Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Benim mi Allahım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor halkalar? Neden böyle düşman görünürsünüz; Yıllar yılı dost bildiğim aynalar? Zamanla nasıl değişiyor insan! Hangi resmime baksam ben değilim: Nerde o günler, o şevk, o heyecan? Bu güler yüzlü adam ben değilim Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Cahit Sıtkı Tarancı
Cahit Sıtkı Tarancı
Reklam
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor Halkalar? Neden böyle düşman görürsünüz? Yıllar yılı dost bildiğim aynalar? Zamanla nasıl değişiyor insan! Hangi resme baksam ben değilim. Nerede o günler,o şevk,o heyecan? Bu güler yüzlü adam ben değilim ; Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Ben kalbimin orta yerine seni yazdım Bir gülsen razıyım Nasıl aldın ahımı Ne geçti söyle eline Ben kara sen nerdeysen orası beyazdı Ah başıma belasın Ne günlere kaldık O yıllar dönmez geriye Gece hain döner kabusa Gözlerimde durmaz damlalar Sövdüm göçüp giden aşklara Nerden bilecekler yanmadan Dar geliyor bu dört duvar evim inan bana Belki bir şans verir zaman yarım kalanlara İnanıyor saf yüreğim yürüyor uçurumlara Direniyor sensizliğe olsa da yalan, yalan yalan
Otuz Beş Yaş Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Ah Şu Lanet Başağrısı
yine başladı başım yine dünyam kapkaranlık * ne aspirin ne novaljin ne şurup eczanelik ağrı değil bu benimkisi değil dostlar ---beyin değil ----işte elektrosu
Reklam
Çünkü herkes gitti Çünkü herkes gider Geceler var bir de iyi geceler İyi geceler bayım hiç yittiniz mi En az bir defa yitmeli insan Nasıl geçti yıllar telefon beklerken mi Şarkılar bitti şarkılar bitti Bir şey söylemedin kadınlar için
“Demek öyle... Demek bana yalan söyledin...” ... “Gerçek acı verici çünkü.”
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Benim mi Allahım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor halkalar? Neden böyle düşman görünürsünüz, Yıllar yılı dost bildiğim aynalar? Zamanla nasıl değişiyor insan! Hangi resmime baksam ben değilim. Nerde o günler, o şevk, o heyecan? Bu güler yüzlü adam ben değilim; Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Biz bunlara bakıp korkmamalıyız. Düşmanlarımız korksun. Hem de nasıl korkuyorlar. Korkularından bize bu zulümleri yapıyorlar. Korkmasaydılar yapmazdılar. Yüz elli yıldır bizi tüketmeğe uğraşıyorlar. Yüz elli yıl! İşte bu yurtta bir avuç Tatar kaldık. Bizi büsbütün yok etmedikçe içleri rahatlamıyacak. Biz mahvolduktan sonra bile, bu sefer ruhumuzun önünde titreyecekler. İyi bak bu yıkıntılara!.. Sen benim evlâdım olmakla beraber, bu toprağın, bu yıkıntıların bir parçasısın... Seni bu toprak doğurdu, bu toprak besledi. Bil ki yalnız değilsin. Büyük bir milletin zengin geçmişi ve parlak geleceği seninle beraber. Bahçesaray'dan Kaşgar'a varana kadar binlerce minaremiz göklere uzanıyor. Bize Tatar diyorlar, Çerkez diyorlar, Türkmen diyorlar, Kazak diyorlar, Özbek diyorlar, Azer diyorlar, Karakalpak, Çeçen, Uygur, Kabardı, Başkırt, Kırgız diyorlar. Bunlar hep yalan! Deniz parçalanmaz. Biz Türk-Tatarız. Bunu senin kalbinin bildiği gibi, her Başkırt, her Kırgız, her Kazak'ın, Kırgız'ın da kalbi bilir. Kalbinin hisleriyle hareket et. Dünyanın boş hırslarına kapılma...
Reklam
Bir garip yolcuyum yalan dünyada Ah ile vah ile geçti bu ömrüm Yıllar birbirini kovalasa da Bir oh diyemeden bitti bu ömrüm Bir su gibi akıp giden seneler Boy verdi içimde dertler kederler Çağlar göz yaşı sanki sel eyler Baharı görmeden soldu bu ömrüm Dünya dedikleri meçhul bir yoldu Gönlümde çiçekler açmadan soldu Umutlar hayaller kıyaya vurdu Yorula yorula geçti bu ömrüm
·
Puan vermedi
Sevgili Peşkov Horoşeye'nin yalanlarını yakalamasından hoşlanması beni şaşırttı ve dilimde söylenmeyi bekleyen sayısız yalan cümlenin vakti gelince anlaşılacağını bilmek hüzün verdi içime. Muhakkak ki Peşkov gibi çocuk olsaydım yalan söylemek de yakalanmak da hoşuma giderdi çünkü söylenip söylenmemesi hiçbir şeyi değiştirmeyecek yalanların
Çocukluğum
ÇocukluğumMaksim Gorki · İlya Yayınları · 201315,6bin okunma
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Biraz uzun ama :)
Kitap İngiltere’nin küçük bir madenci kasabasında yaşayan Billy Casper’in hayatının anlatımı aslında. Babasının yıllar önce terk ettiği evde anne ile abisi ile hayatını sürdürmekte ancak annesinin alakasız davranması ve abisinin zorbalıkları yaşamını sürdürmesi gereken bir hayatı vardır aslında. Gittiği okulunun da sunduğu yaşam pek parlak
Kerkenez
KerkenezBarry Hines · Yapı Kredi Yayınları · 202359 okunma
Otuz Beş Yaş
Yaş otuz beş! Yolun yarısı Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Benim mi Allahım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor halkalar? Neden böyle düşman görünürsünüz, Yıllar yılı dost bildiğim aynalar? Zamanla nasıl değişiyor insan! Hangi resmime baksam ben değilim. Nerde o günler, o şevk, o heyecan? Bu güler yüzlü adam ben değilim; Yalandır kaygısız olduğum yalan. Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız; Hâtırası bile yabancı gelir. Hayata beraber başladığımız Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir; Gittikçe artıyor yalnızlığımız. Gökyüzünün başka rengi de varmış! Geç farkettim taşın sert olduğunu. Su insanı boğar, ateş yakarmış! Her doğan günün bir dert olduğunu, İnsan bu yaşa gelince anlarmış...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.