O maral, kölesi uygarlığımın O maral nihandır,dokunur bana Orda,bir ummanın dudaklarında O muhibbi gemilerden yayılan Segah bir yalnızlık fırtınasıdır Kaptanların ölümüne son ağıt Son deniz feneri aydınlığında Kapanıp kalmışım,göçemiyorum
Ahhh benim en uzak gurbeti gösteren sılam kendimi bulduğum her yerde ,kayıp bir evreni ararken kullandığım pusulam sen yerini bilirsin ;git ve bana güldüğümüz bir memleket getir ! bana ,ikinci kişiye giden tek kişilik bir yolculuk getir, Getir bana ,belki biraz beyaz belki biraz mavi bulutların oynaştığı, henuz kimsenin gözlerinin değmedigi
Reklam
Bu yazı genellemeye dayalı olarak hazırlanmıştır. Ölümün eşiğindeyken ağlayan tiplere şahit olmuşsunuzdur. Ağlamasa bile hani hep gençlik hasreti duyup bunu abartılarla anlatırlar ya da hiç yaşlanmamış gibi parti insanı gibi davranmaya devam ederler. Genelde erkek cinsiyetteki amcalar ve dedeler hani bildiniz mi? İşte onların gençlik halleri
Sisler Bulvarı
elinin arkasında güneş duruyordu aylardan kasımdı üşüyorduk ağacın biri bulvarda ölüyordu şehrin camları kaygısız gülüyordu her köşe başında öpüşüyorduk sisler bulvarı'na akşam çökmüştü omuzlarımıza çoktan çökmüştü
Şaşıyoruz burası İstanbul Akşam kuşlarını İstanbul’un Damlar üzerinden bir kaldırıp Başka damlara konduruyoruz Bu camlar yalnızlık camları Dışardan yukardan gözlerimizle Bu camlara yağmur yağdırıyoruz.
Yalnızlık Camları
Bu camlar yalnızlık camları Dışardan yukardan gözlerimizle Bu camlara yağmur yağdırıyoruz
Reklam
239 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.