Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şövalye katettiği yolları geri dönmekteymiş şimdi, haftalar önce yıldızını aramak için terk ettiği köyünün yolunu tutmuş. Çünkü artık bir yıldızı yokmuş, güneşmiş artık kalbindeki. Ve bilirmiş ki nereye giderse oradaymış güneş, kaymaz, düşmez, yok olmazmış. Geceleri uyur, gündüzleri tam karşısına çıkarmış. “Benim gibi, ” diye düşünmüş şövalye, “geceleri uyur, gündüzleri açar gözlerini. ” Biricik yıldızı yukarıdan onu ısıtır, aydınlatırmış şimdi. Gözlerini gökyüzüne çevirmiş, hayranlıkla izlermiş yıldızını, güneşlerin en güzelini. Sonra bir an güneş batmış, yağmur başlamış, olduğu yerde durmuş şövalye. Gökyüzüne bakmış, ne yıldızından bir eser kalmış ne ışıktan ne sıcaklıktan. Sırılsıklammış, donuyormuş şimdi. O an anlamış, evren onları birbirine, önlerine engeller koymadan kavuşturmayacakmış. Şimdi sırılsıklammış ya hani, bilirmiş şövalye, bu sırılsıklam oluş yağmurdan değil aşktanmış.
Bir şey gerçek olmasa bile , seni mutlu edemez mi yani?
Reklam
Unutmayın ki kalp su deposu gibidir
Allah'ın mümine vaadi fırtınasız bir hayat değildir; fırtınalar her vakit olacaktır. Allah'ın mümin kuluna vaadi, eğer Kendisine yönelirse fırtınalardan kurtulmasına yardımcı olmaktır. Unutmayın ki kalp bir su deposu gibidir. Gözyaşlarının akmasına müsaade etmezseniz o depo patlar. Böyle durumların daha önce de başınıza geldiğini hatırlayın, Allah o zaman da her zaman da sizi kurtarmıştı. Yağmurdan sonra sükunet çöker, gökyüzü bile yaşlarını döktükten sonra rahatlar. Siz de aciz bir insan olarak sadece kendinize dayanamazsınız, bu dağı tek başınıza taşıyamazsınız. Taşımaya kalkarsanız altında ezilirsiniz. Dağı, Allah'a teslim etmelisiniz. Göklerin ve yerin Yaratıcısına hiçbir şey zor değildir. Zorluk da Allah'ın yaratmasına dahildir.
Sayfa 274Kitabı okudu
Yağmurdan korunsam da Kırık bir ağacın altında, Benimdi ateşe en yakın olan sandalye Aşk ve siyaset konuşulan Her toplulukta, Zaman beni değiştirmeden önce. -W. B. Yeats
Sayfa 223Kitabı okudu
Bir fotoğraf aslında ne kadar da zavallı bir şey. Bir insanin veya bir evin yaşamının icindeki milyonlarca andan yalnizca bir tanesini yakalayabiliyor.
Abdullah bin Ömer şöyle diyor ;
Resûlullah (sav) bize döndü ve şöyle dedi ; “Ey Muhacirler cemaati! Beş şey vardır ki onlarla imtihan olacaksınız. Onların sizi (hayatta iken) yakalamasından Allah’a sığınırım. Onlar şunlardır: ● Bir milletin içinde zina, fuhuş ortaya çıkıp nihayet o millet bu suçu alenî olarak işlediğinde, mutlaka içlerinde veba hastalığı ve onlardan önce yaşamış milletlerde görülmemiş başka hastalıklar yayılır. ● Ölçü ve tartıyı eksik yapan her millet, mutlaka kıtlık, geçim sıkıntısı ve başlarındaki hükümdarların zulmü ile cezalandırılır. ● Mallarının zekatını vermekten kaçınan her millet, mutlaka yağmurdan mahrum bırakılır (kuraklıkla cezalandırılır) ve hayvanları olmasa onlara yağmur yağdırılmaz. ● Allah’ın ahdini (emirlerini) ve Rasûlü’nün ahdini (yaptığı anlaşmaları ve sünnetini) terk eden her milletin başına, Allah mutlaka kendilerinden olmayan bir düşmanı musallat eder ve düşman o milletin elindekilerin bir kısmını alır. ● İdarecileri Allah’ın Kitabı ile amel etmeyip, indirdiği hükümlerden işlerine geleni seçtikçe Allah onların hesabını kendi aralarında görür (fitne, fesat ve anarşi belasına maruz kalırlar).” (İbn-i Mace, Fiten, 22
