Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul! Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiç bir yer. Ömrüm oldukça, gönül tahtına keyfince kurul! Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
Artık demir almak günü gelmişse zamandan Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol. Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli, Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu! Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu. Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler; Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler. Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden, Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden
Reklam
""Yalnız duyan yaşar" sözü, derler ki, doğrudur "Yalnız duyan çeker" derim, en doğru söz budur.
Yalnız bu semti sevmek için ömrümüz kısa... Yazlar yavaşça bitmese, günler kısalmasa ...
Hayaller, hayatta tutar. Yaşamaya motive eder. Gerilim, gelişimi getirir. O yüzden insanın hayatta bir amacı ya da hayali olması, bunun için mücadele etmesi, kimi zaman bu yolda acı çekmesi yaşamsaldır. Yahya Kemal Beyatlı'nın da dediği gibi, "Ölmek değildir ömrümüzün en feci işi, müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi." Ölmeden ölmek ya da ölmemek, mesele bu.
Hicran gün ortasında neden böyle seslenir, Birden hatırlatır unutan kalbe sevgiyi?
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.