Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Baş Belaları " başlıklı yazısında: " ... tek gördüğüm, parçalanmış, harap olmuş bir Meksika. On iki milyon topraksız köylü ve yerli yabancı bunca işadamı, az sayıda melezin aptalca ve bencilce yönetimi altında incinip yok oluyor. Muhteşem zengin bir ülkenin, ... modern teknolojinin mümkün kıldığı trajik ölüm gereçleriyle oyun oynayan bir avuç çocuk kafalı adam tarafından ezilip kaosa sürüklendiğini görüyorum." (James L.Haley, ]ack Landon, çeviren: Yiğit Yavuz, İş Bankası Kültür Yayınları, s. 285.)
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
Reklam
ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
Atsız'ın 1940'lardaki kalem kavgaları: 19351940 arasında Atsız dergi çıkaramamış, daha çok bazı kitaplarının hazırlığıyla ilgilenmiştir. 1937'de Bozkurtların Ölümü'nün ilk bölümünü yayımlamaya başlamış, 1939 yılına kadar da Şükrullah ve Müneccimbaşı tarihleriyle meşgul olmuştur. 1940 yılında Atsız'ın tekrar şiddetli bir
ATSIZ'DA IRK-IRKÇILIK / SOYCULUK:Kimlerin Türk olduğu konusunda Atsız'ın geldiği son noktayı yukarıda belirttik. Başlangıçta Türk kökünden gelmeyenleri Türk saymayan Atsız, daha sonra Türk kökünden gelmiş kadar Türkleşmiş olanları ve başka bir ırkın şuurunu taşımayanları da Türk saymaktadır. Atsız bu konudaki fikrini örneklerle de
Tam da Anıtkabir yarışması programının duyurulduğu Mart 1941'de ortaya çıkan siyasi bir huzursuzluk da dikkate değerdir. İlk başta, Türk mimarlar yarışmaya dahil edilmemişti. İnanılması güç bir şekilde -zira bu Türk halkının lideri için yapılacak bir Türk abidesiydi- Türk mimarların yarışmaya katılmasına basitçe izin verilmemişti. Böyle bir kısıtlamanın getirilmiş olması son derece alışılmamış bir durumdur. Bu durumun aksiyse çok daha tipiktir: "Öteki," dışarıda ve sözde bilgisiz oluşundan dolayı ulusal kimlik ve belleğin şekillenmesine yardımcı olmaktan çoğunlukla men edilir. Bu tarihte Türk hükümeti, siyasi kararlar ve cumhuriyet için yeni kurumların oluşturulması gibi konularda tavsiyeler için aslında büyük ölçüde yabancı (çoğunlukla Almanca konuşan dünyadan) danışmanlara bağımlıydı. Bruno Taut Türkiye'ye böyle bir rol içerisinde çalışmaya gelmişti ve eğer zamansız ölümü olmasaydı muhtemelen daha uzun bir süre çalışmaya devam edecekti. Bu kısıtlamanın, Türk hükümetinin Anıtkabir için yapılan mimari yarışmayı bir sanat egzersizi olarak değil de -ki kesinlikle öyleydi- daha ziyade bir şeyin nasıl yapılması gerektiğine dair tavsiye olarak görmesinden ileri geldiği düşünülebilir. Her halükarda, Türk mimarlarına getirilen kısıtlama ancak Türk Yüksek Mimarlar Birliği protestolarından ve Türkiye' deki mimarlık yayınları ve popüler basının Bakanlar Kurulu'na baskı yapmasından sonra kaldırıldı.
Reklam
Bu uzun novellanın kahramanları bilim insanlarından oluşan bir ekiptir, bu da ilginç bakış açısı varyasyonlarını mümkün kılar: Lake'in betimlemeleri hayvan fizyolojisiyle, Peabody'ninkiler ise jeolojiyle ilgili olacaktır... HPL, Arthur Gordon Pym'den düzenli olarak alıntılar yapan, fantastik edebiyata tutkun bir öğrenciyi ekibe dahil etme lüksünü bile kendine hak görür. Artık Poe'yla boy ölçüşmekten çekinmez. 1923 yılında, üretimlerini hâlâ "gotik korkular" ola- rak nitelendirirken, "eski ustaların, özellikle de Edgar Poe'nun tarzına" sadık kaldığını ilan eder. Fakat o eşiği çoktan geçmiştir. Fantastik anlatının içine, kendisine çokça yabancı görünen insan bilgisinden gelen alanların terimlerini ve kavramlarını zorla sokarak çerçevesini paramparça eder. Ve Fransa'daki ilk yayınları, tamamen tesadüfen, bir bilimkurgu koleksiyonuna seçilir. Onu sınıflandırılamaz olarak konumlandırmanın bir yoludur bu seçim.
Sayfa 82 - Uxun novella dediği, Delilik DağlarındaKitabı okudu
Günümüz insanını ne bilgisizlik ne doğa ne de hastalık öldürecektir. Şimdiki muazzam ve silahlı uygarlığı yok etmekle tehdit eden tehlike yine insanın kendisidir. "O her zamankinden iyi yaşayabilir, ama nasıl yaşaması gerektiğini her zamankinden daha mı az bilmektedir?" İnsan kim olduğunu bilmeden başka bir şeyden nasıl söz edebilir?17
Sayfa 28 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
Önsöz
Elinizdeki kitap toplumsal Bilinçdışının süregiden mutasyonunu araştırıyor. Şu an bulunduğumuz noktadan, yani virüs salgını ve kapitalizmin felaketler doğuran çöküşünün damgasını vurduğu tarihsel eşikten gözlem yapıyorum. Bu eşikten bakınca, ufukta kaosu, tükenmişliği ve yokoluş eğilimini görebiliyoruz. Bu mutasyonun mükemmel bir özetini sunan
Sayfa 9 - Otonom Yayıncılık -1. Basım Şubat 2022, İstanbul - Kitabın Özgün Adı : The Third Unconscious - The Psycho-sphere in the Viral Age
varoluş
Search for: Arama.. Atatürk’ün Nutuk Adlı Eseri Atatürk Ansiklopedisi > Genel > Atatürk’ün Nutuk Adlı Eseri 31 Ara Atatürk’ün Nutuk Adlı Eseri PDF
151 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.