Senden kalkıp başka ellere gidemem.
Rüzgâr ve kuytu,
Yağmur ve uykuyduk birbirimize
Aklına geldikçe viran teknelerinde sev beni.
Gazze'de hava bulutlu on yedi derece,
Nem yüzde 16, rüzgâr saatte 13 kilometre.
Saldırıda ondokuzuncu gün, yirminci gece.
Ölü sayısı binin üstünde, yaralı binlerce.
Şimdi önüme dört çöl fotoğrafı koydum.
Dört mecaz olsun diye serin, kanlı dünyaya Duygusal konuşmak için şairler var diyor, Okkadar dallama birileri tv'de Gazze üstüne
Yağmurda karda doluda iki kere sev beni, Altüst edilmiş cümleyim ben senin elinde
Zalimin rişte-i ikbalini bin ah bile bazen
Kesmiyor, gördün işte, delik deşiğim ben.
Naylonlara bezlere sarmışlar, büyümeden...
Büyümeden allahım bakamam,
bakamam onlara... onlar mermide,,,
Bu çocuklar korrrrrrrrkunç
Vurulmuş allahım.
İnsan; insan ne ki,
Şeytanın bacağı kırık kalıyor
İnsan derken.
Ey! bu sonsuz âlemleri, bir zerreden var eden,
Ey! bu sonsuz nimetleri, kullarına yâr eden,
Bizleri cennetlere, sonsuz hissedâr eden,
Rahmân olan,Rahim olan, bağışlayan RABB’İMİZ.
****
Bu gece biz , ruhumuzun kirlerinden arındık.
Bu gece biz, beden beden imân ile sarındık.
Bu gece biz, ümitlerin mâbedinde barındık,
Açtığımız bu elleri, boş çevirme
305'te şüpheli bir cıgara
ucunda tel tel dökülen bir çocuk
ne yanına dönse simsiyah
yağmurun kederli camları
camları
birini bekliyor ama kimi
elleri ter içinde teri soğuk
kapıyı dinler arasıra
akşamları
militan akşamları
Bu dünyanın neresindesin hiç düşündün mü? Ne olarak var oluyorsun bu dünyada? Amacın ne, ne kadar yer kaplıyorsun, hayallerin ne, ne için buradasın sen? Aynanın karşısına geç ve sor kendine: Ne için buradayım ben? Herkes ama herkes bu dünyaya bir sebeple yollandı. Herkesin burada olmasının bir sebebi var. Sen de biliyorsun... İçinde büyük bir dünya var senin. Çiçeklerle kaplı, bulutlarla çevrili bir dünya. Biliyorum, bazen o bulutların kararıyor yağmur yağıyor içine. Ama sen de biliyorsun ki her yağmur sonrası güneş açar. Ve yine bilmelisin ki, yağmur yağmadan çiçek açmaz... Bırak yağsın yağmurun. Bırak aksın gözyaşların. Yoruldun mu, bırak tutmasın bacakların. Çaresiz misin? Kal öyle. Bırak artık kendini, üzüntünü yaşa. Kendine engel olma, kendini tutma. Kendi felaketine kollarını aç. Ellerin mi titriyor, bırak titresinler. Titreye titreye durmayı öğrenecekler. Üzüntünü durdurmaya çalışma. Her şeyi yaşayacaksın bu hayatta, hüznü de mutluluğu da.