Kurtuluş Üzerine
Zerdüşt bir gün büyük köprünün üstünde yürürken, sakatlar ve dilenciler sardı etrafını ve bir kambur şunları söyledi ona: “Bak, Zerdüşt! Halk da bir şeyler öğreniyor senden ve inanmaya başlıyor öğretine: ama sana tamamen inanması için bir şey daha gerekiyor – biz sakatları da ikna etmelisin! İşte güzel seçenekler sana ve sahiden, birçok fırsat var
Sayfa 135Kitabı okudu
İşin aslının zahiri bâtınla irtibatlı kılmak suretiyle bilinebileceğini sâliklerine gösteren, yüzyıllar, binyıllar boyunca yalnızca din oldu. Din kâinatın mektubuna bütün insanların teker teker muhatab olmaları yolunu açıyor; yaratılmış olanın Yaratıcı ile olan irtibatının herhangi bir dolayımdan geçmesini öngörmüyordu. Kâinatın mektubu yalnızca bir hitab olarak kalabilecekse ve bir hitab olarak işlevini yerine getirebilecekse insandan bir dalganın yükselmesi, harekete geçmesi gereklidir. Böyle bir yükselişi, böyle bir atılışı bir başka insan, bir ayrı yapı, bir kurum insan adına ve insan lehine olarak üstlenemez. Yani sevgilinin yazdığı mektubun sevgili tarafından anlaşılmasından daha uygun bir yol bulunamaz. Zâhir ile bâtın arasındaki uyumu var'la yok arasındaki ilişki tadılır kılabilir. Dinin teklif ettiği teslimiyet bütün yanılgıları aşarak görünenin ötesini gözlemleme yolunu açar. Yoksa teslimiyet dediğimiz kendi kendini zorunluluk içinde hoşnutsuzluk veren yanılgılara sırtını dönerek, gönüllü bir yanılgıya dalıvermek değildir.
Reklam
..Bu kişilerden biri olan Emel, 30 yaşında, lisans mezunu bir kadındır. Emel, inançsız olma nedeni sorulduğunda, okuldaki entelektüel ortamı bir gerekçe olarak göstermektedir. Emel, kendi dünya görüşüyle örtüşen bir temel eğitim görmüştür, ama hiç din eğitimi almamıştır. İlerleyen yaşlarda kutsal kitapları okuyarak kendisi bilgi sahibi olmaya
Sayfa 253Kitabı okudu
_Tanrıları, tıpkı insanlar gibi sevgi ve nefretle harekete geçen, armağan ve kurbanlarla etkilenen duygulu ve zeki varlıklar diye biliriz. İşte, dinin kökeni budur. Dolayısıyla, puta tapıcılığın ya da çoktanrıcılığın da kökeni budur. Tanrısal varlıkları yetkinliğin en son sınırlarına değin yücelte yücelte, sonunda birlik ve sonsuzluk, yalınlık ve
Sadi'den sevdiğim bir nasihat var. Diyor ki: Hayatta bir an evvel başarmak istemek iyi bir şey değildir aslında. Zira "Kolay elde edilen şeyler uzun sürmez.Bağdat'ta bir fırından günde yüz kâse çıkarken, Çin'de tek bir seramik kâse üretmek kırk yıl alır. Hangisi daha değerlidir? Yumurtasından yeni çıkmış bir civciv kendi
Sayfa 146Kitabı okudu
15 öğeden 11 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.