Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.26
Yaman
Yaman
@yamanatay
Öğrenci
Ege Üniversitesi
İzmir
132 reader point
Joined on February 2020
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Harper Lee'nin "Bülbülü Öldürmek" adlı romanı, ABD Güney'inin sıcak ve yavaş akan bir kasabasında, 1930'lu yılların Büyük Buhran döneminde geçen etkileyici bir hikayeyi anlatmaktadır. Kitap, masumiyetin korunmasını, ırkçılığı ve insan doğasının karmaşıklığını sorgulayan güçlü bir dille yazılmıştır.
Konu ve Ana
Kitabın ana karakteri olan Julian Mantle, bir başarı hikayesinin zirvesinde yer alan başarılı bir avukattır. Ancak, sürekli çalışmak ve başarı peşinde koşmak onu sağlığından ve mutluluğundan uzaklaştırmıştır. Bir gün Julian, kalp krizi geçirir ve bu olay ona yaşamını tamamen değiştirmesi gerektiğini anlatır. İşini ve yaşam tarzını geride bırakan Julian, Himalayalar'da bir keşiş topluluğunun yanına yerleşir ve gerçek mutluluğun peşinde bir yolculuğa çıkar.
Kitap boyunca, Julian'ın yaşadığı dönüşüm sürecini takip ederken, okuyucular da onunla birlikte kendi hayatlarını sorgulamaya başlar. Sharma, Julian'ın karakterini kullanarak, hayatın anlamını bulma, gerçek mutluluğu yakalama ve içsel dönüşümün önemini vurgular. Bu kitap, birçok insanın iş dünyasının koşuşturmacası arasında kaybolduğu modern dünyada, hayatın derin anlamını hatırlatmayı amaçlar.
Sharma, hayatın gerçek değerlerini görmemize yardımcı olmak için doğru ve etkileyici bir yolculuk sunuyor. Bu kitap, motivasyon eksikliği çeken, kendi potansiyellerini keşfetmek isteyen ve daha anlamlı bir yaşam arayışında olan herkese ilham verecek güçlü bir kaynaktır.
Ancak, bazı okuyucular kitabın biraz aşırı basitleştirildiğini ve bazı konuların derinliğini yeterince ele almadığını düşünebilirler. Ayrıca, hikayenin mistik öğeleri bazı okuyucular için gerçeklikten uzak gelebilir. Bununla birlikte, bu kitap kişisel gelişim yolculuğunda adımlar atmaya istekli olan herkese ilham verecek önemli felsefi soruları gündeme getiriyor.
Dantès iyi çocuktu ama bir kusuru vardı..
Alexandre Dumas'ın kaleme aldığı "Monte Cristo Kontu," edebiyat dünyasının en ünlü ve etkileyici eserlerinden biridir. Bu roman, birinci sınıf bir kurgu, macera ve intikam hikayesi sunarak okurlarını büyülemiştir.
Hikaye, genç ve umut dolu bir denizci olan Edmond Dantès'in hayatının dönüm noktasıyla başlar. Dantès, ihanetle
Monte Cristo Kontu (2 Cilt Takım)Alexandre Dumas · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202026k okunma
Reader Follow Recommendations
Emile Zola'nın "Germinal" romanı, 19. yüzyıl Fransa'sında madencilik endüstrisinde çalışan işçilerin yoksulluğunu ve sınıf mücadelesini konu alır. Roman, güçlü bir sosyal eleştiri sunar ve insanların acımasız koşullar altında nasıl yaşadıklarını ve mücadele ettiklerini çarpıcı bir şekilde tasvir eder.
Romanın baş kahramanı Etienne, madenlerde çalışan bir işçidir ve sınıf mücadelesinin ateşli bir savunucusudur. Etienne, diğer işçilerin de yaşadığı koşullara şahit oldukça, patronların ve yöneticilerin insanları nasıl sömürdüğünü ve onların çıkarları için nasıl çalıştırdıklarını daha iyi anlamaya başlar. Bu duruma karşı çıkan Etienne, diğer işçilerle birleşerek haklarını savunmak için mücadele etmeye başlar.
"Germinal", Zola'nın gerçekçi anlatımı sayesinde okuyucuları sarsar. Roman, insanların hayatta kalmak için mücadele ettikleri acımasız koşulları, açlık ve sefaleti, doğru ve şaşırtıcı bir şekilde bizlere yansıtır.
