Kautilya, dinin bir imparatorluğun çaresiz kesimlerini bir arada tutabilmek için gerekli zihinsel yapıştırıcı olduğunun ve Brahmanizm’in bu işlevi yerine getirmekte yetersiz olduğunun epey farkındaydı.
... İnsan vücudundan çıkan atıklara karşı toplumların tutumu etnik merkezci bir
karakter taşır. İdrara karşı duyulan nefret doğal bir olay değildir ve birçok
toplum değişik amaçlarla kullanılabilen bu sıvıya, bizden daha nesnel bakarlar.
Avustralyalıların sünnette akan kanı, yapıştırıcı madde üretiminde
kullandıkları gibi, sözgelimi Amerika'nın batısındaki birçok halk da idrarı
ayinsel temizlikte, ya da doğrudan doğruya saç yıkamada kullanıyorlardı...
Casa Alianza Fonu, Guatemala şehrinin sokaklarında yaşamış ve yaşamakta olan pek çok yetim ve evsiz çocuğun yüz kırktan fazlasıyla röportaj yaptı: Hepsi birkaç metelik için bedenlerini satıyordu, hepsi zührevi hastalıklara yakalanmıştı, hepsi ciğerlerine yapıştırıcı ya da çözünür madde çekiyordu. 1990 yılı ortalarında bir sabah birkaç silahlı adam gelip onları kamyonlarla götürdüğünde bu çocuklardan bazıları bir parkta sohbet ediyordu. Bir kız çocuğu bir çöp tenekesine gizlenerek kurtuldu. Birkaç gün sonra dört çocuğun bedeni ortaya çıktı: kulaksız, gözsüz ve dilsiz. Polis onlara iyi bir ders vermişti.
Dolayısıyla, keyif amaçlı seks, insan çiftini bir arada tutarak çaresiz bebeği birlikte yetiştirmelerini sağlayacak bir yapıştırıcı işlevi üstlenmektedir.