Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Amerikalı eşimle evli olduğum süre içinde de evimde bunu yaşadım. Çocuklarımla 9. Senfoni'yi dinleyebiliyordum ama Aşık Veysel'i onlarla dinleyememek içimi çok ama çok yaktı. Halbuki gençlikte bunun önemli olacağını hiç düşünmezdim. Herkes bunu umursamak zorunda değil, ben de "umursasın" demiyorum. Ama beni ben yapan duygularım, aklım, ilişkilerim, inanç ve değerlerim konusunda bilinçli olmam gerekiyor.
Sayfa 218Kitabı okudu
Mecnun'um Leyla'mı gördüm Bir kerecik baktı geçti Ne sordum ne de söyledi Kaşlarını yıktı geçti Soramadım bir çift sözü Ay mıydı, gün müydü yüzü Sandım ki Zühre yıldızı Şavkı beni yaktı geçti Ateşinden duramadım Ben bu sırra eremedim Seher vakti göremedim Yıldız gibi aktı geçti Bilmem hangi burç yıldızı Bu dertler yaralar bizi Gamze okun bazı bazı Yâr sineme çaktı geçti
Reklam
Bugün, nefsî arzularına yenik düşerek modern hayatla İslâm'ın düsturlarını birleştirmeye çalışan, tesettürü keyfince şekillendiren, bu dava için paramparça olarak ölmeyi göze almış Sümeyye validemiz orada dururken örtünmeyi bile göze alacak kadar fedakarlık yapamayan Sümeyyelerimiz oturup düşünmelidir. Bugün değilse ne zaman? Kabre girip, amel defterimiz dürüldükten sonra mı? Ahirette Sümeyye validemizle karşılaşınca yüzüne bakacak derecede bir fedakârlığımız olmayacak mı bizim? O, onca yaşına, bitkin vücuduna bakmaksızın çölün kızgın kumları üzerinde bedenini parçalatacak kadar bu yolda fedailik yapmışken bugün bizlerin güneşin altında tesettürüm yaktı beni' demeye hakkımız var mı?
Sayfa 78
Bu minicik ateş beni yaktı kavurdu , dayanacak gücüm kalmadı ..
Karşılıksız sevgi umudum yıktı Bil ki sevdan beni odlara yaktı Sana pınar pınar gözyaşım aktı Seller arasında kaybolmaktayım
Sayfa 114Kitabı okudu
276 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Vahdettin Paşa yaktın yüreğimizi.
Kitap karma bir çok olayı barındırıyor, yakın tarih bilgimizin ne kadar kıt ve eksik olduğunu çarşaf gibi ortaya seriyor, güzel kitap. En çok beni etkileyen sahneye gelecek olursam Vahdettin paşa oldu. Osmanlı'nın bu kadar kötü bitmesi, hanedan üyelerinin bu kadar perişan edilmesi ve özellikle Vahdettin Sultan ile ilgili zihinlerde yuva yapmış iftira kümeleri beni çok üzdü ve etkiledi. Osmanlının son evlatları çöp gibi atılmamalıydı, gönderilmemeliydi, sefil edilmemeliydi. Onlar şanlı bir devletin kurucularının evlatlatlarıydı şanlarına halel getirilmemeliydi.... Hülasa yaktı ciğerimi Vahdettin Sultan Yaktı göğsümü Osmanlının şanlı hanedanı.
Küller Altında Yakın Tarih
Küller Altında Yakın TarihMustafa Armağan · Timaş Yayıncılık · 2006530 okunma
Reklam
sandım ki zühre yıldızı, şavkı beni yaktı geçti... 💫🍂
Bugün, nefsî arzularına yenik düşerek modern hayatla İslâm'ın düsturlarını birleştirmeye çalışan, tesettürü keyfince şekillendiren, bu dava için paramparça olarak ölmeyi göze almış Sümeyye validemiz orada dururken örtünmeyi bile göze alacak kadar fedakarlık yapamayan Sümeyyelerimiz oturup düşünmelidir. Bugün değilse ne zaman? Kabre girip, amel defterimiz dürüldükten sonra mı? Ahirette Sümeyye validemizle karşılaşınca yüzüne bakacak derecede bir fedakârlığımız olmayacak mı bizim? O, onca yaşına, bitkin vücuduna bakmaksızın çölün kızgın kumları üzerinde bedenini parçalatacak kadar bu yolda fedailik yapmışken bugün bizlerin güneşin altında tesettürüm yaktı beni' demeye hakkımız var mı?
"Ayşe de benim eserim ... Beni Allaha bağlayan ... Yani, bana Allah'tan bir parça getiren vasıta ... lşte bu sebepten 'baba olmak biraz da Allah olmaya benzer' demişler. .. Doğru söylemişler. . . " Bir cıgara daha yaktı.
Yağmurlar sırtıyla sırtımın arasındadır; Şarkılar dudaklarıyla dudaklarımın. Bin parçaya böldü beni bir divane sır, Sesi geliyor sesi günahkâr çocukların; Şarkılar dudaklarıyla dudaklarımın arasındadır. Gönüller yanarak kavuşacaktı; Yüzdeki ıstırap, çile ocağı, Onun bu ocakta yanan toprağı, Bir gece rüyamda avuçlarımı yaktı, Gönüller yanarak kavuşacaktı. Benim gözlerim yeşildir, onun gözleri kara; Ben günah kadar beyazım, o tövbe kadar kara.
Reklam
Kafamın içindeki müzik sesi siren sesleri ile karışıyor. Bağırışlar ve sirenler arasında içinde bulunduğum o sıkışıklık hissi hiç geçmiyor. Kaybettiğim bilincim ruhumu gerçekten de yaralı bir kumru olduğuma inandırmaya yetiyor. Ne etrafımdaki yosunlar beni bırakıyor ne de ben yaralı yanımı bırakıyorum. Hani hayatımız boyunca hep bir yerlerden sıyrılmaya, çıkmaya çalışırız ya... Oradan çıkarız ama kalıntılarından kurtulamayız hani. Ruhum o yosunlardan asla kurtulamıyor. Çünkü evi gökler olanın sularda işi yoktur. Benim yerim herkesin ardıydı, benim yerim geri plandaydı, gölgedeydi. Çıkıp parlamak istediğim her an ışıklar beni yaktı. Hayatıma uzattığım her zeytin dalı bana kırılarak döndü. Sevilmeyen bir çocuktum, görülmeyen bir çocuktum. Anneniz ve babanız bile sizi görmek istemediğinde en büyük tutkunuz herkes tarafndan görülmek olur. Bu bir çocuğun içine düşebileceği en tehlikeli tutkudur. Görülme isteği beni mantıksızlığın zirvesine itti. Öne çıkma isteği beni kırdı, yordu, mahvetti. Sonra günün birinde çok uzun bir uykuya daldım. Çok kasvetli, çok derin, çok ağır bir uyku...
''Ayşe de benim eserim...Beni Allah'a bağlayan... Yani, bana Allah'tan bir parça getiren vasıta... İşte bu sebepten ''baba olmak biraz da Allah olmaya benzer'' demişler... Doğru söylemişler.. Bir cigara daha yaktı.
Sayfa 396 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.