İstanbul deyince aklıma,
bir sepet kınalı yapıncak gelir.
Şehzadebaşı`nda akşam üstü,
sepetin üstünde üç tane mum.
Bir kız yanaşır, insafsızca dişi,
boyuna, posuna kurban olduğum.
Kalın dudaklarında yapıncağın balı,
tepeden tırnağa arzu dolu.
Sam yeli, söğüt dalı, harmandalı,
bir şarap mahzeninde doğmuş olmalı.
Şehzadebaşı`nda akşam üstü,
yine zevrak-i derunum,
kırılıp kenara düştü.