Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yıldız Yıldırım

Yıldız Yıldırım
@yakamozlimani
Sözüm bize ; Bedenimiz ruhumuzu serbest bırakana dek derin bir ritim tutmak gerek. Çizgimiz yüzeysel hissetmemek.
Mimar
60 okur puanı
Aralık 2017 tarihinde katıldı
304 syf.
·
Puan vermedi
Momo
MomoMichael Ende
8.5/10 · 66,1bin okunma
Reklam
Ve Dağlar Yankılandı
Ve Dağlar YankılandıKhaled Hosseini
7.8/10 · 34,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yıldız Yıldırım

Yıldız Yıldırım

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Cehenneme Övgü
Cehenneme ÖvgüGündüz Vassaf
8.6/10 · 10bin okunma
"Merhaba" demenin, "seni seviyorum" demenin birden fazla yolu var; "özgürlük" demenin ise hiçbir yolu yok. Çok boyutlu, çok duyumlu deneyimimizi tek bir sözcüğe indirgediğimiz anda, bizi çevreleyen sonsuz zenginliği bozmuş, insanoğlunun hayal gücünü iğdiş etmiş ve totaliter bir düzeni zorla kabul etmiş oluyoruz. Dünyayı sözcüklerle tutsak ettik. Bu süreçte biz de, kendi sözcüklerimizin tutsağı olduk.
Sayfa 41 - İletişim YayınlarıKitabı okuyacak
Reklam
Sessizlik sözlerin yokluğu demek değildir. Doldurulması gereken bir boşluk değildir o. Sessizlik sözcüğü bile yanlış. Ozanlar, sessizliğin seslerine kulak verirler.
Sayfa 41 - İletişim YayınlarıKitabı okuyacak
Sözcükler ,.. emperyalizmin yeni ele geçirdiği toprakların üzerine diktiği fetih bayraklarından farksız. Uzayın sonsuzluklarına doğru açıldığımız yeni çevreyi çarçabuk belirliyor ve düzenliyorlar. Bu da insan zihnini, kuşaklar boyunca sürecek standart bir düzene sokuyor. Dünya ve evren değişiyor, sözcükler değişmiyor. Zihinsel paradigma, her zaman en son değişen şey olarak giderek gerisinde kalıyor yaşantımızın.
Sayfa 39 - İletişim YayınlarıKitabı okuyacak
Dil giderek, bir bilgisayar dilinin basit biçimine dönüşüyor. Konuşulan dil giderek, gerek insan, gerek makine tarafından uygulanabilecek bir dizi talimat haline geliyor.
Sayfa 38 - İletişim YayınlarıKitabı okuyacak
Dilimiz, doğayla kurduğumuz belirli ilişkilerle sınırlı. Oysa gördüklerimizi algılama yeteneğimiz, dilin bizi içine hapsettiği küçük ve sınırlı dünyadan çok daha zengin.
Sayfa 38 - İletişim YayınlarıKitabı okuyacak
Daha başka soyutlama ve genelleme biçimlerinin bize sunduğu sonsuz olasılıklara rağmen, uygarlığımızın kendine özgü gelişimi, ve bir dereceye kadar, evrimimizin akışı, bizi ancak tek tip bir soyutlamaya, dille sınırlanmış bir soyutlama biçimine mahkûm ediyor.
Sayfa 37 - İletişim YayınlarıKitabı okuyacak
Reklam
Peki, ya aşkın karşılığı olan hiçbir sözcük olmasaydı? O zaman aşk olmayacak mıydı yani? Aşk duyulmayacak mıydı o zaman? Aşk sözden önce de vardı.
Sayfa 37 - İletişim YayınlarıKitabı okuyacak
Konuşma diline öyle alışmışız ki, arabayı atın önüne koşuyoruz. Yapay kategoriler, yaşam deneyimlerinin yerini almış durumda. Tüm duyularımızın toplamından da yoğun kavramlar, her nasılsa sözcüklere teslim ediliyor.
Sayfa 36 - İletişim YayınlarıKitabı okuyacak
Birer ikame olan sözcükler, kendimizi yaşama bırakmaktan alıkoyar, deneyimlerimizin önüne geçer. Sözcükler bizi kör eder. Tüm duygularımızı ve düşüncelerimizi birer sözcüğün içine sıkıştırma yolundaki baskın faaliyet, duyularımız aracılığıyla ulasacağımız kavrayışı engeller, önünü keser.
Sayfa 36 - İletişim YayınlarıKitabı okuyacak
382 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.