Nurdan Gürbilek çok iyi bir denemeci. Genelde edebiyat alanındaki denemeleriyle öne çıksa da Vitrinde Yaşamak bir sosyoloji eseri. 1980'lerin Türkiye'sinin siyasi ve kültürel iklimini, "basın", "kamusal/özel alan" "arabesk" "iktidar mekanizması" "şehirdeki yabancı" vs. kavramlar etrafında çok iyi özetlemiş.
Kullandığı dil, "anlamacı" ya da "yorumsamacı" değil, "eleştirel" bir dil olmuş. Kültür analizi Frankfurt ekolunun kültür endüstirisi analizini anıştırsa da iktidar analizi Foucaultyen.
Türkiyenin geçirdiği sosyo-kültürel değişimi anlamak isteyenler için ilk okunacak kitaplardan. Keyifli okumalar....
Tarihteki yanlış sorulara doğru cevaplar! Daha soruyu bile doğru soramazken cevaplarımız ne kadar geçerli olabilir ki? Yıllardır kadın ezici tarih yazıcılığının sonunda tatmin edilir soru cevaplarını vermiş. Yeniçerilerden coğrafi keşiflere, Osmanlı'nın Türklüğünden İstanbul'un Fethi'ne bir çok tartışılır konuyu bilimsel argümanlarla bize sunmuş. Tarihin duygusal okuyucularının rahatsız olacağı yerler vardır eminim, ama ben tatmin edici cevaplar buldum. Biraz gerçekleri konuşalım...
Tarihi çok seven biri olarak bize öğretilen, nesillerdir anlatılan, sınavlarda sorulan, maddeleştirilerek bize sunulan basit tarihsel argümanların arasında hep bir kopukluk olduğunun farkındaydım. Beni rahatsız eden birçok argümanın ve cevaplanamayan sorularımın arka planını daha net buldum bu kitapta.
Kitabın ve hocanın tarihi aktarışındaki en güzel yanı bütüncül bir bakış açısına sahip olması ve tarihi parçalar halinde ele almaması. Bazen ağlanacak halimize güldüm kitapta. Bu ülkede tarih bilimcilere de güvenemeyeceğimizi çok iyi biliyorum. Bilimden uzak duygusal yaklaşımlar çerçevesinde bir tarih yazımı, ideolojiler ve siyasi akımlar çevresinde şekillenmiş tarih bilgilerine sahibiz ve en kötüsü doğrusunu öğrenmek için asla çabalamıyoruz. Dünya tarihine dair biriktirmiş olduğu bilgi, yaklaşım ve deneyimlerine her zaman güveniyorum ESG'nin.
Kitapta bolca yabancı kelime ve söz öbekleri kullanılmış, rahatsız olmadım, bunun inisiyatifinin kendine bırakılmasını söylemiş zaten en başta. Yine de belki zorlananlar olabilir. Ayrıca özellikle dil bilenler için muhteşem bir kaynakça sunmuş arşivlenmesi gereken. Okuyun, okutturun derim ben.
Bunu Herkes BilirEmrah Safa Gürkan · Kronik Kitap · 20203,661 okunma
Ne var ki Türkiye'nin aydınları; yabancı okula da gitseler, hatta yurt dışında da okusalar, çok uzun zamandan beri gramer denen dalla ve zenginlikle ilgi kuramamıştır.
OKUMA:
Özellikle ders dışı hikâye ve roman okumak dil gelişimi için çok büyük bir
katkı sağlar.
Örneğin, ABD’de yapılan bir araştırmada, öğrencilerin üniversitede İngilizce olarak verilen eğitimi yürütüp yürütemeyeceklerini ölçen TOEFL sınavı sonuçları incelenmiştir. Onların başarılarını sağlayan en önemli faktörün ders dışında hikâye ve roman okumaları olduğu tespit
edilmiştir.
Bütün diğer faktörler (kursa gitme, özel ders alma, okulda yabancı
dil eğitimi alma vb.) arasında ders dışı hikâye ve roman okumanın % 49
oranında genel İngilizce yeterliliğini etkilediği bulunmuştur.
Hatice Filiz
Kelimeler...
Kelimenin cümledeki yeri çok önemlidir, yabancı bir kelime onda sırıtır, ona ait olmadığı hemen anlaşılır. Derinlik ve anlam açısından uyumlu olmalıdır yani. Eskiler bu
Kitapçıya gittim ve aklımda olan alacağım kitapları aldım. Diğer kitapları incelerken gördüm, kitabın isimi yabancı değildi, çok sevdiğim bir grubun şarkısının adıydı. Kitabın arkasını okudum etkilemesi için o kadarcık yazı bile yetti. Hep merak etmişimdir şarkının son kısmında küçük bir erkek çocuğunun sesi "Niye uçmuyor İnci ? " der
""Yabancı dil öğrenmenin", iletişim dışında insan zihnini ne kadar geliştirdiğini bilmemize rağmen, canlılık hakkında ortalama üzeri bir derinlik sahibi olmanın düşüncemize getireceği açılımlardan habersiziz."
Her dilde bilimin ve tekniğin gelişen ihtiyaçlarını karşılamak için yeni terimler türetmek icap eder.
Bu türetmeyi, genellikle dilciler değil, o bilimsel ya da teknik konuyu icat eden bilim adamı yapar. Neden mi? Elbet buluşunu ilk kez yazar veya anlatırken, yeni kavramların adını kendisi koyması gerekir de ondan.
Onun için bilimin ön saflarında vuruşan, Dünya bilim meydanında güreş tutması gereken bilim adamının, gereken yabancı dil veya diller kadar kendi dilinin yapısını, sözcük, terim türetme kurallarını çok iyi bilmesi icap eder