Kadim Türkçede, sihrin bir adı da, yat’tır. Fakat, bu sihir bilhassa, yat taşı namı verilen yeşim taşının kutsiyetine istinat ediyor. Yada/Cada taşı gibi tabirler, hep bu yat kelimesinden gelir (Fransızcası Jade). Yat taşına, yağmur taş ve hacer-ül-matar derler. Gû ya bunu Hazret-i Nuh, oğlu Yafes'e, o da oğlu Türk'e vermiş. Bu taşm birçok hâssaları var. Suya konulursa, yağmur yağar; atın yelesine asılırsa, seyahat esnasında serin bir rüzgâr eser; bir beze sarılıp da yangına atılırsa, yangın derhal söner ve hattâ İçinde sarıldığı beze ateşten ufak bir zarar bile gelmez. Bu taş vasıtasiyle, kar ve dolu yağdırmak yahut kötü havayı iyi havaya çevirmek mümkündür. Yüzük kaşı, kemer kaşı bundan yapılırdı. Zâten kaş, esasen bu taşın ismidir. Kâşgar'da beyazına ak kaş, siyahına kara kaş derler. Şamanlar bu taş vasıtasiyle
çok işler yaparlar, cinleri kovarlar, hastaları tedavi ederler. Bu taşı istimal eden samanlara, yadacı namı verilir.