Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Letaif....
Gözleri kızın alnına düşmüş altın bir saç telinde, kulak memelerinin taze pembeliğinde, alt dudağının tatlı kıvrımında, entarisinin yakasından aşağıya doğru inip kaybolan billur olukta ve entarisinin göğsünde iki küçük meme başı kabartısında dikkatle durdu. Sonra sağ kolunu tutan kınalı ellere baktı. Dal dal ve çiçek çiçek halının üstünde parmakları kınalı çıplak ayaklara baktı. O eller ve ayaklar, eller ve ayaklardaki parmaklar manolya, yasemin, sümbül koçanı, kırağası üstünde yapıncak üzümü salkımı, muattar ışıktan güvercin, kumruydu. Eğilip ayaklarına yüz süremediği için usulca kızın elini öptü. Letaif dehşet içinde titredi ve ancak oğlanın işitebileceği mırıltı ile: "Yapma!" diyebildi.
Sayfa 27 - Doğan Kitap
Sevdayı size kalpte doğup ölen bir şey diye öğretiyorlar Kınalı Yapıncak. Sevdanın kalple hiçbir alakası yok. Sevda yalnız dudaklarda doğup yaşadıkça bir saadet olur. Onun dudaktan kalbe zehir gibi işlemesine izin vermemeli.
Reklam
Ben çiçeklere "toprağın sevdası" derim Kınalı Yapıncak... Onlar da toprağın dudağında birer buse olarak açılıp sönüyorlar.Hangisi toprağın kalbine gitmeyi düşünüyor.
Sayfa 142 - İnkılâpKitabı okudu
Şöyle kırağısı üstünde yapıncak üzüm salkımı mı desem,kiraz dalı boy,kirpikler yanakta,saçlar topukta bir nazenin mi desem,puslu gözlerinde gamzesi,işvesi mi desem...
Sayfa 139Kitabı okudu
Ben daima uzak bulunduğu yerlerin dâüssılasını, elde edilmesine imkân olmayan saadetlerin hasretini çeken bir hayal hastasıyım. Acaba şimdi Kınalı Yapıncak'ı ümitsiz bir suretle kaybettiğim için mi bu kadar seviyorum?
Sayfa 332Kitabı okudu
Sanatım bana çok saadet verdi Kınalı Yapıncak... Fakat hiçbirisi senin bıraktığın hatıraya benzemedi...
Sayfa 292Kitabı okudu
Reklam
Paşabahçe... Benim zavallı fedakar Kınalı Yapıncak'ımın doğduğu, büyüdüğü yer, uzak memleketlerde süzgün, yeşil gözlerinin hazin ısrarla gördüğü çocukluk rüyası...
Sayfa 291Kitabı okudu
"Kız, yaz geldi bak, dedim Evet, çok sıcak, dedi. Kalk da gezelim, dedim Hayır, otursak, dedi. Burada ne var? dedim Sanki konuşsak,dedi. Adın ne senin, dedim Sarı yapıncak, dedi. Nerelisin sen, dedim Yurdum çok uzak, dedi. O kiraz nedir, dedim Gülerek: dudak, dedi. Göğsünde ne var, dedim; Açılmış zambak, dedi. Getir koklayayım, dedim Yok olmaz yasak, dedi."
Hislerin de insanların gibi renksiz,abus ihtiyarlıkları, sefil ölümleri var... Bizim masum sergüzeştimiz ihtiyarlamadan ölecek Kınalı Yapıncak... Mezarlarına, gözlerinde doyulmamış bir rüyanın artığını, dudaklarında yarım kalmış bir busenin raşesini götüren genç ölülere benzeyecek...
İstanbul deyince aklıma bir martı gelir Yarısı gümüş yarısı köpük Yarısı balık yarısı kuş. İstanbul deyince aklıma bir masal gelir Bir varmış bir yokmuş. İstanbul deyince aklıma Gülcemal gelir Anadolu' da toprak damlı bir evde Gülcemal üstüne türküler söylenir Süt akar cümle musluklarından Direklerinde güller tomurcuklanır Anadolu' da toprak damlı bir evde çocuklugum Gülcemal'le gider İstanbul' a Gülcemal'le gelir. İstanbul deyince aklıma Bir sepet kınalı yapıncak gelir Sehzadebaşı'nda akşamüstü Sepetin üstünde üç tane mum Bir kız yanaşır insafsızca dişi Boyuna bosuna kurban oldugum Kalın dudaklarında yapıncagın balı Tepeden tırnaga arzu dolu Sam yeli sögüt dalı harmandalı Bir şarap mahzeninde dogmuş olmalı Sehzadebaşı'nda akşamüstü Yine zevrak-ı derunum Kırılıp kenara düştü.
Sayfa 66 - Türkiye İş Bankası kültür yayınları 2017Kitabı okudu
Reklam
Ne dedin Kınalı Yapıncak... Beni hiç mi unutmayacaksın? Saçlarının sarı telleri birer birer ağarıncaya kadar beni kalbinde mi saklayacaksın? Bunlar cahil dadı, sütnine masallarına mahsus yanlış, gülünç fikirler çocuğum...
Sevdayı size kalpte doğup ölen bir şey diye öğretiyorlar Kınalı Yapıncak… Ne fena, ne yanlış bir fikir… Sevdanın kalple hiçbir alâkası yok… Sevda yalnız dudaklarda doğup yaşadıkça saadet olur… Onun dudaktan kalbe zehir gibi inmesine meydan vermemeli…
Sayfa 142Kitabı okudu
Aşkı bin türlü kayda esir ediyorlar, muayyen bir ömrü olan bir duyguyu zorla hapsetmeğe çalışıyorlar, hep aynı şeyi sevmek için ebedî vefa yeminleri veriyorlar... Daima aynı şeyi sevmek, aynı hâtıraya bağlı kalmak ne fena... Bir keman düşün ki hep aynı sesleri tekrar ediyor... Bir rüya tasavvur et ki, her gözlerimizi kapadığımız vakit aynı renklerle, şekillerle görünüyor. Ben de bir zamanlar senin gibi çocuk oldum Kınalı Yapıncak...Ben de bir zaman yaklaşan ayrılık günlerine senin bu güzel yeşil gözlerinin mustarip korkusuyle baktım... Ben de bir aynı saadeti, bir aynı heyecanı mezarıma kadar kalbimde taşıyacağıma inandım... Bunlar bütün çocuk vehmi...
Sevdayı size ne fena, ne yanlış öğretiyorlar? Biz birbirimizi seviyoruz sanma Kınalı Yapıncak... Ben, senin için güzel bir keman sesinden başka bir şey değilim... Nasıl ki sen de benim için bir tatlı yaz rüyasından ibaretsin...
163 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.