Amcam trene binip el sallamaya başlayınca, ağlayarak beni de götürmesi için ona yalvarırdım. Ama amcam,
"Kahire'de ne yapacaksın, Firdevs?" diye sorardı.
"El Ezher'e gidip senin gibi okuyacağım," derdim.
O zaman güler ve El Ezher'in yalnızca erkekler için olduğunu söylerdi. Ben de ağlar, tren hareket etmeye başlarken eline yapışırdım. Amcam elini zorla, beni yüzükoyun yere düşürecek kadar hızla çekiverirdi.
Böylece boynum bükük, başım önümde geri döner, eve giden yolda yürürken, kim olduğumu düşünürdüm. Kafama bir sürü soru doluşurdu: Ben kimdim? Babam kimdi? Ömrüm hayvan pisliği temizlemekle, başımın üstünde testi taşımakla, hamur yoğurup ekmek pişirmekle mi geçecekti?