Bu kitabı haziran ayı okuması olarak kayıtlara geçelim efendim...Farklı bir okuma yaptım yazar sayesinde..Başta aşırı akıcı ve açık bir dille belirli bir mantık silsilesinde geçen olaylar kitabın sonuna doğru karmaşık hale geliyor...Sona doğru kafam karıştı, sayfaları iki ileri bir geri okudum ne anlattı yazar şimdi diye...Genel izlenim olarak kitabın anlatımını, kurgusunu, oluşturulan karakterleri ve ana karakterlerin duruşunu ve kararlılığını beğendim. Kitabın sonu bazı okurlar için tatmin edici olmayabilir diye düşünüyorum çünkü hikayede git gelli zorlama kısımlar var gibi ama bir bütün olarak beğenerek okudum. Birde bir eleştiri yapacağım kitaba dair, okuma sırasında kitabın en sevmediğim kısmı gereksiz ve ayrıntılı cinsellik aktarımlarıydı. Hatta pedofili tarzı olayları bu kadar normallaştirilmesi kabul edilemez bu kısımlar benim için berbattı bu konuda düşünce özgürlüğünü savunmuyorum yanlış yanlıştır ve bu konunun normalleştirilmesini kabul etmiyorum...
Video: youtu.be/Me8N0G7BNO4
Dinleyin, Size Bir Şey Söylüyorum.
Güray Öz'den okuduğum ilk kitap.
Dinleyin, Size Bir Şey Söylüyorum, 92 sayfalık bir şiir kitabıdır.
Kitapta; aşk, hayat, insan, ölüm, sevda, şiir, yalnızlık ve zaman gibi temalarda şiirler yer alıyor. Özellikle uzun mısralı şiirlerle de okura seslenen Öz'ün
Bir hafta evden uzaklaşıp kaçamak yaşayan Sally tam bir yıl sonra bir cinayet haberi ile şoka girer. Çünkü aslında tanıdığını düşündüğü insan başka biridir. İşlenmiş dört cinayet var ortada ve her şey çok karmaşık. Sona doğru süprizler ile final yapan güzel bir gerilim polisiye kitabı. Biraz daha bazı bölümleri kısa olsa idi tadından yenmezdi.
Burada yazarın okuyucuyu çağırdığı saygın yüksekliğe çıkabilmek için ulaşılması gereken mükemmeliyetçilikten bahsediyorum. Yazar, Budizm'de olduğu gibi çaba gerektirmeyen bir yol sunsa da sözleri çoğu zaman buna uymamaktadır. İnsan şunu merak edebilir: "Krishnamurti'nin öğrettiği şey herkes için mümkün müdür?"
Bize bu ikili
298 syf.
9/10 puan verdi
Öncelikle bu kitap hakkında çok yanlış düşünmüşüm ve bu kadar seveceğimi düşünmüyordum , aldatma konuları bırakıpta böyle güzel çiftler hakkında yazsa çok daha sevilir kitapları , bir puanı kırma nedenim de sonlara doğru biraz sıkılmış olmam ama hemen toparladı yazar , o yüzden kesinlikle bir şansı hak ediyor kitabın ismi de o kadar anlamlı ki içeriğiyle.
Şimdi konusuna gelince bu ilk sayfalarda olduğu için spoiler sayılmaz diyerek Esas çiftimizin Sevgilileri onları birbirleriyle aldatıyor ve esas çiftimiz Quin ve Graham o gün o daireye geldiklerinde oğreniyorlar ve Ondan sonra başka yerde karşılaşıp arkadaş oluyorlar derken zamanla birbirlerine aşık oluyorlar , ve biz bir geçmişteki nasıl arkadaşlıktan evliliğe geçişlerini ojuejen şimdi ki zamanda da evliliklerindeki sorunlarıyla nasıl başa çıkamadıklarını hergün daha da birbirilerine yabancılaştıklarını okuyoruz , kitap yüksek seviye de bol dram içeriyor onu dikkate alın.
Hiç Kimsenin Çocuğu
Marie ,alkolik bir annenin üç kızından en küçük olanıdır.Beş yaşında evlat edinildiği ailesi tarafından sevgi görmeden büyütülür.On yedi yaşında başlayan psikolojik bunalımları ve yatırıldığı hastane dönemi oldukça uzun ve çileli geçer. Üzerinde denenen ilaçların dozu şizofreni teşhisi ile gittikçe artar.Yanlış tedaviler ve hem biyolojik hem de
