"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
LAVİNİA
Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim.
Ama gitme Lavinia.
Adını gizleyeceğim,
Sen de bilme Lavinia
“hiçbiri benden özür dilemedi; biri bile. ne öyle duygusuzca içime girdikleri için, ne bütün o sancıları
çekmeme ve bundan utanç duymama neden oldukları için, ne de benimle alay edercesine bu kadar uzun bir süre ve bu kadar aptalca yalanlar söyledikleri için. bu yaptıkları için onları bağışlamamı hiçbir zaman istemediler benden, ben de onları hiçbir zaman bağışlamadım.”
Gerçekten acı çekmiş olabilirsiniz, ancak kendi acılarınıza hiç de saygı duymazsınız. Samimiyetiniz var olabilir,ama tevazudan eser yok; ufacık bir gösteriş uğruna gerçeği şova, utanca dönüştürüyor, piyasaya sürüyorsunuz... Gerçekten bir şey söylemek istiyor, ama korkudan son sözünüzü saklıyorsunuz, çünkü bunu ifade etmeye yönelik bir çözümünüz yok, sadece korkak bir yüzsüzlüğünüz var. Bilincinizle hava atsanız da sadece tereddüt ediyorsunuz, çünkü aklınız çalışıyor olsa da kalbiniz, ahlaksızlıktan kararmış, oysa temiz bir kalp olmadan tam ve doğru bir bilinç geliştirme olmayacaktır. Üstelik ne kadar mudahaleci, ne kadar ısrarcı ve ne kadar da şebeksiniz! Yalanlar, yalanlar ve yalanlar!
Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar isteyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.
Burada sizlere hem kitap hakkında, hem o zamana ait, hem sonrasında yaşananlar için az biraz bilgi vereceğim. Umarım konu ile ilgili sizleri çok sık boğaz etmemişimdir? Evet, az uzun oldu ama böylesi bir eser de ancak böyle anlatılabilirdi diye düşünüyorum.
1925 yılında, hiperenflasyonun bitiminden kısa bir süre sonra Almanya'da, o günlerde sağcı