..Şimdi ise üstümden yaban domuzu sürüsü geçmiş sanki. Fena halde benzetmiş domuza beni. Kurbanlık bir gölgeyim. Bir zombi hayaleti. Hiçliğe boş bir tepki.
Soracak olursanız "Derdin ne senin?.." Asla bilemedim ben, kim olduğumu. Kolejli burjuva mı, şeyhe müntesip mülayim bir sofu mu?
Hiçbir diyarda hiçbir güneş hiçbir su...
Sayfa 138 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Savaş, kaç ya da don!
Yaşayan, nefes alan insanlar olarak hayatta kalmamız biyolojik ihtiyaçlarımızın (uyuma, beslenme, hareket etme) karşılanmasına bağlıdır. Ama varoluşumuz için temel olan şeyler sadece bunlar değil. İşimizi bitirmek içi köşede fırsat kollayan sayısız tehlike var. Şansımıza, milyonlarca yıllık evrim bizi herhangi bir potansiyel tehlikeye yanıt vermek
Kategori: ÇıkarımlarımKitabı okuyor
YASADIŞI YABAN HAYATI TİCARETİ - Türkiye’den Geçen Türler
Güney Amerika’dan Güneydoğu Asya’ya dünyanın dört bir yanından pek çok tür, işlenmek üzere Türkiye’ye getiriliyor. Beden parçaları Türkiye’deki işliklerde yasadışı bir şekilde işlenen hayvanlar arasında Arjantin gri tilkisi, vaşak, ağlı piton, gözlüklü kayman, Nil varanı ve mersinbalığı türleri gibi türler yer alıyor. Bunların yanı sıra fildişi ve gergedan boynuzu gibi yasadışı ticarette adı çıkmış unsurlara da rastlanıyor.
Sayfa 20Kitabı okudu
Alınyazımızın çarkı yaşamımızı öğüterek bin yıl önceki gibi dönüyor, dönüyor. Ah bu durumu anlatacak güç olsa kalemim de! Sanatçılarımız nerede? Onların gözleri görmeli bu sahneleri. .. Sel gibi akan terlerden ne şaheserler meydana gelirdi.
Yakup Kadri "Yaban"da köy gerçeğine şöyle bir dokunacak olmuştu, kıyametler koptu, Türk köyüne iftira etti, diye. Türk köyünü hala «Çoban kaval çalar anın hayatı şairanedir» dizesindeki havayla düşünenler bu memleketi tanımıyorlar, onun gerçekleriyle hallü hamur olmadıkça köyü bildiğimizi iddiadan, onun adına avukatlık etmekten vazgeçelim bari.
Yakup Kadri Yaban'da, köy gerçeğine şöyle bir dokunacak olmuştu, kıyametler koptu, Türk köyüne iftira etti diye. Türk köyünü hâlâ:
"Çoban kaval çalar, anın
Hayatı şairanedir.
Fısıldaşır, sükut eder,
Bu bir güzel teranedir."
gibi dörtlüklerdeki havayla düşünenler, bu memleketi tanımıyorlar; onun gerçekleriyle hallü hamur olmadıkça köyü bildiğimizi iddiadan, onun adına avukatlık etmekten vazgeçelim bari.
Sayfa 37 - Literatür YayınlarıKitabı okudu
