“Arşiv’den daha kutsal bir şey yoktur. Tapınaklar bile yeniden inşa edilebilir ama kitaplar yeniden yazılamaz.”
-Albay Daxton’ın Kâtipler Bölüğü’nde Mükemmelleşme Rehberi’nden
“Cehennem. İşte, asıl cehennem buydu. İblislerin hüküm sürdüğü Yedi Çember değil… Ne Şeytan’ın mükemmel şatosu ne de günahın ve ahlaksızlığın kol gezdiği Günah Hanedanları… Burasıydı. Bir zamanlar yuva bildiğim yer. Asıl cehennem bu adaydı.”
“Bu beş kişi, benim için kelimelerle ifade edilemeyecek kadar önemliydi. Daha önce hiç gerçek bir ailem varmış gibi hissetmemiştim. Ama onlarla birlikteyken, bir ailem olduğunu biliyordum.”
“Her hayatta bir dönüm noktası vardır. Bu öyle muazzam, keskin ve belirgin bir andır ki insan kendini göğsünden vurulmuş gibi hisseder, nefesi kesilir ve bilir… Şüphenin en ufak gölgesi olmaksızın hayatının bir daha asla aynı olmayacağını kesinlikle bilir.”
“Bir gün geçmişe dönüp bakacak ve hayatının bu anını çok güzel bir hüzün mevsimi olarak hatırlayacaksın. Yasta olduğunu ve kalbinin kırık olduğunu ama hayatının değişmekte olduğunu göreceksin…”
“Sen de on iki yıl ortada yoktun, anne.” diye hatırlattım. “On iki çok uzun yıl. Hemen alt kattaydın, benden yalnızca yetmiş altı basamak uzakta, evet, o zaman saymıştım, ama birbirimizi neredeyse hiç görmüyorduk.”
Riley, Rory, Rosaleen, Regan ve Ronan içeri girip kollarını sallayarak ve deli gibi hareket ederek beni gösteriyordu.
“Niçin mahkeme salonumda çocuklar var?” diye kükredi huysuz yargıç. “Okul gezisi falan mı var?”
Parmağımı kaldırdım. “Onlar benim Sayın Yargıç.”
“Hepsi mi?”
“Evet efendim.”