Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir kadın seni seviyorsa sana aittir. Mutlaka bir fotografın vardır bir yerinde odasının onu kaldırtma! Bir kadın seni seviyorsa uyumadan önce dua ediyordur senin adınla başlayan dualar ve biten senin adınla onu susturma! Bir kadın seni seviyorsa sana zarar veremez yalnız genc adam kadınlar vazgectikleri adamlara da acımayı beceremez bu da kalsın aklında.. Bir kadın seni seviyorsa koklayarak öper seni, Seni seven bir kadın sevdigi kadar sarılabilirse kemiklerin kırılır. Ve bir kadın seni seviyorsa sen ne kadar güclüysen o kadar güclü hisseder kendini onu yanıltma. İlk darbede yere cakılma oglum, İlk imtihanda sınıfta kalma! Ve asla, Ama asla! Araya umutsuzlugu sokma. Orasıdır kadının şah damarı, umudu.. Kesildigi an, vazgecer kadın. Sevmekten, Beklemekten, Özlemekten, Hatta dua etmekten… Can havliyle, kacar. Yakalayamazsın. Artık o kadını üstüne alınamazsın. Sahip cıkamadıgın kadına hesap da soramazsın. Kadınları bomba gibi düşün genc adam yanlış kabloyu kesersen onunla birlikte sen de patlarsın.
Mustafa Kemal Atatürk'ün Söylediği 75 Söz | Atatürk Sözleri ve Anlamları Cumhuriyetimizin kurucusu, başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk, yaşam şekli ve üstlendiği görevleri gereği çok yönlü bir liderdi. Verdiği demeçler, söylediği sözler, aktardıkları ve daha nicesi hayatın her alanında önemli tavsiye, fikirler ve sözleri içeriyor. Spor,
Reklam
Bazen okuduğu romanda, hikayede yer alan önemsiz bir kişiye takılırdı. Takıldığı kişinin metne girme nedeninin bir tek cümleden ibaret olduğunu görür, herkesin hayatının doğru söylenmiş bir cümleyle sığabileceğini düşünürdü. Şimdi kendi cümlesini arıyordu: hayattan beklediği şeyleri elde ettiği anda hepsinin budalaca olduğunu anlamış, yalnız bir adam… Belki. Bir cümle olabilir miydi bir hayatı değerli kılan? Yoksa, tek cümleye sığdırılmış hayat çok mu boştu? Hayatın nesi doğruydu, nesi yanlış? Ya da bu türden soruları sormak doğru muydu? Neden soruyordu bunları?
517 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Su damlasından okyanus olan kardeşimiz.
Türkiye'de en çok önerilen kitaplardan biri. Makamına hak ettiğini düşünüyorum. İlk başta "Abartmayın, ne yükselttiniz kitabı?" demiştim. En sonunda "Tamam, kesinlikle okuyorum artık." dedirttiler. Evet, minik Martin'imiz. Bir bilgi birikimi olmayan Martin'imiz. Ama sorun bakalım, Martin o zaman mutlu muydu?
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,3bin okunma
“Ya benim Armondo? Bana ne kadar fiyat biçersin?"” "Tüm servetimi," dedi genç adam bütün içtenliği ile. Casey kendisini genç adamın kollarından sıyırıp, geriye doğru bir adım attı. “Yanlış cevap Latimer.” diye cevap verdi çok ciddi bir sesle. Çünkü asla satılık değildi. Ne bedeni ne de kalbinin maddi bir karşılığı olamazdı. “Sadece aşk. İnanarak, beklentisiz, saf ve içten... Bu demek oluyor ki benim bedelimi sen asla ödeyemezsin!”
Sayfa 175 - Grafist YayınlarıKitabı okudu
Uzun Bir Yolculuk
Bu kurumda çalışmak birçok şeyi tecrübe etmeme olanak sağlarken birçok şeyi gözlemlemem için bir film sahnesi de oldu. Birçok ebeveyn gördüm bir çok aile… Çocuklarını içten bir şekilde destekleyen hayat kadını da gördüm. Mal mülk içinde çocuklarını öksüz yetim bırakmış anne babalar da. “Kurumda kalırsan” koşuluyla ikna edilmiş çocuklar gördüm.
Reklam
202 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Okurken adeta ufkunuzu genişletecek bu dörtlüklerde sadece kendiniz çevrenizle değil Tanrı ile tenakuz halinde olacaksınız Ömer Hayyam sayesinde bu muazzam kalemi anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalıyor ne söylesem ne desem bu adam için cümlelerimde yanlış telafuz etmek istemiyorum. Bunu okurken sizde fark edeceksiniz kapanışı o muazzam şiirle kapatmak istiyorum. Akılla bir konuşmam oldu dün gece; Sana soracaklarım var, dedim; Sen ki her bilginin temelisin, Bana yol göstermelisin Yaşamaktan bezdim, ne yapsam? Birkaç yıl daha katlan, dedi. Nedir; dedim bu yaşamak? Bir düş, dedi; birkaç görüntü. Evi barkı olmak nedir? dedim; Biraz keyfetmek için Yıllar yıl dert çekmek, dedi. Bu zorbalar ne biçim adamlar? dedim; Kurt, köpek, çakal makal, dedi. Ne dersin bu adamlara, dedim; Yüreksizler, kafasızlar, soysuzlar, dedi. Benim bu deli gönlüm, dedim; Ne zaman akıllanacak? Biraz daha kulağı burkulunca, dedi. Hayyam'ın bu sözlerine ne dersin, dedim; Dizmiş alt alta, sözleri, Hoşbeş etmiş derim, dedi.
