Yağmur

"Senden istediğim sadece mutluluk olsaydı, hiç seninle uğraşmazdım gidip bir buçuk porsiyon iskender yerdim."
Reklam
Yaklaşık üç-dört günlük olduğunuzu ve büyüklük açısından iğne deliğinden geçebilecek kadar küçük bir boyutta olduğunuzu hatırlatalım. Zira insan, nihayetinde ne olursa olsun geldiği yeri unutmamalı. Şu an sahip olduğunuz o havalı tavırlarınız, her şeyi bildiğinizi sanmanız, size, zamanında iğne deliğinden geçebilecek küçüklükte bir dut olduğunuz gerçeğini unutturmasın lütfen.
"...oğlum bana "ben neyim" diye ilk sorduğu gün ona semalardan haykıran bir melek gibi "Büyük tarihli bir Türksün" diye hitap edeceğim, bunuda, bu ses onun ruhunda ne fırtınalar koparacak, ninnisini söylerken bu günleri yanık sesle ruhuna söyleyeceğim, ona büyük Türk ırkının şarkılarını terennüm edeceğim, kundağına mimarların yaptığı abideleri işleyeceğim, masallarda Fatihleri, Yavuzları anlatacağım. Mendilinde, kitabında, cüzdanında, fesinde hep "İzmir" görecek, olurki ona babamdan kalan altın fatihalı kılıncı rafta sarılı duran bayrağı bir miras olarak vereceğim ve kulağına gizli bir vasiyet söyleyeceğim."
Sayfa 20 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Uçarı, ciddiyetsiz gençlik, mantık yoksunu liberal düşünürler gibi beyhude bir inançla, tanrıtanımazlığın, özgür düşüncenin bir işareti olduğunu söyler. Oysa inançsızlık, maneviyatın yoksul düşmesi, ruhun bir hastalığa yakalanmasıdır.
... büyük bir günah işlemişlerdi ve şimdi de en suçludan en suçsuza doğru cezalandırılıyorlardı. Sıra bir gün kendisine de gelecekti. Bunu hissedebiliyordu. Vera normalde inançlı bir kadın değildi ama geçmişten gelen kâbus asla peşlerini bırakmamıştı. O geceyi tekrar tekrar defalarca yaşamıştı kâbuslarında. Geçmiş bazen o kadar ağırlaşıp çökerdi ki insanın içine, akciğerler nefes alacak yer bulamazdı. Öylece otururdu içeride. Sadece ufak bir hata tüm hayatı kâbusa çevirebilirdi.
Sayfa 323Kitabı okudu
Reklam
Reklam