Yakup Gök

Yakup Gök
@yakupgokx
-İnsanların çoğu bu dünyadan sadece geçerler (sürüdürler), yaşamak denilen şey çok az kişiye mahsustur (gerçeği arayanlara). -Körler ülkesinde görmek hastalık sayılır.
Reklam
İslam ve Müslüman ayrımı
Uzun süredir zihnimde dönen düşünce: "İnsanlar aslında dinden değil, din adına konuşanların yanlışlarından dolayı dinden uzaklaşıyor".
Filistin - İsrail Savaşı
Filistin, İsrail savaşında Filistin'in neden yalnız kaldığı sorusunun cevabı bu kitapta. Cevap: 1) Kitapta anlatıldığı üzere, İslamofobi için Amerika'da fonlar ayrılıyor, dernekler kuruluyor, bu işin endüstirisi yapılıyor orada. 2) Yıllarca medya tarafından dünyaya müslümanlar terörist olarak lanse edildi, onların gözünde bizim hamam böceğinden farkımız yok. Biz müslümanlar kolay olanı, anlık hareket etmeyi, sonuca odaklanmayı seviyoruz; sorunun temeline indiğimizde yıllardır süregelen müthiş bir çalışmanın olduğunu görebiliriz ama müslümanlar bu tür çalışmalardan haberdar bile değil çünkü uyuyorlar.
İslamofobi Endüstrisi
İslamofobi Endüstrisi

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir insan bu çağda gerçekten cennete gitmek istiyorsa bu hastalıklı toplum yapısından olabildiğince kendini korumalı, herkesin normalleştirdiği şeylere karşı kendi doğrularını inşa etmeli. Her gün insanların içinde olan biri olarak söylüyorum, bu çağ hasta, bu toplum hasta. Müslümanların çoğu yobaz, bir kısmı da aklını put edinmiş, ortası yok. Diğer bir kesimin ise zaten dinle hiç işi yok, deve kuşu gibi kafasını kuma gömmüş, ölüm aklına geldikçe unutmak için elinden geleni yapıyor, Allah ıslah etsin... Kalabalıklar içerisindeki yalnızlık bu işte. Yobaz olmak kolay, dini işine geldiği gibi (sözde akıl) yaşamak kolay, dinsizce yaşamak zaten en kolayı... Ama zor olan, aklı ve kalbi dengelemek; ahireti ve dünyayı dengelemek. Herkes bir aşırılık içerisinde, herkesin bir putu var... O kadar net gözüküyor ki her şey, sadece Türkiye değil tüm İslâm alemi böyle, hatta tüm dünya... Çok ilginç bir çağ, çok ilginç. Acaba tüm bunlar rüya mı, bu kadar insan nasıl yanlışta olabilir, bazen akıl almıyor. Gerçekse korkunç bir tablo.
Reklam
İnsan bu dünyaya bir kere geliyor ve ölüm diye de bir gerçek varsa neden insanlar hayatlarını geçici olan ilkeler üzerine kuruyorlar? Bu soru beni sürekli dehşete düşürüyor. Ölüm var, okey. Ahiret var, okey. Yaratıcı? O da var; sonsuz evren, kosmos, deliller falan... Peki, o zaman hayatımızı nasıl yaşamalıyız? Tabii ki yaratıcıyı, ölümü, ahireti unutarak yaşamalıyız; içki içmeli, zina yapmalı, iş seçiyorsak maaşına, eş seçiyorsak sırf zatına bakmalıyız, işimiz gücümüz sabah akşam dünya üzerine olmalı... çok mantıklı gerçekten çok mantıklı 😂 Sonra bir gün deprem oluyor, allah allah... Eee kardeşim, allah allah da, bu allah ölüm anında tövbe kabuk etmiyor ki; ölmeden önce hiç mi aklına gelmedi yaratılış, ahiret falan? Şimdiye kadar neden doğruyu bulmak için çabalamadın? (Bazı dinsizler için sadece) neden din anlatanı susturmaya çalıştın, önünü kestin, engel oldun; neden şarkıcı, topçu senin ilahın gibi oldu, onu örnek aldın, onun giyimini, onun her hafta sevgili değiştirişini falan uyguladın? Yok abi tamam ya, biz böyle bir avuç insan deli falan değiliz, gerçekten insanlar kör ve bize deli muamelesi yapıyor onu anladım, sayıca çoklukları kafa karıştırıyor sadece... Yoksa bu dünyayı ahireti için yaşayan, öyle kararlar alan doğru yapıyor... Bazen sorgulatmıyor değiller ama, çünkü her yerdeler... Her yerde.
Keşke şehir yaşamı bitse yine o eski köy hayatına geçsek, mum ışığında insanın ruhunu uzaklara götüren şarkılar dinlesek, dolma kalemle özenerek mektuplar yazsak, yazarlığın, okumanın kıymeti olsa, ince şeylerin ruhun manası anlaşılsa, insanların ağzı bu kadar dünya kokmasa, uhrevi, ebedi olan şeyler konuşulsa... Böyle bir ada da olabilir, sadece varlığının bilincinde insanların olduğu bir ada... Din de önemli değil belli bir noktada, dile de gerek yok yalnızca ruhlar konuşsa... Bu dünyadan olmayan şeyler o kadar güzel hissetiriyor ki insan ruhuna, sonuçta insanın asıl mekanı orası, tanıdık olan mekanımız, iyi geliyor tabi. open.spotify.com/track/2jrc5wSJd... open.spotify.com/track/1LfLZwNQ1...
Mutluluğun sırrı: hiç kimse, hiçbir şey için beklentiye girmemek; an'da kalmak, varlığını anda hissetmek ve şükür duygusu içerisinde olmak. Diğer bir sırrı ise: yaşam amacını bulmak, hayata niçin geldiğinin bilincinde olmak ve bunu sürekli korumak. Niçin varsın? Bu dünyada ne yapıyorsun?
Birbirinin kopyası insanları görünce insanlık adına üzülüyorum, biricik olarak yaratılan varlığın kendini tek tip, değersiz bir varlık haline getirişinin ibret verici hikayesi... Yaşam amacı basit ideallerden ibaret varlıklar... Gösteriş budalılığı, şehvet düşkünlüğü. Her şeyi gösteriş, insanlar ne der uğruna satabilecek varlıklar ve her aracı kişisel çıkarları için kullanarak pisletmekten çekinmeyen insan müsveddeleri. Keşke herkes delirse, keşke herkes yaratıcının üzerlerine nakşettiği biriciklik mührüne layık hareket etse, farklı olsa... Tek tiplik, sıradanlık, herkesin yaptığını yapmak, önüne koyulan her şeye put diye sarılmak, dışlanmamak için herkes gibi olmaya çalışmanın kasıntı tavırları... Basit arzularını gerçekleştirmek için ideallerini satmak, biricikliğini satmak ve yolun sonunda kendinden hiçbir parçanın kalmaması. Neden herkes aynı giyinmeli, neden herkes aynı şeyleri yapmalı, herkesin gittiği yere gitmeli, herkesin aldığını almalı, herkesin paylaştığını paylaşmalı, herkes gibi hissetmeli, herkes gibi olmalı. Neden termosa doldurulup deniz kenarında sonsuzluğa içilecek bir kahve, Starbucksta içilen bir kahveye tercih edilmeli. Bu tek tiplik insanı üzüyor, toplum dedikleri şey de bu sanırım tam olarak, aynı şeyleri yapan insan topluluğu, insan kalabalıkları, sürüler... Farklı insan gördüğüm zaman sarılıp ağlayasım geliyor artık.
54 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.