226 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Yarının Büyüklerine Bilimkurgu Öyküleri: Dördüncü Güneş
Çeşitli ülkelerin yazarları tarafından yazılmış bilimkurgu öykülerinden Leonid Fomin tarafından derlenen bu seçkinin asıl hitap ettiği kitle genç okurlar olsa da, sadece yarının büyükleri için değil, aynı zamanda bugünün büyükleri için de öğretici, yarınlara bakış açısını genişletici, insan sevgisini dünya ötesindeki diğer gezegenlerin garip
Dördüncü Güneş
Dördüncü GüneşL. Fomin · Yar Yayınları · 202020 okunma
Hey gidi Van..
Ne kadar da yorgun düştün son günlerde Çınar ağacı misali bırakıvermişsin kendini olanlara Direnecek gücün mü yok? Yoksa karşı koyacak cesaret mi? Hey gidi Van... O kadar sessizsin ki, küstün mü? Farkındayım kırgınsın bizlere, seni bırakıp gidenlere, gecelerin o kadar uzun, soğuk, sessiz ve sokak lambalarının altında çaresizlikler gizli... Hey gidi Van... Ağlıyor bütün sokakların, sızlıyor bütün caddelerin, gidenlere öyle bağlısın ki her gidenin ardından salladığın eli, döktüğün gözyaşını hisseder gibiyim... Hey gidi Van... Kar yağıyor, bomboş cadden, sokağın, kardan adam yapan çocuklar yok, oyun oynayan insanlar yok, eğlenen yok, gülen yok, kar dolan yollarını temizleyen yok, bembeyaz karın üstünde, kapkara yarınların, çaresizlik gizlenmiş duvarların, suskunsun ve yorgun, özledim seni, eski günlerini... Affet bizi değerini bilemedik... HEY GİDİ KOCA VAN (
Hakan Pütün
Hakan Pütün
)
Sayfa 15 - Babıali Kitaplığı / 2. Baskı
Reklam
126 syf.
7/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Bu kitap, depresyonda olan, hayattan vazgeçmiş, yani kalbi manen hasta olanların okumaması gereken bir kitaptır, en azından iyileşinceye kadar.. Böyle düşünme sebebim arka kapağında yazan -ki kitap bitene kadar dikkatimi çekip okumamıştım bile- şu ifadedir: "Roman piyasaya çıktıktan sonra birçok intihar vakası ile karşılaşılmıştır. Almanya
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021122,3bin okunma
Fıkra o ki,
Bir müzisyen, bir filozof, bir doktor, Afrika'nın ortasında zencilere esir düşmüşler. Zenciler kabile başkanının çevresine toplanmışlar, bunları yiyecekler. Müzisyen el kol hareketleriyle kendisinin müzisyen olduğunu, çalgı çaldığını, kabileye yararlı olacağını anlatır. "Peki, göster hünerini" derler. O da içi oyuk bir ağaca at kuyruğu telleri gerer, bir de yay yapar başlar çalmaya... Zenciler hoşlanırlar. Hatta çaldığı havaya uyup oynarlar. Onu öldürmezler. Doktor kendi işini anlatır. "Hastaları iyi ederim, ölecekleri ölümden kurtarırım" der. Bir hasta getirirler. Doktor muayene eder, çantasını açıp iğne yapar. Hastayı kurtarır. Onu da affederler. Sıra filozofa gelir. Fakat o bir türlü ne iş yaptığını anlatamaz. "Ben filozofum, insan ruhunun oluşlarından, evrenin gizlerinden, aklın erdiği, ermediği sorunlardan söz ederim" diye bağırır. Zenciler hiçbir şey anlamazlar. Doktorla müzisyen, bakarlar ki iş kötüye gidiyor, arkadaşlarım kaybedecekler; aralarında göz kırpıp işaretleşirler. İlerdeki kuyunun başında döne döne su çeken beygiri gösterirler. Bu filozoftur, hep aynı yerde döner derler. Zencilerde yorgun beygiri çözüp onu koşarlar. Böylece filozof kazanda pişmekten kurtulur.
Sen belki de bir resimsin ne haber Kırmızı bir Beykoz'un yanında duruyorsun Yapan bir de ağaç yapmış yanına Dallarına konsun diye kelimelerin Garson şarap getir Garsonun hali harap
Sayfa 17 - YAPI KREDİ YAYINLARI 35. BASKIKitabı okudu
Kanto
Sen belki de bir resimsin ne haber Kırmızı bir Beykoz'un yanında duruyorsun Yapan bir de ağaç yapmış yanına Dallarına konsun diye kelimelerin +Garson şarap getir +Garsonun hali harap
Reklam
1.000 öğeden 171 ile 180 arasındakiler gösteriliyor.