Yazar dördüncüsü olan bu kitabında, Seyyah olur ve Fesleğen’inin peşine düşer. Sevdiğinin sevdirdiği yolda; özlemle, hüzünle, gözünde yaşlarla ilahi bir aşka, ilahi bir aşkla yürür. Ve okurlarına bu kitabı bitirmek için değil; anlamak, gelişmek ve değişmek için okumalarını önerir…
Sevmek insanın ateşidir. Sevdin mi ateşin yükselir, içten içe
Bakarsın, görünüşte dehşetli bir adamdır; bir de hakkında anlatılanları duyunca yanından kaçarsın. İlk zamanlarda bir içgüdüyle onlardan uzaklaşmaya çalışırdım. Sonraları en korkunç katiller konusunda bile düşüncelerim oldukça değişti. Katil olmadığı halde, altı cana kıymış bir caniden daha korkunç insanlar gördüm. Öyle cinayetler vardır ki, başta
Onu bırakıp giden sevgilisinin hasretiyle, Ramazan ayını yazı yazarak geçirmeye başlayan yazar, yazdığı her kelimesinde sevdiğine olan hasretini dile getirir. Geçmişini, sevgilisini bulmadan önce yaşamamış sayan yazar, sevgilisinin gidişiyle sudan çıkmış balığa döndüğünü, yaşama adeta yeniden başladığını söyler. O yüzdendir ki sevgilisi, en çok
"Namazlar gibi vakti olsa seni özlemenin...
Alırız abdestimizi
Yalandan yağmurlu İstanbul gecelerinde
Özleriz adam gibi...
Sen yoktun o zamanlar, çocukluğumda en çok yağmuru severdim ben...
Ne zaman bir dert gelse bana, yağmur yağar,
Dinler, dokunur, ve topraktan kalkan o kokuyu koklardım...
Ateşim sönerdi.. sonra büyüdüm.. gözlerini gördüm,
Yandım, yağmur yağdı, ve ilk kez sönmedim...
Ben yağmurdan daha fazla bi seni sevebildim..."
Hikmet Anıl Öztekin, Elif Gibi Sevmek kitabının giriş bölümünde güzel bir söz karşılar bizi;
''Sevmek belki bir gün okur diye şair olmaktır.''
Şiirler tasavvuf ağırlıklı Allah arzusuyla dolup taşmış, çoğu yerde karşısındaki insanı, insan ötesi bir varlığa dönüştürmüş. Gerçek hayatta böyle bir sevda olur mu diye düşündürtüyor. Yazar dilini çok güzel kullanmış. Bu kadar çok okunmasının hakkını vermiş.
''Nedir?''
''Düşmanın İzmir'e çıktığı Denizli'de duyulur duyulmaz, millet neye uğradığını şaşırmış, tabansızlar göçlerini toplamaya başlamış. Müftü bakmış ki durum kötü.. Çoluk çocuk ayak altında kalacak. Hemen büyük caminin sancağını çıkartmış tekbir getirerek sokaklarda dolaşmış, sonra halkı belediyenin
Dilencinin niye beş gün gelip iki gün gelmediğini, niye hep bu vakit burada olduğunu artık biliyordu. Güldü. Yaman adamdı bu dilenci. İnsanların işten dönerken ucuza huzur satın aldıklarını biliyordu.
Bak şu amaçsız,
Yaman kaygısız.
Vazifesi bomboş,
İnsan yorulmaz,
Neden bu kadar aptallıktan?
Sen misin yalan?
Olursun talan,
Bir amacı yok.
Yorulmaz mısın be adam?
Elin yükünden çekilmiş.
Saatleri ağır ağır pis kokuyla manidar geçer,
Amacı unutur gider gerçek.
Az biraz sussa Şeytan rahatlar eder,
Geçliğimi çaldılar davacıyım,
Defteri bürülse razıyım.
Faydasız ve buna minnettar,
Yaman ve sakıncalı.
Huzursuzluk payidar kaldı,
Bıkkınlık kabuk,
Yorulmak bu olsa herhalde...
AYKUT BARIŞ ÇELİK
Birden anladı. Dilencinin niye beş gün gelip iki gün gelmediğini, niye hep bu vakit burada olduğunu artık biliyordu. Güldü. Yaman adamdı bu dilenci. İnsanların işten dönerken ucuza huzur satın aldıklarını biliyordu.
Kitap sadece aşkı değil bir adam ve bir kadının birbirini nasıl saf bir şekilde temiz sevebileceğini çok güzel gösteriyor. Sadece aşk değil ayrıca dünyada var olma sebebimiz birini en başta kimin için kimin rızası için sevebileceğimizi, sabrı, kaderi hayatın anlamını iliklerimize kadar hissettiriyor. Her bir satırda bambaşka dünyalara kapı açıyor. Keşke daha önce okusaydım dediğim kitaplar arasında yerini aldı. Hayata bakış açımı değistiren kitaplardan biri sanki başka bir ben var gibi. Aşk ne demek tam anlamıyla bu kitapta gösterilmiş tek kelimeyle Muhteşemmmm...
FesleğenHikmet Anıl Öztekin · Hayy Kitap · 201715,1bin okunma