Herman Melville'in Moby Dick romanı, dünya edebiyatının en önemli yapıtlarından biri olarak kabul edilir. Kitap, öncelikle balina avcılığı sektörünün zirve döneminde geçen bir macera hikayesi olarak bilinir, ancak aynı zamanda insan doğasının karmaşıklığını da derinlemesine inceler.
Roman, kahramanımız Ishmael'in deniz yolculuğuna başlaması ve kaptan Ahab'ın yolculuğunu Moby Dick'i öldürmek için yapmasıyla başlar. Ahab'ın bu hedefi, kendisiyle, mürettebatıyla ve doğayla mücadelesine neden olur. Melville'in dilinin ayrıntılı tarifi, kitabın atmosferik bir ton yaratmasına yardımcı olur ve okuyucuların tamamen kitabın içine çekilmesini sağlar.
Kitapta, balina avcılığı sektörü ve doğa hakkında ayrıntılı bilgi verilir. Bu, kitabın okuyucuları etkileyen bir yönüdür, ancak kitabın asıl gücü, insan doğası ve karakterlerinin incelenmesidir. Ishmael ve Ahab, romanın en belirgin karakterleri arasındadır. Ishmael, daha dengeli bir karakterken, Ahab karanlık bir karakterdir. Her iki karakterin de kendi iç dünyalarında mücadeleleri vardır ve bu mücadeleler, okuyucuların onları anlamalarına ve bağ kurmalarına yardımcı olur.
Moby Dick, Amerikan edebiyatının en önemli yapıtlarından biridir. Balina avcılığı sektörü ve doğal dünya hakkında ayrıntılı bilgi verirken, aynı zamanda insan doğasının karmaşıklığını da inceler. Melville'in dili, kitabın atmosferik tonunu yaratırken, karakterleri ve onların iç dünyalarındaki mücadeleleri de derinlemesine araştırır. Moby Dick, okuyucuları kitabın içine çeken, zengin bir okuma deneyimi sunan bir eserdir.
Anna Karenina, Tolstoy'un çağdaş Rus toplumunu ve insanlarının hayatlarını incelerken yarattığı bir başyapıttır. Roman, Anna Karenina adlı güzel ve etkileyici bir kadının hayatını konu almaktadır. Anna, soylu bir ailenin kızıdır ve evlidir. Ancak, mutsuz bir evliliği vardır ve bu yüzden aşık olduğu bir adamla ilişki yaşamaya başlar. Bu ilişki
E.M. Cioran'ın "Çürümenin Kitabı", insan varoluşu ve yaşamın anlamı gibi konuları ele alan bir felsefi deneme niteliğindeki bir eserdir. Kitap, insanın kendi doğası ve yaşamın acımasız gerçekleri arasındaki çatışmaya dair derin düşünceler içerir.
Cioran, insanın varoluşunu sorgulayarak, yaşamın anlamsızlığına ve ölüme karşı umutsuzluğunu ifade eder. Kitapta yer alan felsefi düşünceler arasında nihilizm, mistisizm, varoluşçuluk, karamsarlık ve determinizm gibi kavramlar da yer alır.
Cioran, ayrıca insanların acıya ve çürümeye karşı olan savunmasızlığına da değinir. İnsanın, kendi bedeni ve ruhundaki çürümeyle yüzleştiğinde, yaşamın anlamını sorgulamasının kaçınılmaz olduğunu savunur.
"Çürümenin Kitabı", okuyuculara derin bir felsefi düşünce deneyimi sunar. Ancak kitap, oldukça yoğun bir dille yazılmıştır ve bazı okuyucular için anlaşılması zor olabilir. Kitabın anlaşılması için, Cioran'ın diğer eserlerini ve felsefi düşüncelerini de okumak faydalı olabilir.
Virginia Woolf'un "Kendine Ait Bir Oda" kitabı, kadınların edebi yaratıcılıklarını geliştirebilmeleri için gerekli olan özgürlük, bağımsızlık ve kendilerine özgü bir alanın önemini vurgulayan bir feminist manifesto niteliğindedir. Woolf, erkek egemen toplumun kadınların hayallerini ve yeteneklerini baskı altında tuttuğunu ve kadınların kendilerine özgü bir odaya sahip olmaları gerektiğini savunur. Bu oda, kadınların hayal güçlerini, yaratıcılıklarını ve düşüncelerini özgürce ifade edebilecekleri bir alan yaratacaktır.
