"Büyük Doğu idealince eşya ve tabiatı teshir gayesinin remzi olan fabrika, hiçbir cihaz, âlet, yedek parça, akaryakıt ve muharrik unsurunu dışarın getirtemez. Bu imkânın doğacağı ve bir "devr-i daim" nizamına gireceği güne kadar da hiçbir makineleşme ve sınaî istihsale gerçek göziyle bakılamaz. Makineyi yapacak makineyi yapabilme ehliyeti meydana gelinceye kadar, idealimiz madde hünerine malik ellerde esir bilinecek; ve o zâlim madde boyunduruğundan kurtulmak için, müspet bilgi fedâileri, gerekirse gece uykularını 1 saate indirecek ve millet kepekle toprağı karıştırıp yiyecektir. Makineyi yapacak makineyi yapabilme ehliyeti başlar başlamaz da, eser ne kadar iptidaî olursa olsun, baş tâcı edilecek ve meselâ yabancı bir elçiliğin davetine, yerli yapı külüstür bir otomobille giden Başbakan, herhangi lüks bir Avrupa veya Amerika arabasıyla gitmekten çok üstün bir tesire ve ona göre kelâm hakkına sahip olacağını bilecektir." Necip Fazıl Kısakürek, İdeolocya Örgüsü, Büyük Doğu Yayınları, 16. Basım, Mart 2007, S: 381-382
Sayfa 381 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Atatürk, Zabit ve Kumandan ile Hasbihal'i 1914'te kurmay yarbay rütbesiyle askeri ateşe olarak görevli bulunduğu Sofya'da kaleme aldı. Kitabın adının kaynağı ve büyük ölçüde de yazılış nedeni, çocukluğundan beri yakın dostu ve sonradan meslektaşı da olan Nuri Conker'in Zabit ve Kumandan adlı kitabıydı. Kurmay Binbaşı Nuri Conker, kitabında Osmanlı
Sayfa: VII-IXKitabı okudu
Reklam
Boratav ise savunmasında Atsız için şunları söylemektedir: Nihal Atsız'ın Cumhuriyet prensiplerine aykırı düşüncelerinin sadece fanteziden ibaret olmadığı, üniversite yıllarından sonra yavaş yavaş anlaşılıyordu. Nihal, etrafındakilerden ya tam bir alakasızlık ya da tam bir inkıyat görmeye alışmıştı. Ben, herhalde, onun karşısında münakaşa etmeye
Türkiye harp yılları içinde Alman faşizmine yardım ettiği için müttefiki İngiltere ve Sovyetler Birliği'ni tedirgin etmiş, yalnız kalmıştı. İnönü Amerika' dan destek bulmak, Amerika' dan kredi almak pahasına, memleketi Amerika'nın kuyruğuna takmaya hazırlanıyordu. İlericilere karşı alınan bu şiddetli tedbir, Amerikan emperyalizmine verilen bir
Ren Yayınları
Kendisine herhangi bir şekilde yardım edilip kurtarılabileceği düşüncesi kafasından o kadar uzaktı ve dünyada kendisiyle meşgul olabilecek bir insan bulunabileceği ona öyle yabancı idi ki, bu bitip tükenmez onun kütleşen sinirlerini ne bir ümit, ne bir hiddet kıvılcımı hareket getirebiliyordu.
Tanzimat yıllarından sonra, Osmanlı Devleti’nin çökeceği korkusu, hemen bütün Osmanlı okumuşlarını düşündüren ve çareler aramaya iten yaygın bir psikoloji idi. Bu arada, özellikle Harp Okulunda yabancı dil öğrenilmesiyle, yabancı yayınlara ilgi artar ve rahat bir propaganda ortamı oluşur. Çünkü, bu gençler, tesadüfen ellerine geçen yahut özel olarak ulaştırılan bu yayınları çok yönlü değerlendirebilecek düzeyde değillerdir. Kuleli Vakası’nı saymazsak, Yeniçerilerin ortadan kaldırılışının ellinci yılında, 1876’da iki asker Hüseyin Avni ve Mütercim Rüştü Paşa ile iki sivil Hayrullah Efendi ve Midhat Paşa, Sultan Abdülaziz Han’a darbe yaparlar. Harp Okulu Komutanı Süleyman Paşa da darbeye katılır. Bu darbe için de fetva alınmıştır.
Reklam
118 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.