Bu ışıltılı, nazik yaratık yakında yaşlanacak, yakında ölecek...
Pdf, Remzi Kitabevi Birinci Basım 1991Kitabı okuyor
Yalnızlık
(...) Hafıza denen kanserli bitkiyi içinde besler; tüm yaşamı bir rüya gibi tuhaf ve gerçek dışı görünene kadar yüzlerce unutulmuş yüzü, binlerce ziyan olmuş günü hatırlar. Zaman bir nehir gibi yanından akıp gider ve o, küçük odasında kötü bir büyünün esir ettiği bir yaratık gibi bekler. Uzaktan, dünyanın homurtularını duyar ve unutulduğunu, zaman akıp giderken gücünün tükendiğini ve tüm hayatının boşa geçtiğini hisseder. Yalnızlığın hapishanesinde prangalara vurulmuş ve uyuşturulmuş bir şekilde otururken gücünün bittiğini, enerjisinin yitip gittiğini hisseder.
Sayfa 10 - Holden KitapKitabı okuyor
Reklam
Yeryüzünde hiçbir yaratık insan kadar alçalamazdı.
Panait Istrati
Panait Istrati
İki şey, üzerlerine sık sık eğilip ısrarla düşünülürse, insanın ruhsal yapısını hep yeni, hep artan bir hayranlık ve korkunç saygıyla dolduruyor: üzerimdeki yıldızlı gök ve içimdeki ahlak yasası. Her ikisini, karanlıklarda gizlenmiş ya da benim ufkumun ötesinde aşkın alanda imişlercesine aramama ve sırf tahmin etmeme gerek yok, onlan önümde
Gördüğüm en güzel kadındı. Gördüğüm en güzel şey. İlk kez Darwin'in yanıldığını düşündüm. Teori onunla çuvallamıştı. Çamurlu sudan çıkan tek hücreli bir yaratık, evrimle bu kadar güzelleşemezdi. Kafka Okur
«Artık hiçbir yaratık iç varlığına kabul edilmiyor, birleşmiyordu onunla. İnsanlarla kurduğu ilişkiler gittikçe kendiyle kurduğu ilişkiden daha farklı oluyordu. Çocukluğun tatlılığı son birkaç izde kalmıştı sadece, bir kaynağın dışa akışı duruyor ve yabancıların ayak izlerine bıraktığı tek şey renksiz, kuru kum oluyordu.»
Sayfa 54
Reklam
"Sözün kısası, yaşamaya değen biricik aşkın iki yaratık arasında tam bir güven, içine bakılınca en ufak bir lekeye rastlanmayan, arı bir billûr olduğunu düşünmüyor musunuz?"
İnsanoğlu kolay anlaşılır bir yaratık değildi ve bir kalıba sığdırılamazdı.
Sayfa 14
''Bir şeyi yazıya döktüğünde, onu anımsamana gerek kalmadığına inanma eğilimi gösterirsin, çünkü ona daha sonra bakabilirsin. Yazık ki, bu, zihni tembelleştirir. Senin gücün, bir kâğıt parçasına devredilmiştir. (..) Halkımızdan yüz yaşında olanlar elli yaşında sahip olduklarının iki katı bilgiye sahiplerdir. Biz bilgiyi yazılı olarak aktarma yoluna nadiren başvurduk. Bizim için bu ne gerekliydi ne de uygundu. (..) Biz binlerce yıldır mesaj sopalarımızın üzerine simgelerle yazılan yazıyı kullandık ve gelecekteki yolculara notlar ilettik. Bizim mağaralarda ve koyaklarda kaydedilmiş bir tarihimiz var, ama bizim halkımız her zaman yaşamlarını maddi şeylere değil ruha dayalı olarak yaşadı. Biz doğayı ya da unsurları kontrol etmeyi ya da kendimizi üstün insanlar haline getirmeyi asla düşünmedik. Dünya evrimini henüz tamamlamadı. İnsanın buradaki en iyi yaratık olduğuna karar vermesi akla uygun bir şey değil. Bitkiler hala uyum sağlıyorlar, hayvanlar hala gelişiyorlar ve insanların ruhsal farkındalıklarının eşyalara verdikleri önemi yakalaması için katetmeleri gereken uzun bir yol var. Biz bunun yerine, kendi yolumuzu geliştirdik, çünkü bizim isteğimiz uzun ömürlü olmak ve tüm yaşamın uyumlu olması.'' (Sayfa: 218-219)
Reklam
Ruhu öldürmek için bazende tüfeğe gerek kalmıyor.
İnsan niye tuhaf bir yaratık, ölüp öldürmek için tüfekleri icat ediyor, canı içinde saklı olan insanı, canını unutan insanı öldürtüyor. İçinde ruh taşıyan insanı yok etmek için büyük bir hırsla ete kemiğe kurşun sıkıyor. Ölen beden oluyor da ruha oluyor?
Sayfa 85 - Doğan yayınlarıKitabı okuyor
"İnsan dünyadaki en garip yaratık, " diye mırıldandı. "Kartallar gibi uçmak istiyor ama kanatları yok. Aslan gibi kuvvetli olmak istiyor ama pençeleri yok. Ne kadar kusurlu yaratmışsın bizi, Allahım. Bir de yetmezmiş gibi bizlere kendi acizliğimizi idrak etme gücü vermişsin. "
Sayfa 428Kitabı okudu
İnsandan ve bütün canlılardan iğreniyorum. Kendimdense nefret etmekten yoruldum ve bu konuda hiçbir şey hissetmiyorum. Oksijenle alışverişi olan her yaratık midemi bulandırıyor. Gözkapaklarımı derime kaynak makinesi ile yapıştırmak istiyorum. Bir canlı daha görmemek için! Ellerimden, ayaklarımdan korkuyorum. Kalabalıklardan korkuyorum. Tek isteğim bütün düşündüklerimi içinde barındıran beynimi bedenimden yırtıp uzay boşluğuna fırlatmak. Bedenim olmadan, sadece ve sadece var olduğumu bana hatırlatacak olan zihnimin uçmasını istiyorum. Buna ruh diyenler de var. İlgilenmiyorum isimlerle. Sadece hiçliğin içinde bedensiz bir zihin olmak istiyorum. Sadece bir düşünce olarak var olmak! Tek aklıma gelen bu, yaşama acımdan kurtulmak için. Sonsuz hiçlikte yüzen bir düşünce. O kadar! Ölmek mi gerek bunun için? Belki evet, belki hayır. Ölünce tamamen yok olma ihtimali de var. Düşüncenin de, zihninde gömülüp çürüme ihtimali. Onun için ben hâlâ nefes alıp verebiliyorken gerçekleştireceğim zihnimi yok etmeyi. Bedenim yokmuş ve üzerinde durduğum dünya sonsuz bir hiçlikmiş gibi var olacağım… Sadece bir zihin. Çevresinde de yiyen, yediklerini boşaltan, uyuyan bir et!
Gönülden Katılıyorum
Bu dünyada en vahşi yaratık insaoğludur bunu" da kulağımızın arkasına yazalım/ ENGİN NURŞANİ
oksijenle alışverişi olan her yaratık midemi bulandırıyor.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.