.... Atatürk'ün Din Hakkında Sansürlenen Görüşleri Atatürk'e ilişkin olarak 2 önemli çarpıtma yapılıyor. Biri Batılılaşma konusunda... Diğeri din konusunda... İlki, Atatürk'ün hedef olarak Avrupa'yı göstermediği iddiasına dayanıyor. İkincisi, -dinci kesimin ve medyanın sürekli yaptığı gibi- ısrarla Atatürk'ü dua ederken,
Yanlış batılılaşma…
“Ne bedenden hastayız, ne de candan hasta, Ne vücutça ne ruhça, ne de kandan hastayız. Avrupa’ya bir değil, iki pencere açtık, Uzun zamandan beri cereyandan hastayız.” hatta çarpıldık…😔
Reklam
Yedi - yirmi dört, sabah - akşam, gündüz - gece
Neler duymak istiyorsun benden? Çalışmayan köstekli saat, bacaksız çekirgeyim. Yorgunum, dargınım, küskünüm; Doydum yaşamaya, mecbur muyum yaş almaya? İki sorunumuz var yanlış batılılaşma ve yalnızlaşma, Sanırım ikincisine aşık oluyorum inceden, Terk etmez beni, edemez de zaten! Yalnızlık bırakırsa beni, yapayalnız kalırım sadece. Oksijene savaş
Mustafa Kemal’i kavramak:
Mustafa Kemal’i anlamak. “Mustafa Kemal’i keşke daha iyi anlayabilseydik” lafını daha önceden duymuş olabilirsiniz. Peki anlamı nedir? Mustafa Kemal motifi bizler için ne ifade etmeli? Mustafa Kemal içinde bulunduğumuz karanlık durumu kendi yaşadığı dönemde de tanık olmuştur. Kitlesel din uyuşturuculuğu dini baz almış ve kanunlarını kutsal
Hadi yirmilerinin başlarındaki gençlerin Atatürk, cumhuriyet, inkılaplar, sekülarizm, laiklik, batılılaşma, muhafazkarlık, İslam üzerinden birbirlerini yemelerini anlarım. Dünyaya bakarken bir yön tayin etme telaşının olduğu, ussal nazarın yalnızca ak ya da kara görebildiği yaşlar. Hoş olmaz ama anlaşılır. Ancak otuzunu aşmış koca koca insanların, sinkafla, sövgüyle atışmalarını anlayamıyorum. Hele bu sevimsiz atışmaları vasıtasıyla tatmin duyabilmelerini hayretle karşılıyorum. Çıldırtmak, kudurtmak, had bildirmek... Çok sevimsiz ve faydasız. O ya da bu sebeple öfke biriktiriyorsa insan, öfkesini böyle hoyratça harcamamalı. Misal, ben bu aralar küçük çocuğunun yanında yere çöp atan bir babaya girişmeyi düşünüyorum. Basbayağı çocuğunun yanında dayak atmak yani. Sokağı çöp kutusu gibi kullanan baba figürünün dayak yediğini gören küçük çocuk neler düşünür acaba? Sebep-sonuç ilişkisi kurup, babasının temiz bir dayağı hak ettiğini düşünür mü? Düşünmez. Sokağa çöp atmanın yanlış bir davranış olduğunu bilmesi mümkün değil. Çünkü ebeveyn, küçük yaştaki çocuğuna ne gösteriyorsa, çocuk için doğru olan odur. Yani bu durumda çocuğun babasına girişmek, bir nevi asil öfkemi heba etmek olacak. Öfke ciğerden yükselen bir duygu. Ciğerde biriken havanın bir anda gürültüyle dışarı çıkması. Yani bağırtı çağırtı, gürültü, patırtı... Kan dolaşımını hızlandırır, ataleti üzerinizden silker. Bu yüzden öfkemin çalkalandığını hissettiğimde yürürüm, ev işi yaparım, yükü çok olan ihtiyara yardım ederim.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü Türk insanının doğu ve batı arasında bocalamasını irdeleyen bir başucu romandır. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın en popüler eseridir. İçeriğini ve konusunu romanın karakterlerinden Nuri Efendi (Saat Ustası), Mübarek (Ayaklı ve yaşlı bir İngiliz yapımı duvar saati), Halit Ayarcı ve saat-zaman-insan ilişkilerinden almaktadır. Tanzimat öncesi, Tanzimat ve Cumhuriyet dönemi olmak üzere üç zamanı ele alan bir kitap. Aslında batılılaşma çabaları içinde kendinden uzaklaşmayı konu almış.İki uygarlık arasında bocalayan,toplumumuzun yanlış tutumlarını,davranışlarını konu alan eleştirel bir romandır. Roman akıcı bir anlatıma sahip. Bol bol Farsça, Osmanlıca kelimelerle bezenmiş olsa da cümlenin devamını okuyunca geride kalan anlaşılmayan kelime buharlaşıyor anlama karışıyor. Romanın başında yaşananlar kısa bir şekilde bize aktarılıyor bir nevi sonuç nedene bağlanıyor. Kitabi kafanız boşken okuyun zira dili biraz ağır. Mutlaka okunması gereken eserlerimizden...
Reklam
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.