♡Gel ey kalbim!
Gidelim!
Aşkın ateşi mihrabına.
Hangi iksir dem olur özlemin imdadına?
İçimizde bir yara.Bir yanık izi.
Toprağın göğsüne beraber indirelim secdemizi.
Abdullah Kırıkçı
Sen gelirsin diye yollarınına begonviller kanaviçeler ve manolyalar ekeceğim.
Sevinçlerimi tebessüm diye kolye yapıp yapraklarına asacağım.
Gelirsin diye mor papatyalardan bir köy evi inşa edeceğim sana.
Çatısına beyaz gecelerden çalıntı kiremitler döşeyeceğim.
Bahçesine mutluluk,keyif,huzur, dinginlik ve birazda sen ekeceğim.
Kibri nefreti, kötü
Ana-babalarin çocuklarında yanık izi gibi asla silinmeyecek izler bıraktıkları planlanmamış ve bilinmedik, ama yine de kaçınılmaz ve karşı konulmaz şiddeti düşünme bile ürpertiyor beni. Ana babaların arzularının ve korkularının şekilleri, yakıcı bir kalemle, güçsüz ve başlarına ne geldiğini hiç bilmeyen küçüklerin ruhlarına kazınır. Ruhlara dağlanmış o metni bulmak ve ne yazıldığını sökmek için bir ömür harcarız, onu anladığımıza da asla emin olamayız.
"İnsan yaşamın gerçek yüzüyle tam olarak ne zaman karşılaşır Kara? Payına düşen acıyla ne zaman tanışır? O acıya çıplak elle dokunmak ve baş etmek zorunda kaldığında mı? Zordur. Çünkü kor düştüğü yerde derin bir yanık izi bırakır"
Cengiz Aytmatov, kuşkusuz büyük bir anlatıcı. Belki de anlatımından çok, anlattıkları ile devleşen bir edebiyatçı. Yani herkeste farklı yankıları olan vatan, millet, savaş, sadakat, vefa, yâr olmak, ana olmak, incelik gibi mefhumları bünyesinde barındıran ve toplumun sesini, soluğunu, rengini taşımakla kalmayıp insanı merkezine tüm tarafsızlığıyla koyan
Gel ey kalbim!
Gidelim!
Aşkın ateşi mihrabına.
Hangi iksir dem olur özlemin imdadına?
İçimizde bir yara.Bir yanık izi.
Toprağın göğsüne beraber indirelim secdemizi.
Abdullah Kırıkçı
Ana babaların çocuklarında yanık izi gibi asla silinmeyecek izler bıraktıkları planlanmış ve bilinmedik, ama yine de kaçınılmaz ve karşı konulmaz şiddeti düşünmek bile ürpertiyor beni.
"sevgilim, şuramda bir ağrı. bir taş. bir yangın. bir yara izi. bir yanık. kalbim kalbinin kulu. sevgilim, gözlerinde bir tanrı, şeytan, cennet, cehennem, gözlerinde araf, haviye, lezâ. sevgilim sen, incir dalından ittin beni."