Burada, pencerenin önünde, benim dışımda da var olan geceye bakıyor, dinliyorum. Defalarca öldürülmüş, paramparça edilmiş bir kadın uzanıp düş görüyor içimde, yağmur damlalarının çarptığı bir pencere ayırıyor onu defalarca sağ kalmış kadından, yansımalarla dolu bir pencere, bir uçurum... Henüz doğamamış bir başka kadın dinliyor, dinliyor... Hangisinin sesini, hangisinin suskunluğunu işittiğini, üstlendiğini bilemeden... "Ben" diyorum, benden daha eski. daha uzun ömürlü bir cesaretle, yarını, bir sürü yarını göğüsleyebilecek sözcüğü çağırıyorum.
Sayfa 147Kitabı okudu
I önce kol sonra sürgü sonra anahtar açılır kapı itilirim sırtımdan ben ebedi kiracı kesilmiş hükmüm önce sürgü sonra kol sonra anahtar kapanır kapı bir ömür boyu diri diri içmek için gövdemi dolanır bacaklarıma balçık gibi ağır bir karanlık çırpınsam küçücük pencerede çifte çapraz parmaklık üstünde yüzüme örtülür binlerce kare
Reklam
Dağlarının, dağlarının ardı, Nazlıdır. Uçurum kıyısında incecik bir yol Gider dolana - dolana, Bir hastan vardır, umutsuz, Belki Ayşe, belki Elif Endamı kuytuda başak, Memesinin, memesinin altında,
Vay Kurban
Dağlarının, dağlarının ardı, Nazlıdır. Uçurum kıyısında incecik bir yol Gider dolana - dolana, Bir hastan vardır, umutsuz, Belki Ayşe, belki Elif Endamı kuytuda başak, Memesinin, memesinin altında,
Yağmur Dolu Uçurum
Çünkü geçer bu kriz, yağmur Dolu yaralarımızı dağlar deniz Döneriz eve, içimizde bir umut Gene gideriz değil mi? Gene gideriz, gene gideriz.
Sayfa 71 - Gökçenur Ç.
15 öğeden 11 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.