Rabia
@yagmursesii
Bir kitabı okurken geçen iki saatin ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.
~Sabahattin ALİ~
26 January
302 reader point
Joined on June 2019
Sabitlenmiş gönderi
"Dünyayı tanıdıkça hoşnutsuzluğum daha da artıyor; her geçen gün insan karakterlerinin tutarsızlığına ve akıllı, duygulu görünenlere bile güvenilmeyeceğine olan inancım güçleniyor."
Sayfa 141Kitabı okudu
Eğer yapabileceğinize yeterince inanırsanız, iyi bir kulaklık ve güzel bir şarkı listesi ile üzerinden gelemeyeceğiniz bir iş yoktur.
Aslına bakarsanız bir şeyleri başarmanız, o şeyi ne kadar istediğinizle ilgilidir.
Reader Follow Recommendations
Sonradan görmeler, benzer yeteneklere sahip oldukları maymunlar gibidir: onların yükselişi izlenir, yukarı tırmanırken gösterdikleri çeviklik hayranlık uyandırır, ama zirveye ulaştıklarında sadece ayıp yerleri görünür.
Sayfa 44Kitabı okuyor
Aşkın da yaşam gibi, yaşandığı süreç boyunca kendi kendine yeten bir erinlik dönemi vardır.
Sayfa 43Kitabı okuyor
Fazla düşünen zeki insanlara asla güvenmeyeceğim.
Sayfa 41Kitabı okuyor
...üzerinize düşen düşünce çığı altında ezilmişsiniz.
Sayfa 41Kitabı okuyor
...bir kadının sessizliğinin ne kadar anlamlı olduğunu ve sürekli bir konudan diğerine atlanan dağınık bir sohbetin ne çok düşünce içerdiğini anladım.
Sayfa 30Kitabı okuyor
Birçok bahtsız varlık için yarın içi boş bir sözcüktür...
Sayfa 30Kitabı okuyor
Demek Mösyö de Chessel bende onun ilgisini çekecek bir güç olduğunu varsayıyordu, bu varsayım bu gücü bana vermek anlamına gelmiyor muydu?
Sayfa 29Kitabı okuyor
Eğer limbik sistem ve frontal korteks bir konuda ayrışırlarsa büyük bir ihtimal savaşı derin beyin olan limbik sistem kazanacaktır.
"Düşünceler duyguların çekim alanlarına girince bükülürler."
Eğer limbik sistemin inanmışsa, korteksin ne söylediği kimin umrunda...
Kokuların öyle bir inandırıcılığı vardır ki sözden, gözle görmekten, duygudan, iradeden daha güçlüdür. Savılıp atılamaz bu inandırıcılık, soluduğumuz havanın ciğerlerimize işleyişi gibi o da içimize işler, doldurur bizi, hepten ele geçirir, çaresi yoktur.
Gerçek nedir? Gerçeği nasıl tanımlarsın? Eğer sadece hissedebildiğin, koklayabildiğin, tadını alabildiğin ve görebildiğin şeylerden bahsediyorsan o zaman gerçek, sadece beynin tarafından yorumlanan basit elektriksel sinyallerdir.