Ne kadar da doğru....
Her kavgada söylediklerinize dikkat etmiyor olabilirsiniz ancak o sözler bir gün o insanı hatırlayacağınız kelimelere dönüşebilir.
Aşkın zamanı olmadığı apaçık ortada, peki sizin aşka zamanınız var mı?
Reklam
Bulutların üzerinde yağmur aranmaz
Sayfa 62
Bu hayat bir haşr'dan ibarettir. Tutuşup yanmak, rüzgâra karışmak, yağmur olup toprakla buluşmaktır. Aşk ateş, rüzgâr bela, yağmur gözyaşı, toprak ise vuslattır...
Sayfa 128Kitabı okudu
Biz insanlar kar yağdığında beyaz mucizenin tadını çıkarmak yerine, ona beyaz felaket deriz. Yağmur yağdığında, onun bir rahmet nimeti olduğunu unutarak çamurdan, ıslanmaktan şikâyet ederiz. Güneşin yakıcılığından dem vururuz ama ışığı ve ısısı için hiç şükretmeyiz
Reklam
Insanların sevgiden kaçmasının belki de en büyük nedeni, sevginin cesaret istemesidir..
Bazı insanları kafamızdan silmeye çalışsak da hayaletleri beraber gittiğimiz yerlerde gezinip durur..
Öyle bir yoldayım ki önümü göremesem de doğru yöne gittiğimi anlayabiliyorum..
Reklam
Su kokusu olmaz demeyin. Akpınar'ın suyundan içmeyen ne bilsin. Kaynağından yeraltına ininceye kadar üzerine eğilen, dökülen ne kadar yarpuz, kekik, çiçek kokusu varsa hepsini yüklenmiş gelmiş. Klor kokmuyor, naylon kokmuyor, mis gibi su kokuyor, pınar kokuyor, biraz da canımın içi toprak kokuyor. Güz gelip gazeller döküldüğünde, yağmur çiselendiğinde, her bahçeden bir duman yükseldiğinde her yanı kavurma kokusu sarardı. Bir selam verin girin avluya. Taze ekmek, bir tas kavurma. Oturup bir köşede yersiniz artık. Artık kimse kavurma kaynatmıyor.
Sayfa 227Kitabı okudu
Med Cezir'lerin olduğu... Halden hale giren, bazen dingin, bazen dalgalı, bazen coşkun. Öfkemiz, sevincimiz, hüznümüz, tebessümümüz var. Büsbütün bir halde değiliz hiçbir zaman. An an, gün gün değişmekteyiz. Mevsimlerden çıkıp mevsimlere girmekteyiz. Ay'ın on iki hali gibi halimiz var bizim. Güneş'in açıları gibi değişkeniz. Bir dağ yamacından da esmişliğimiz vardır, çölleri toz duman etmişliğimiz de. Bulut bulut gölge olmuşluğumuz da vardır, şimşek şimşek yıldırım gibi düşmüşlüğümüz de... Yağmur olup yağmışlığımız da vardır, esip gürlemişliğimiz de... Tabiat'ın bağrında bir yerde halden hale girmişliğimiz de vardır. İnsanız biz. Gökkuşağının her rengine bürünmüşlüğümüz vardır. Öykünüp her haline, tabiat gibi olmuşluğumuz vardır.
Sayfa 142Kitabı okudu
250 syf.
·
Puan vermedi
Kitap 7 bölümden oluşuyor: √ Bir Değer Olarak Mahremiyet ( Prof. Dr. Saffet Köse) √İnsana Yakışan Erdem: İffet (Prof. Dr. Ali Akpınar) √Ailede Mahremiyet Eğitimi (Müftü Yrd. Saliha Bilgiç) √İslam' da Tesettür (Prof.Dr. Orhan Çeker) √ Aşkın Mahremiyetine Dair ( Prof. Dr. M.İhsan Karaman) √ Medya ve Mahremiyete (Yrd. Doç.Dr. Yağmur Küçükbezirci) √İslam ve Osmanlı 'da Mesken Mahremiyeti (Ayşe Şimşek)
Mahremiyete Dair
Mahremiyete DairAli Akpınar · Konya İl Müftülüğü Yayınları · 20174 okunma
Şimdi uzağım belki. Ama belli mi olur? Belki demli bir çay kokusuyla gelirim! Belki yağmur olur yağarım şehrine... Belki de rüzgârla düşerim önüne... Sen yeter ki bekle!.. *Rıfat Akpınar*
"Hepimiz yağmur damlasıydık, çamur olmadan evvel" Tolga Akpınar.
57 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.