yüz Okuma Sanatı
_Schopenhauer: Fizyonomi bilimi, yüzden kişiliği okuma sanatıdır. Bir insanın çehresinin şekli şemali, ikiyüzlülüğün hakim olamadığı yegâne sahadır. Her insanının çehresi bir haritadır. Bir insanın çehresi, dilinden daha ilginç şeyler ele verir çünkü onun yüzü, söyleyip söyleyebileceği her şeyin özetidir. Dil bir insanın sadece düşüncelerini ele
Sadece şu Kadını anlamaya çalışmak bile neleri değiştirir..
Bir insanın değerlendirilmesi nasıl olur.? Yaşamda bunca çatışmalara, bunca didinmelere, bunca haksızlıklara, harcama ve harcanmalara neden olan ve aynı zamanda doğru yapılması böylesine güç olan bir kişinin değerlendirilmesi neye dayanır.? Bir insanı doğru değerlendirmenin imkânı ve şartları nelerdir.? Bir insanın doğru değerlendirilmesi, onun
240 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.