Reklam
Gerçek mi komutanım, böyle değil miydim ben? Böyle de­ ğildiysem n'oldu bana? N'oldu bize? Nasıl göze alabiliyorum böyle sefil bir ölümü? Vatan yolunda döğüşürken ölmek neden geçmedi benim elime? Şimdi bir şeyler yapılamaz mı? Ben hiç mi bir işe yaramam? Bir işe yaramak için beklemek gerek. .. Bunu göze alamıyorum! Bitmeli bu iş, bir ayak önce ... Bunu anlıyo­rum. Ölçüp biçtim, beklemek imkansız ... Fakat komutanım, ge­ ne de, kolay değil kendini öldürmek! Hele bu sabah yağmurdan sonra ortalık ne kadar güzeldi. Bunu, geceyi uykusuz, bunaltılı geçirenlerden başkaları hiç bilmez. Kendini öldürenlere 'delirdi' derler. Ah keşke, delire bilsem ... Ölümden korkmadığımı gördü­nüz, komutanım; ben, ölmemekten korkuyorum. Yani, öldükten soma da bu acılar sürerse diye ödüm kopuyor! Acı çeken gövde mi, ruh mu? Bunu kesinlikle bilmek ne büyük mutlulukmuş!
Martı sesleri Alper'i şimdiye geri getirdi. Teslimi yaklaşan bir final ödevi için Tanpınar'ın Huzur'unu okuyordu zoraki. Okumak da denemezdi. Çoğu sayfayı atlıyor, ödevi için işe yarar bulduğu kısımları çekip alıyordu metinden. Kısa, çok kısa bir an, romanı okurken tasavvur ettiği âlemin içinde hissetti kendini; sanki aniden bastıran yağmurdan kaçan Nuran'la Mümtaz'ın önce sesleri sonra da suretleri şu Boğaz yamacında belirecek ve Alper, onları görüp zihnindeki tasavvur ile karşısındaki gerçekliğin benzerliğini kıyaslayacaktı. "Hayalimdekinden de uyuzlardır kesin," diye geçti aklından. Bakışları takayı aşıp karşı kıyıdaki pembe binaya, Sabancı Öğretmenevi'ne ulaştı. Oradan da geçen yıl mezun olduğu fakültesine... Böylece zihninde bir dolu anı canlandı.
Sayfa 12 - Giriş, Hayalin turkuaz denizlerindeKitabı okudu
Babamın Aşamadığı Kalın Demirleri
Sabah kalktığımda bütün bedenimde derin bir uyuşukluk hissediyor, büsbütün tüm benliğimi saran bir acıyla baş etmeye çalışıyordum sanki. Öyle ki yataktan kalkmak ve kalkmamak arasında düşünürken içeriye birdenbire babam geldi. "Hadi uykucu uyan, gün doğdu. Bugün doktorun seni ziyarete gelecek" diyerek benimle şakalaştı. Ardından daha o
Yağmurdan Önce
Time never dies The circle is not round (Pred Doždot), Milčo Mančevski
Reklam
Kafasında, "Sabahki yağmurdan sonra bu hava ne hoş, değil mi?" cümlesi kuruluydu. İlle havadan mı bahsedecekti? Bu cümleyi söylemeyecekti; ama kafası tutuk, tıkanık gibiydi. Sanki bunu söylemeden önce başka bir şey diyemeyecekti. İçini bir umutsuzluk sardı.
Sayfa 28 - YKY Yayınları İlk Yaz 3
280 syf.
·
Puan vermedi
KANATLARIN VAR RUHUNDA . Hepimiz onu özgür kız olarak tanıdık. Ardından kek çırptı, tek taşını kendi aldı ve ben ona resmen aşığım dedi... Kendi de aşık oldu eşi Serdar' a ve Aziz Arif ile içindeki gücü tüm çocuklar içinde ortaya çıkardı bir okul açarak. Gitarını alıp kulağımıza hitap etmesi bir yana, kelimeler ile ruhumuza işledi satırları
Kanatların Var Ruhunda
Kanatların Var RuhundaNil Karaibrahimgil · Doğan Novus Yayınları · 202430 okunma
1.158 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.