"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Adam altında bir yılan olduğunu bilmiyor.
Kadın da adamın üzerinde ağır bir taş olduğunu bilmiyor. Kadın şöyle düşünüyor:
“Düşeceğim ve tırmanamıyorum çünkü yılan beni ısıracak.. Adam neden biraz daha kuvvet kullanıp beni yukarı çekemiyor!”
Adam şöyle düşünüyor:
"Çok acı çekiyorum! Yine de seni hala elimden geldiğince çekiyorum! Neden biraz daha fazla tırmanmaya çalışmıyorsun?!"
Siz karşı tarafın baskı altında olduğunu göremezsiniz. Karşı taraf da sizin ne kadar acı çektiğinizi göremez.
Hayat böyledir işte;
İş,
Aile,
Aşk,
Arkadaşlık
farketmez.
Mesele ne olursa olsun birbirinizi anlamaya çalışmalı, farklı düşünmeyi öğrenmeli, empatiyle yaklaşarak daha iyi iletişim kurmayı denemelisiniz..
Unutmayın ki bu dünyada yalnız değiliz.
Anladığımız ve anlaşıldığımız kadar varız...
Sana Sığındık Allah’ım
Allah’ım,
Bütün hamdler sanadır; sana hamd eder, senden mağfiret dileriz.
Nefislerimizin aşırılıklarından, hatalarından sana sığınırız. Sen kimi hidayet
ettiysen o hidayet bulmuştur. Kimi sapıttırdıysan da o sapık kalmıştır.
Şehadet ederiz ki:
Senden başka hiçbir ilah yoktur. Senin ortağın yoktur. Ve yine şehadet
"Hiçbir şey hayat kadar şaşırtıcı olamaz. Aşk hariç!"
Sevgili Galip,
Senin hikâyeni yazmak iğneyle kuyu kazmak kadar zordu, ancak seni anlamak ondan bile daha zordu. Kaleme alındığından beri hakkında bir sürü şey yazıldı çizildi, pek çok akademik çalışmaya ilham oldun, seni sevenlerimiz de oldu, senden nefret edenlerimiz de. Seni büyük
Soran olursa yalandan şiir yazdım dersiniz. Öylesine hani. Yazdı desinler diye... Siz anlarsınız. Üslup meselesi değil bu şekilde oluşturulmaz çünkü edebî değil.
Farklı olmayana da düşman değiliz derinliği olmayan hiçbir şeyi sanat diye yutturmak sinir ediyor. Siz anlamadınız diye bu sanatsal olmuyor. m ler yarım kafiye :)
Bir ara Türkçeyi
Yorulmuşsundur. Bazen boş gün yaratırsın kendine. Bugünkü boş günden hoş bir şey çıktı. Bu başıboşluğa ortak edecek birilerini de buldum. Bakınız, aşağıda:)
(Kiminizden bahsetmeyi unutmuş olabilirim, yazım yanlışı yapmış olabilirim; dedim ya boş günüm. Hoş görün.😊)
Ece Temelkuran’ın BU DA GEÇER’inden rastgele, şansınıza
Fantastik edebiyatla karıştırılmaması gereken Büyülü Gerçekçilik akımının yanı sıra Kolombiya'nın da kutsal kitabı mertebesine erişmiş muhteşem ötesi bir roman Yüzyıllık Yalnızlık.
Nedir Büyülü Gerçekçilik? Gerçekdışı bir olayın oldukça sıradan ve normal şekilde aktarılmasıdır. Ne karakterler ne de okur yaratılan dünya içinde bu gerçekdışı olayı