Kitap, kadınların tarihsel olarak edebi yaratıcılık alanında önündeki engelleri ayrıntılı bir şekilde ele alarak, kadınların edebiyatta başarılı olmaları için gerekli olan özgürlük ve bağımsızlık duygusunu sağlamak için ne yapabilecekleri konusunda önemli ipuçları verir.
Bir sefalet destanı..
Sefiller, dünya edebiyatının en önemli eserlerinden biridir. Victor Hugo tarafından 1862 yılında yazılmış olan bu roman, Fransız Devrimi'nin gölgesinde geçen bir hikaye anlatır. Roman, toplumsal adaletsizlik, insanın vicdanı ve sevgi gibi temaları işler.
Jean Valjean, hayatı boyunca zorluklarla mücadele eder ve en sonunda iyilik yapma ve
"Yabancı", yazar Albert Camus tarafından 1942 yılında yayınlanmış bir romandır. Kitap, kendi halinde yaşayan ve toplumsal normlara uymakta zorlanan bir karakter olan Meursault'nun hikayesini anlatır. Meursault'un annesi ölüyor ve onun hayatında önemli bir dönüm noktası oluyor. Meursault, annesinin ölümüne karşı duyarsız bir
Mihail Lermontov'un "Zamanımızın Bir Kahramanı " adlı romanı, Rus edebiyatının önemli eserlerinden biridir. Roman, Kafkaslarda geçen ve üç farklı bölümden oluşan bir öyküyü anlatır. Eser, Rusya'nın romantik dönem edebiyatının önemli bir örneği olarak kabul edilir ve Lermontov'un en tanınmış eserleri arasında yer
Patrick Süskind'in "Koku: Bir Katilin Hikayesi" adlı eseri, Fransız Devrimi döneminde, 18. yüzyılın sonlarında Paris'te geçen bir hikaye. Ana karakter Jean-Baptiste Grenouille, doğduğu anda annesi tarafından terk edilen ve dünyaya gelişi sırasında kokusuz olarak doğan bir çocuktur. Ancak, Grenouille koku duyusu olağanüstü derecede gelişmiştir ve bu ona dünya üzerindeki tüm kokuları ayırt etme gücü vermiştir.
Romanın en etkileyici yönlerinden biri, yazarın olağanüstü bir şekilde betimleme yeteneğidir. Grenouille'nin koku duyusu ile ilgili deneyimleri oldukça gerçekçi bir şekilde anlatılır ve yazar, okuyucunun onunla empati kurmasını sağlar. Romanın başından sonuna kadar, okuyucu Grenouille'nin zihnine ve düşüncelerine tamamen dalabilir ve onun sapkın eylemlerinin arkasındaki nedenleri anlayabilir
Grenouille, hayatının erken dönemlerinde, türlü işlerde çalışarak hayatta kalmayı başarır. Ancak, ilginç bir şekilde, koku duyusunun onun için bir takıntı haline gelmesiyle, insanların kokularını yakalamak ve kendi özel parfümlerini yapmak için insanları öldürmeye başlar.
Grenouille'nin karakteri, romanın başından sonuna kadar merak uyandıran bir gizemdir. O, okuyucunun empati kurduğu, ancak aynı zamanda onun sapkın eylemlerine karşı korktuğu bir karakterdir. Grenouille'nin, insanlar hakkında hiçbir duygusal bağ kuramaması ve onları yalnızca kokularıyla tanıması, onu daha da gizemli kılar.
Görmek, Jose Saramago'nun 2004 yılında yayınlanan romanıdır. Bu roman, "Körlük" romanının devamı niteliğindedir. Roman, bir şehirde gerçekleşen belediye seçimleri sırasında bir grup seçmenin oy verme merkezine gitmemesiyle başlar. Bunun üzerine hükümet, seçmenleri zorla sandığa gitmeye zorlar. Ancak, sandık sonuçları beklenmedik bir şekilde, tüm oyların "boş" olarak kaydedilmesiyle sonuçlanır. Bu durum, hükümet tarafından büyük bir tehdit olarak algılanır ve sonrasında, devletin polis güçleri, sandıkta oy kullanmayanların tüm şehri terk etmelerine zorlanmasına neden olur.
Roman, bu kaotik durumda, hükümetin ve insanların bu tür bir kararın sonuçlarına nasıl tepki verdiklerini keşfeder. Saramago, insan doğasının karanlık yönlerini ve güç ilişkilerinin nasıl işlediğini ustaca tasvir eder. Ayrıca, romandaki karakterlerin iç dünyalarını ve sorgulamalarını da derinlemesine ele alır.
