1897’de, Emile Durkheim, çağının istatistiklerine dayanan ve o günden beri çok eleştirilmiş olsalar da, sonuçlan, dikkate değer bir açıklayıcı değere sahip olan, belgelerle desteklenmiş büyük toplumbilimsel çalışmasını yayımlar: Le Suicide. Ona göre, intiharın, her şeyden önce, onu üç kategoriye ayırmaya izin veren toplumsal nedenleri vardır: ailevi, dini ya da siyasi grubuyla pek iyi kaynaşamamış bireyleri ilgilendiren bencil intihar; bireyin kendisini grup için feda etmesini haklı kılacak biçimde kaynaşmış toplumları ilgilendiren özgeci intihar; temel ihtiyaçları artık karşılayamayan toplumsal mekanizmaların bozulmasına bağlı olan kuralsız intihar. Bu toplumbilimsel kuram, 1930’da, yalnızlığı her tip intiharın ortak noktası olarak gören Les Causes du suicide adlı kitabıyla, Maurice Halbwachs tarafından tamamlanır: “İntiharın tek nedeni, kesin ve çaresiz bir yalnızlık duygusudur."
Mutlak yalnızlığı hissedebilmek için diğer insanların varlıklarının farkında olmak gerekir. Yalnızlık, ancak öyle tam bir yalnızlık olabilir.
Reklam
“Sana yazıyorum ya, deniz benden önce başlıyor beklemeye. Siyah bir uykudan binlerce rüya kıpkırmızı uyanıyor. Sonra akşamlara dek köpük, sis, uğultu... uzaklıktan büyük resimler çiziyor kumlara su. Senden yana düşüyor dağın gölgesi. Mum çiçekleri gözlerinden salıyor kokusunu. Yollar iyi haberler gibi uzuyor kısalıyor. Senin yerine cümleler kuruyorum kendime. Sonra aralayıp her bir harfini, yaşlı bir hevesle sevinçler okuyorum. Yalnızlık öyle cesur, öyle korkak ki... Bir hayal karınca kirpiklerinin sabahına yürüyor. Zaman avuçlarının içinde. Açıyorum, insan olmanın sonsuzluğu; kapıyorum, ölüm dünya olup geliyor üstüme. Sana yazıyorum ya, içimde umutsuz bir güzellik. Her şeye yeniden inanıyorum. Ben bir ay pervanesiyim. Kanatlarım dünya, sözlerim sevgi. Kendime masallar anlatıyorum.”
Mazoşist kişi o dayanılmaz ayrılık ve yalnızlık duygusundan kurtulmak için kendisini yöneten, yol gösteren, koruyan, bir bakıma onun yaşamı, oksijeni olan birisine sığınır, onun bir parçası olur.
ingilizler yalnızlıktan söz ederken iki farklı sözcük kullanıyorlar :Loneliness, "kişinin kendi seçimi olmadığı halde yalnız olması" ile Solitude, "kişinin kendi seçiminin sonucu olarak yalnız olması" Fransızcada iyi ya da kötü her iki duruma da işaret etmek için tek bir sözcük kullanılıyor, iki tane olmasına gerek de yok zaten,insanların yüzünden hangisi olduğu okunuyor. Fransızcada ingilizlere özgü o soğukkanlılık yok.
Yalnızlık içinde hissediyordu.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.