Roman isimsiz bir şekilde bir tanıdığına gönderdiği ve üç başlıkta topladığı günlüklerden oluşuyor. Bir yazarın eline geçinceye kadar da gönderdiği kişinin ellerinde bekliyor. Kitabın basılmasını sağlayan yazarın iddiasına göre günlüklerin hiçbir kelimesi değiştirilmeden yayımlanmış. Günlüğün sahibinin yazdıklarına göre hayatı yalanlar üzerine kurarak, bir kadından diğerine sürüklenen hep içki ve sigaranın esaretinde yaşamış, son çareyi morfinde bulmuş ve en sonunda sanatoryuma (kendi tabiriyle deliler koğuşuna) kaldırılarak tedavi edilmeye çalışılan, tutunacak bir dalı olmayan, ölmek isteyen, defalarca intihar eden ama ironik şekilde kandan ve acıdan korkan bir adamın insanlığını yitirdiği bir hayat. Kitabı tavsiye ediyorum diyemem ama okumayın da demem. Sanırım hala kitabın etkisindeyim çünkü ne diyeceğimi ben de bilmiyorum. Kitabın kahramanı gibi 
Osamu Dazai savrulmaya hazır ve sönük hissediyorum.
Stellam da Stellam
Stellanın sahip olduğu nahif ruhu beni kitaba bağladı diyebilirim. Bir çok yönden Stella çoğumuzun yaşadığı kaygıları yaşadığı için bir nebze de olsa olayların daha gerçekçi yansıtmış bence yazar.
Christian’a gelirsek 2.kitaptaki Ryhstan sonra serideki en sevdiğim baş karakterdir kendisi.
Evet ikisi de bazen hatalar yaptılar, ama birbirlerine olan aşklarının bâki kalması ve yazarın duyguları anlatabilmesi benim hoşuma gitti.
Çerezlik diyebileceğimiz iki günden az sürede okuduğum bir kitaptı. Eğer vaktiniz varsa ve tutkulu bir aşk romanı arıyorsanız tam size göre.
İyi okumalar.
Çarpık Yalanlar 
Ana Huang