Saramago, Görmek romanında, toplumsal baskının ve siyasi otoritenin yanı sıra, insanların nasıl düşündüğü ve davrandığı üzerine de yoğunlaşır. Roman, insanların nasıl düşünebileceğine dair bir deneme niteliğindedir. Saramago'nun dili, okuyucunun düşünme biçimini ve algılamasını değiştirebilir. Okuyucular, Saramago'nun üslubu ve anlatımı ile kendi düşünce süreçlerini sorgulayabilirler.
Romanın sonunda, Saramago, okuyuculara hala umut olduğunu hatırlatır. Her ne kadar insanlar karşılarına çıkan zorluklarla yüzleşmek zorunda kalsalar da, her zaman yeni bir başlangıç için bir şansları olduğunu vurgular.
İçerdiği felsefi konular nedeniyle uzun süre etkisinden çıkamayacaksınız..
Mark Twain'in "İnsan nedir?" adlı kitabı, insan doğası, özgürlük, kader, inanç ve ahlak gibi konulara dair önemli düşünceler içeren bir eserdir. Bu kitap, Twain'in felsefi düşüncelerinin bir derlemesi olarak da düşünülebilir.
Kitap, iki bölümden oluşur. İlk bölümde, Twain, insan doğasını tartışır ve insanların nasıl düşündüğü, nasıl hissettiği ve nasıl davrandığına dair felsefi bir bakış açısı sunar. Twain, insanların düşünce ve davranışlarının belirleyicisinin ne olduğunu sorgular ve insanların özgür iradelerinin olup olmadığını tartışır. İkinci bölümde ise, Twain, insanların varoluşsal endişeleri üzerine yoğunlaşır ve insanların hayatta ne amaçla olduklarını, kaderlerinin nasıl şekillendiğini ve inançların insan yaşamındaki rolünü sorgular.
Kitap, Mark Twain'in karakteristik tarzıyla yazılmıştır. Okuyuculara sade bir dil ve mizahi bir üslupla hitap eder. Ancak, bu mizahi tarzın altında ciddi bir felsefi düşünce yatar.
Ünlü Rönesans dönemi sanatçısı ve bilim adamı Leonardo da Vinci'nin felsefesini ve sanat anlayışını yansıtan bir eserdir.
Kitap, da Vinci'nin eserlerinde ve kişisel günlüklerinde yer alan notlarının derlemesi şeklinde tasarlanmıştır. Kitapta, da Vinci'nin sanat, bilim, felsefe, doğa, insan anatomisi, mimari, müzik ve daha pek çok konuda düşünceleri yer alır. Yazarın eserlerinin ardında yatan felsefeyi anlamak ve onun sanatını daha iyi kavramak için önemli bir kaynak niteliğindedir.
- Resim dilsiz şiirdir, şiir ise kör resim.
- Bir günde zengin olmayı arzulayanlar büyük bir yoksullukla uzun süre yaşar.
- İyi geçirilmiş bir gün uykuyu hoş gösterir, çok çalışılmış ömür ise ölümü.
- Tıpkı kullanılmayan demirin paslanması ve suyun soğukta donması ya da kokuşması gibi kullanılmayan zihin de bozulur.
- Beyin ruhun meskenidir; hafıza, cephanesi ve algı ise kazandığı geri dönüştür.
Ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?
Tutunamayanlar, edebiyat dünyasında kalıcı bir etki bırakan ve farklı nesiller tarafından okunmaya devam eden bir eserdir. Roman, çağdaş Türk edebiyatının önemli bir örneği olarak kabul edilir ve okuyucularına insanın varoluşsal sorunlarını sorgulama fırsatı sunar.
Romanın kahramanı Selim İleri, kendisi ve çevresindeki insanlarla ilgili birçok sorgulamaya girişirken, hayatta tutunamama duygusunu sık sık hisseder. Selim'in tutunamama hissi, modern insanın yalnızlığı, yabancılaşması ve anlam arayışı gibi konuları işlerken, toplumsal sorunlara da dokunmaktadır.
Tutunamayanlar, sadece Türkiye'deki toplumsal ve siyasi sorunları ele almıyor, aynı zamanda insanın evrensel sorunlarına da değiniyor. Selim'in iç dünyasında yaşadığı çekişme, okuyucunun kendi hayatı üzerinde de düşünmesine sebep olabilir. Eser, insanın hayatındaki anlam arayışına, kendine yabancılaşmasına, yalnızlığına ve toplumun zorlayıcı normlarına değinirken, aynı zamanda dilin gücünü de kullanarak okuyucuyu derinden etkileyebilir.
