Demekki sevgi aptallikti.Jim de yeri yoktu.Sevgi kalleşti,ihanet ederdi ve diğer insanları dışlardı .Köprüleri bir daha onarılamayacak şekilde yakardi.Sevgi, yalnızca insanların istediğini elde ederken kullandığı bahaneydi.İnsanların tükenmiş bir koz gibi,kumarı kazanmak için oynanan hileli bir as gibi fırlattığı,kazanmak için başkasını zarara sokan,sözüm ona güçlü bir erdemdi .Silaha dönüştürülebiliyorsa sevgiden ne hayır gelirdi ?
Ama, insan sevgisi, bir tek kişiye duyulan sevgiden ayrılamaz. Bir kişiyi üretici olarak sevmek, onun insansal özüyle ilişki kurmak, onu insanlığı temsil eden biri olarak görmek anlamına gelir. Bir bireye duyulan sevgi, insan sevgisinden ayrıldığı ölçüde, yalnızca yüzeysel ve rastlantısal sevgidir ve zorunlu olarak sığ kalır. İnsan sevgisinin anne sevgisinden değişik olduğu söylenebilir. Çünkü çocuk güçsüzdür; ama türdeşimiz olan insanlar güçsüz değildir. Ama bu ayrımın ancak göreli koşullarda varolduğu da dile getirilmelidir. Tüm insanlar, yardıma gereksinme duyarlar ve birbirlerine dayanırlar. İnsansal dayanışma her bireyin kendini ortaya koyusunun zorunlu koşuludur. İlgi ve sorumluluk sevginin kurucu öğeleridir. Ama, sevilen insana duyulan saygı ve ona ilişkin bilgi olmazsa sevgi, baskı ve benimsemeye dönüşerek yozlaşır. Saygı, korku ve korkuyla karışık hayranlık değildir. O, sözcüğün köküne uygun olarak, bir insanı olduğu gibi görmeyi, onun bireyselliğinin ve biricikliğinin ayırdına varmayı gösterir.
Reklam
128 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Fromm’a göre sevgiden konuşmak boş bir şey değildir. Çünkü sevgi her insanda varolan gerçek, değişmez bir gereksinimdir. Fromm sevginin yalnızca olağanüstü bir bireysel olgu değil, toplumsal bir olgu olduğunu ve bunu bilmenin insan yaradılışını iyi bilmekten kaynaklandığını söyler.
Sevme Sanatı
Sevme SanatıErich Fromm · Altın Post Yayıncılık · 201218,9bin okunma
450 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir yanda iki yaşında akut premiyeloktik lösemi teşhisi konulan Kate diğer tarafta Kate'nin organ bağışçısı olmak üzere programlanan ve yalnızca Kate'nin kurtulabilmesi için dünyaya getirilmiş olan Anna. Bir yanda ise kardeşinin hastalığı sebebiyle ilgiden, sevgiden uzak yaşamış; dikkati üzerine toplayabilmek adına suçlara bulaşan Jesse. Anna, 13 yaşına kadar sayısız ameliyat, nakil, operasyon geçirmişken fiziksel, bedensel hakları konusunda kararı hep ailesi vermiştir. Ancak öykü, Anna'nın ailesine dava açmasıyla başlar. Artık kendi haklarına sahip olmayı, kardeşi için var olmamayı, kendi benliğiyle yaşamayı ister. Bu sırada yardımını istediği avukatı Campbell ve varisi olarak atanan Julia ile birtakım sorgulamalar yapacaktır. Sonunda hiç beklenilmeyen bir gerçekle karşılaşılacaktır. Olayların göründüğünden çok farklı olması koskoca bir fedakarlık örneğini ortaya koyacaktır. Okumaya değer, akıcı, tıp ile ilgili terimlerin yoğunlukta olduğu hoş bir kitap.
Kız Kardeşim İçin
Kız Kardeşim İçinJodi Picoult · April Yayıncılık · 20191,462 okunma
Örneğin, benim evlenme ihtiyacımın, soyumu sürdürme ya da servetimi düzenleme ihtiyacımın ittifak yaptığım nesneyle aramda çözülmez bağlar oluşturması gerektiğini mi söylemek istiyorsunuz? Soruyorum size, bunu savunmak bir saçmalık olmaz mı? Çiftleşme edimi sürdükçe, kuşkusuz, bu edime katılmak için bu nesneye ihtiyaç duyarım; ama tatmin olur olmaz, lütfen söyleyin bana, onunla benim aramda ne kalır ki? Ve bu çiftleşmenin sonuçları ona ya da bana hangi zorunlulukları dayatır? Bu sonuncu bağlar, ebeveynlerin yaşlılıklarında terk edilmekten duydukları korkunun ürünüydü ve çocukluğumuzda bize gösterdikleri çıkarcı özen daha sonra ömürlerinin sonlarında bizden bekledikleri özeni hak etmek içindir yalnızca. Tüm bunlar bizi aldatmasın: Ebeveynimize hiçbir borcumuz yoktur... en ufak bir borcumuz bile yoktur Eugenie. Ve bizim için değil kendileri için çalıştıklarından onlardan nefret edebiliriz, hatta yaklaşımları bizi sinirlendirdiğinde onları başımızdan savmamıza da izin vardır; ancak bizimle iyi geçinirlerse onları sevebiliriz ve bu sevgi de diğer dostlarımıza duyduğumuz sevgiden bir derece bile daha fazla olmamalıdır, çünkü doğumdan gelen hakkın bir anlamı yoktur, hiçbir şeyin temeli değildir.
Sayfa 124
Svetlana Aleksiyeviç (2015 Nobel Konusmasi)
Nigâr Hacızade Belaruslu gazeteci-yazar Svetlana Aleksiyeviç, savaşı, şahidin anlatma yükümlülüğünü, edebiyatını, ömrü boyunca yanı başında olan sesleri anlatıyor. Kaybedilmiş Bir Savaş Üzerine: Svetlana Aleksiyeviç’in Nobel Edebiyat Ödülü Nobel Edebiyat Ödülü’nün bu yılki sahibi Belaruslu yazar Svetlana Aleksiyeviç, 7 Aralık’ta ödül
Reklam
880 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.