Muhafazakâr kızların eş adayında aradıkları şartların tahtında şunlar yatıyor olabilir mi;
- Namazlı (müteahhit)
- Ahlâklı (esnaf veya iş sahibi)
- Dinini bilen (ev sahibi)
- Saygılı (araba sahibi)
- Beni sevecek ( maddi durumu çok iyi) biri olsun yeter...
Bir çiçeği koparmadan koklamayı bilmiyorsunuz bayım.
Bir kadınla sevişmeden sevmeyi, Dövüşmeden barışmayı.
Siz insan olmayı hiç denemediniz bayım.
Ne güneşin küfür yemediği kaldı sizden ne yağmurun.
Çamurun içinden çıktık diyorsunuz ya hani,
Siz o çamuru bile kirlettiniz bayım.
Yaşıyorsunuz ama yaşattığınız kaç umut kaldı elinizde?
Dilinizde hep
Bir çiçeği koparmadan koklamayı bilmiyorsunuz bayım.
Bir kadınla sevişmeden sevmeyi, Dövüşmeden barışmayı.
Siz insan olmayı hiç denemediniz bayım. Ne güneşin küfür yemediği kaldı sizden ne yağmurun.
Çamurun içinden çıktık diyorsunuz ya hani,
Siz o çamuru bile kirlettiniz bayım. Yaşıyorsunuz ama yaşattığınız kaç umut kaldı elinizde?
Dilinizde hep
Bir çiçeği koparmadan koklamayı bilmiyorsunuz bayım.
Bir kadınla sevişmeden sevmeyi, Dövüşmeden barışmayı.
Siz insan olmayı hiç denemediniz bayım. Ne güneşin küfür yemediği kaldı sizden ne yağmurun.
Çamurun içinden çıktık diyorsunuz ya hani,
Siz o çamuru bile kirlettiniz bayım. Yaşıyorsunuz ama yaşattığınız kaç umut kaldı elinizde?
Dilinizde hep
"Ben aykırıyım bayım.
Bir çiçeği koparmadan koklamayı bilmiyorsunuz bayım.
Bir kadınla sevişmeden sevmeyi, Dövüşmeden barışmayı.
Siz insan olmayı hiç denemediniz bayım. Ne güneşin küfür yemediği kaldı sizden ne yağmurun.
Çamurun içinden çıktık diyorsunuz ya hani,
Siz o çamuru bile kirlettiniz bayım. Yaşıyorsunuz ama yaşattığınız kaç umut
Ben aykırıyım bayım.
Bir çiçeği koparmadan koklamayı bilmiyorsunuz bayım.
Bir kadınla sevişmeden sevmeyi, Dövüşmeden barışmayı.
Siz insan olmayı hiç denemediniz bayım. Ne güneşin küfür yemediği kaldı sizden ne yağmurun.
Çamurun içinden çıktık diyorsunuz ya hani,
Siz o çamuru bile kirlettiniz bayım. Yaşıyorsunuz ama yaşattığınız kaç umut kaldı
Ben aykırıyım bayım.
Bir çiçeği koparmadan koklamayı bilmiyorsunuz bayım.
Bir kadınla sevişmeden sevmeyi, Dövüşmeden barışmayı.
Siz insan olmayı hiç denemediniz bayım. Ne güneşin küfür yemediği kaldı sizden ne yağmurun.
Çamurun içinden çıktık diyorsunuz ya hani,
Siz o çamuru bile kirlettiniz bayım. Yaşıyorsunuz ama yaşattığınız kaç umut kaldı
"Saygıdeğer bayım!" dedi. "Daha nasıl açıklayayım bilemiyorum.
Durum, sanırım, bütün çıplaklığıyla ortada. Ya da sizin istediğiniz,
belki... Her neyse... Siz benim ... burnumsunuz!"
Burun, binbaşıya baktı; kaşları hafiften çatılmıştı: "Yanılıyorsunuz,
bayım. Ben, kendimim; yani kendime aitim. Öte yandan, aramızda
böylesi alışverişleri mümkün kılacak bir yakınlık ya da herhangi bir
ilişki bulunmuyor. Üniformanızın düğmelerinden anlayabildiğim
kadarıyla siz Adalet Bakanlığı'nda çalışıyorsunuz, bana gelince, Eğitim
Bakanlığı'ndayım."