"Hiç kimsenin yağmurun bile, Böyle küçük elleri yoktur."
Sayfa 36
Münih’in beğendiğim ikinci özelliği trafikteki düzen oldu. Burada üç kişiye bir araba düşüyormuş. Bizimkilerin de arabası vardı. Şehrin içinde ve dışında arabaların gelip gidişi parmak ısırtacak bir intizamla oluyordu. Korna çalmak yasağı olmadığı halde korna binde bir, meselâ önde giden bisikletli çocuğu uyarmak için çalınıyordu. Caddelerin,
Reklam
"Tutamadığım ellerin yağmurum olsun, sarıp da doyamadığım sinen toprağım olsun."
Sayfa 149 - Kapı Yayınları, TurnaKitabı okudu
İris'in Ölümü bugün kalbimi eski bir plak gibi öyle çok tersine çevirdim ki bazı şarkılar vardır cızırtılı bir yağmur gününü anlatır uzaklarda süren sarı yağmurluklu bir hayatı
Girenlerin ayak tupurtuları ve yerleşme kıpırtılarının sonunu bekledikten sonra, Albay ağır ağır söze başladı: ''Arkadaşlar ... Bu sancak namusumuzdur!" Gerilerden bir ses: "İki paralık eden kimdir o namusu?" "Kimdir diyen ileri çıksın hele! " Bayraktar İsmail, arkadaşlarının arasından iki baş yukarı doğrularak
Sayfa 297 - YORDM KİTAP
…. hangi gece suçluydum? Hangisini sen yaptın? Gıcır gıcır bir kurşun tam solumda Affet, alçak gönüllü biri olamadım. Gözlerimi siliyorum yağmur başlıyor Yağmuru siliyorum ellerim paslanıyor Çölü içinden geçirenleri anımsıyorum, geçerken denizleri emanet alanları hani Ölümün bile inanacak kimsesi kalmadı Hiç ağlamayacak mısın?
Sayfa 55 - AltıkırkbeşKitabı okudu
Reklam
582 öğeden 181 ile 190 arasındakiler gösteriliyor.