eternal sunshine

başkalarının kendisini sevmesi veya kabul etmesi onlar için önemli değildir
Reklam
yalnız yolculuk yapan insan gerçekleşmemiş düşlerini, geçip giden yıllarını, deli gönlün eski taşkınlıklarını anımsayıp neler neler mırıldanmazdı ki? erişilmemiş nice istek insanın ruhunu tatlı bir kederle doldururdu. oysa ne kederde bir çare vardı ne de geçmişi düşünmekte. ruhun varlığını duyması, kendini tazelemesiydi bu

Reader Follow Recommendations

See All
çocuk önce gözyaşlarından hiçbir şey göremezken, sonra tepesindeki bulutları seyre koyulurdu. nelere nelere benzetmezdi ki bulutları! bulutlar, çocuğun canının sıkıldığı zamanlarda uzaklara, çok uzaklara kaçmak istediğini bilir, geri dönmek istemediğini, ağlasalar sızlasalar da kimsenin eline geçmek istemediğini anlarlardı. ama kaçıp gitmesini istemezlerdi onun. orada kalsın, kendilerini sessizce seyretsin diye biçimden biçime girerlerdi. insan bulutlara baktıkça onları istediği biçime sokar, değişen şekillerden istediği şeyi düşünebilirdi. yeter ki insan neyi görmek istediğini bilsin!