Mihail Bulgakov'un "Usta ile Margarita" romanı, edebi bir başyapıt olarak kabul edilir ve çağdaş Rus edebiyatının en önemli eserlerinden biridir. Kitap, Sovyetler Birliği döneminde yazılmıştır ve dönemin siyasi ve toplumsal sorunlarına eleştirel bir yaklaşım sergilemektedir.
Roman, Moskova'da geçen iki paralel hikayeden
Şairler ve Hâmileri
Osmanlı'da şairler kendilerine patron ararlar ve bundan dolayı kaleme aldıkları eserleri devrin padişahına veya ricâle (devlet ileri gelenleri, büyükleri) sunarlar. Patrondan kasıt hâmidir. Yani bugünkü tabiriyle "sponsor" diyebiliriz sanırım.
Patrona sahip şairler, geçim derdi çekmezler çünkü bütün giderleri patronu tarafından
400 yıl yaşayan bir insanın biyografisi..
Virginia Woolf'un Kendine Ait Bir Oda adlı eserinden sonra okuduğum ikinci eseridir Orlando. Bu incelemeyi yazmadan önce Virginia Woolf'un hayatı hakkında birkaç şey okudum. Kendisi iki dünya savaşı görmüş biridir ayrıca. Sadece bunu söylemekle ne kadar çetrefilli bir hayat yaşadığını anlayabilirsiniz. 25 Ocak 1882 yılında
Spoiler İçerir !
Körlük, Jose Saramago'nun okuduğum ilk eseridir. Onu ilk kez bu kitap sayesinde tanıdım. Bu kitabından sonra hemen '' Görmek '' adlı kitabını okudum. Çünkü bu eserin devamı niteliğindedir. Saramago, eserlerinde noktalama işaretlerinin hepsine kullanmaz. Sadece nokta ve virgülü kullanır. Bu durum kitap içerisindeki
Birçok yazara ve bana göre bir başyapıt olan '' Karamazov Kardeşler ''i okuma şerefine nail oldum. Kimilerinin sayfa sayısından dolayı okumayı ertelediği, kimilerinin de hiç bulaşmak istemeyeceği bir eserdir Karamazov Kardeşler. Kitaba önyargılı yaklaşmamanızı tavsiye ederim. Kitabı elinize aldığınızda ilk 100-150 sayfayı
Zamanların en iyisiydi...
Bu kitabı ilk elime aldığımda elimden hiç düşürmeden toplamda 130 sayfa okumuştum fakat sonrasında yaklaşık 2 hafta kitaba hiç dokunmadım. Bunu biraz da tembelliğime vurabiliriz aslında fakat bir diğer nedeni Dickens'ın, Fransız Devrimini aşırı realist bir dille yazmış ki Tarih kitaplarından değil de Fransız Devrimini direkt buradan okusanız bile yeterlidir. Bunları okumak beni ilk başta biraz korkuttu. Sonrasında kitabın geri kalan kısmını 2 günde bitirdim tabiki.. :) Kitapta adı geçen iki şehir Londra ve Paris'tir. Dickens'ın bu kitabı yazmasının amacı Fransa'da yaşananın Londra'da da yaşanmasını önlemek yani tarihten ders alınması gerektiğidir. Dickens kitabı tefrika halinde yayımlamış ve her hafta yazmıştır. Gelen eleştirileri dikkate alıp hikâyeyi ona göre şekillendirmiştir. Yani kitabı halkla birlikte yazdığını söyleyebiliriz. Hepimiz kitabın başlangıç cümlesini biliyoruz. Bilmeseniz bile mutlaka duymuşsunuzdur.
"Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem inanç devriydi, hem de kuşku, aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana- sözün kısası, şimdikine yakın bir dönemdi ki, kimi yaygaracı otoriteler bu dönemin, iyi ya da kötü fark etmez, sadece “daha” sözcüğü kullanılarak diğerleriyle karşılaştırılabileceğini iddia ederdi. "
Kitabı okuyacaklara önerim okumadan önce Charles Dickens'ın hayatı hakkında biraz bilgi sahibi olmanızdır. Onun dışında hepinize keyifli okumalar diliyorum. :)
