Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Yakuphan Güleç
Yakuphan Güleç
@yakuphangulec
Sosyal Hizmet & Araştırmacı
12 kütüphaneci puanı
86 okur puanı
Haziran 2014 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
512 syf.
10/10 puan verdi
Khanfar'ın eseri temel dinamikleriyle birlikte siyer okumalarına farklı bir noktadan yaklaşmasıyla dikkate değer bir içeriğe sahip. Her bir konu örümceğin ağını örmesi gibi belli bir matematik plana dahil. Önce Efendimiz (sav.) öncesi Dünya ve Mekke'yi anlatan yazar, ardından tebliğ faaliyetlerinin ilerleme sürecindeki stratejik adımları adımlıyor. Daha önce okuduğum siyer kitaplarından ayrı olarak odak konu olan "strateji" meselesi gerçekten çok güzel işlenmiş.
İlkbahar'ın en beğendiğim kısmı ise kitabın son bölümünde yer alan günümüz toplumunda siyeri okumak meselesine hakkında getirdiği çözümlerdir.
343 syf.
9/10 puan verdi
Başı Zor Sonu Merak Ettiren Türden
Dördüncü Dilek, ne zamandır okumak istediğim ve bu merakla sayfalarını çevirmeye başladığım bir roman. Fakat... İlk sayfalar o kadar zorladı ki bir ara bırakmayı bile düşündüm. Yine de bırakmadım. Zorladım kendimi. Şimdi ise son sayfalara gelmiş bulunuyorum ve hani o iyi kitap için bir yandan sonu merak edersin bir yandan da okumamak için diretirsin. Dördüncü Dilek bu türden bir roman.
Kendi yazdığım eserlerde de karakterlerin öykü dışına taştığı ve kimi yerde yazarla konuştuğu sahneler çiziyorum ve bundan büyük haz duyuyorum. Emre Bey'de bunu çok başarılı yapmış. Ortada iyi bir hikâye olduğu gibi iyi bir derinlik de söz konusu.
Yazara biraz daha değinecek olursak eğer, biyografisinde yazan hakkında: "İki yıl önce bu kitabı yazmış ve bizi beklemiş. Peki neyi beklemiş biliyor musunuz? İki yıl önce bu kitabı dikkate almayacağımızı tahmin ediyormuş, ruhumuzun buna hazırlanmasını beklemiş."
Aslında bu ilgi kitabın başına katlanmama sebep oldu. İyi ki sabretmişim diyorum. Siz de bu kitabı elinize alırsanız aynı yollardan geçeceksiniz.
48 syf.
8/10 puan verdi
Anadolu'nun Renkleri
Nihan Temiz tarafından yazılan Anadolu Tenceresi kitabı bir sahilde beldesinde otel işleten bir ailenin bir haftalığına misafir edeceği turist kafilesine Anadolu'nun güzelliklerini tanıtmaya dair yaptıkları hazırlıkları, bu hazırlıkların turist kafilesi tarafından çok beğenmelerini konu alıyor. Anadolumuza dair çok güzel mesajların verildiği kitapta özellikle güveç hikâyesi manidardı. İkinci kafilenin geleceği haberi sonrasında baba Suphi Bey'in: "Haydi tekrar kaynatalım Anadolu Tenceresini, anlaşılan yeni misafirlerimiz var." sözleri kitabın hikâyesini daha da güzelleştiriyor.
Kitap sonunda yer alan etkinlikler ise hem eğlenip hem de öğrenmeyi, bunun yanında kendini ifade edebilmeyi yansıtıyor.
Bu hikâyede eleştirilecek hususlar; güvecin kısa bir sürede hazır olacağının söylenmesi hususu temel gerçeklikle bağdaşmamaktadır. Bir de baba karakterinin çiziminde babayı çok yansıtamadıklarını düşünüyorum.
Okur Takip Önerileri
224 syf.
8/10 puan verdi
GAZETE FISILTILARI ARASINDA SÜRÜKLEYİCİ BİR KİTAP
Çocuk kitapları okuma serüvenine atıldığım şu günlerde ikinci kitabım Gazete Fısıltıları oldu. Afi merkezinde ilerleyen hikâyemizde 11 yaşındaki kahramanımızın doğum sırasında ölen ikiz kardeşi Kozi'yle olan hayali konuşmaları, doğa ile teknolojiye dair karşılıklı atışmaları, sürükleyici hikâyesiyle birleşiyor. Afi'nin yaşadığı maceralar sonrasında kardeşi Kozi'nin eleştirilerini dikkate aldığını görüyoruz.
"Afi aynı harenin içinde kalabilmek için gözüne düşen büyülü ışığı sır gibi saklayacaktı." (kitabın son cümlesi)
752 syf.
·
Puan vermedi
Horacio Oliveria'nın Seksek Oyunu
Seksek romanı başı, ortası ve sonuyla sabrederek, adeta tırnaklarımla kazıya kazıya okudum bir roman. Uzunluğu odaklanmak için zorluk çıkarırken asıl zor olan şey seksek oynamaktı. Horacio'nun hayatı üzerinden ilerleyen bu oyunda zaferi bir türlü elde edemiyoruz.
Kitabın teknik kısımlarına dair bir şey söylemeye gerek yok. Ben daha çok iki yakadan bahsetmek istiyorum. İlki elbette baş kahraman Horacio, kaybetmeye oynayan adam. Diğer yanda ise usta yazar Morelli. Horacio'nun yaşadıklarında kinetik bir hayatı tadarken, Morelli'de daha çok bir antiroman, idealleşmiş kiplerle karşılaşıyoruz. Ve yazar kendi üst benliği olarak yerleştirdiği Morelli'yi Horacio ve arkadaşlarının kulübünde eleştirdiklerini görüyoruz.
-Kitabı anlamak için bazı kitaplara ve özellikle Latin Amerika edebiyat ve siyaset sahnelerine aşina olmanız gerekiyor. Bu noktada çok zorlandım. Cortazar'ın engin bilgisini kavramadan yaptığım okuma maalesef cılız kaldı.-
Bu roman okuduğum diğer edebi eserlere hiç benzemiyor. Dimağımda farklı bir tat bıraktı.