Dörtlükler
DörtlüklerÖmer Hayyam · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202122,2bin okunma
O sırada fugui sabanını sürerek onlara doğru yaklaştı ve şöyle dedi “insanların unutmaması gereken dört kural vardır: yanlış söz söyleme, yanlış yatakta uyuma, yanlış eşikten girme, elini yanlış cebe atma.” Yanlarından geçerken Fugui başını çevirip onlara baktı ve ekledi bu adam ikinci kuralı unuttu ve yanlış yatakta uyudu.
Bazıları teneke adam kadar olamıyorlar...
"Siz, kalbi olan insanlar," dedi, "size rehberlik edecek ve yanlış yapmanızı engelleyecek bir şeyiniz var, oysa benim kalbim yok o yüzden çok dikkatli olmalıyım.
Musa: Rabbim! (Araştırmayarak, haksızdan yana taraf olarak, adam öldürerek üç yanlış yaptım.Sana şükürler olsun üç hatayı arka arkaya yapmama rağmen beni bağışladın.) Bana verdiğin bu nimetin hakkı için kim olursa olsun bir daha asla zalimlere arka çıkmayacağım.
Reklam
Eğer bu adam derse ki: “Ben falcılık yoluyla olsun, tıp açısından olsun, bazı şeyleri inceledim. Denemelerim sonucu, bunların kimisinin doğru olduğunu gördüm ve içimden de bunun doğru olabileceği kanaatine vardım. Böylece bunların kabul edilemez olmadığını, kaçınılması ve uzak durulması gereken şeyler olmadığını gördüm. Oysa Nübüvvet yoluyla
"Bazen okuduğu romanda, hikâyede yer alan önemsiz bir kişiye takılırdı. Takıldığı kişinin metne girme nedeninin bir tek cümleden ibaret olduğunu görür, herkesin hayatının doğru söylenmiş bir cümleye sığabileceğini düşünürdü. Şimdi kendi cümlesini arıyordu: hayattan beklediği şeyleri elde ettiği anda hepsinin budalaca olduğunu anlamış, yalnız bir adam... Belki. Bir cümle olabilir miydi bir hayatı değerli kılan? Yoksa, tek cümleye sığdırılmış hayat çok mu boştu? Hayatın nesi doğruydu, nesi yanlış? Ya da bu türden soruları sormak doğru muydu? Neden soruyordu bunları?"
Sayfa 106 - Can Yayınları
220 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Ve hayat belki de şu anda birilerine yeni, hiç tecrübe edilmemiş ve nasıl bir neticeye varacağı kestirilemeyen yeni cilveler hazırlıyor. Bunu düşünmek bile hayat denen maceranın hakikaten macera olduğuna inanmama kâfi geliyor. “Yedi Uyuyanlar” efsanesini öğrendikten sonra yedi sayısına takan ve sakinlerinden kurtulup uykuya dalmayı isteyen Ayyıldız Apartmanı. Üst kattan gelen anne oğul tıkırtılarının tekrar hayata bağladığı, intihar niyetlisi. Küçük bir şehirde, incelikli iç dünyasını anlamaktan uzak insanların sonunda cinnete ittiği Müeyyet Bey. Bütün dostları ölünce, hayat, zamanın içinde manasız bir seyahat haline geldiği için kendisi de göçüp gitmek isteyen ama yaşlı bir kadının dostluğuyla tekrar hayata tutunan bir adam. Küçük bir kıyı kasabasında bir gece yaşadığı derin şeyi aşk zanneden ve yanılan genç. Konservatuvarda hademelik yaparken klasik batı müziğine tutulan hüzünlü apartman kapıcısı. Pansiyoncu, kadın çamaşırları satıcısı ve diğerleri. Bütün bu öykü kişileri Ayfer Tunç’un “edebiyatımın anlamlı başlangıcı” diye nitelediği Mağara Arkadaşları’nda bir araya geliyor. Ayfer Tunç'un okuduğum 3. kitabı oldu. Daha önce Kapak Kızı ve Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi kitaplarını okumuş ve kalemini çok beğenmiştim. Bu kitabında da birbirinden güzel 8 öykü anlatıyor. Ben beğenerek okudum. Mağara arkadaşları büyük kentin karmaşası içinde kendi evlerine "kendi mağaralarına" kapanmış insanları anlatıyor.
Mağara Arkadaşları
Mağara ArkadaşlarıAyfer Tunç · Can Yayınları · 2022838 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.