*** Yaratma eylemi ümitlerimizi, kanaatlerimizi, kuşkularımızı, fikirlerimizi dışa vurma şeklimizdir. ***
Sayfa 47 - Kırmızıkedi Yayınları, 2018, 1.baskıKitabı okuyor
Yaşamın en derin sırrı; yaşamı keşfetme süreci değil, yaratma sürecidir. Kendinizi keşfediyorsunuz, kendinizi yeniden yaratıyorsunuz. Bu yüzden kim olduğunun arayışı yerine, kim olmak istediğini bilmemenin arayışına gir.
Reklam
“Çocuklar sınırların farkına varmaya, topu kendilerinden farklı bir şey olarak yaşadıklarında başlarlar; anne her ağladıklarında kendilerini beklemediği için onlar için sınırlayıcı bir etmendir. Bu gibi bir çok sınırlayıcı deneyimden geçerek, kendilerini diğerlerinden ve nesnelerden farklılaştırma yetisini ilerletmeyi ve hazzı ertelemeyi öğrenirler. • Hiçbir sınır olmamış olsaydı, bilinç de olmazdı. •
Emerson, "Her duvar bir kapıdır," der. Bizler de kapıyı ve çıkış yolunu, sırtımızı dayadığımız duvarlardan başka bir yerde bulmaya çalışmamalıyız.
Klasik yazarlar tehlikelerle yüzleşmiş sanatçılardır ve risk olmadan büyüklükten söz etmemiz mümkün değildir.
Bazen yanlış yorumları beraberinde getirse de Gide'in bir sözünü her daim doğru bulmuşumdur: "Sanat kısıtlamayla yaşar ve özgürlükle ölür." Gerçekten de böyledir. Fakat buradan sanatın kontrol altına alınabileceği sonucu çıkarılmamalıdır. Sanat yalnızca kendine dayattığı kısıtlamalarla yaşar, diğer kı- sıtlamalar onun ölümüne neden olur.
Reklam
Başınıza gelen her şeyi hayatımıza biz çekiyormuşuz. Hepsi beynimizde olan düşünceler yüzünden oluyormuş. "Ne düşünürseniz, kendinize çekersiniz, onu yaşarsınız ve kazanırsınız. İnsan bir mıknatıstır ve ne isterse onu çeker. Ne düşünürsen onu yaşarsın." diyor sır-perestler. Yazık! Kader yok mu yani? İstediğin şeye bakarak "Evet" dersen çekim yasası gereği evren sana onu getirirmiş. Bir sır imiş bu ve kimisi kaybetmiş, kimisi satmış, kimisi saklamış, kimisi bulmuş. Sırrı bilenler, her istediğini yapmış. Haşa insanın yaratma gücü olduğunu falan söylüyolar bir de çaktırmadan.
Dâhilerden hem olağanüstü olmaları ve münzevi bir yaşam sürmeleri hem de herkese benzemeleri beklenir. Hakikatse maalesef çok daha karmaşıktır. Balzac'ın, "Deha herkese benzer fakat kimse ona benzemez," cümlesi bu durumu çok iyi özetler.
...Bu bağlamda tek gerçekçi sanatçı, eğer gerçekten varsa, Tanrı olabilir. Onun dışında kimse gerçege ihanet etmeden eser üretemez.
Hakikat gizem dolu, elde etmesi zor ama her zaman fethedilmeye hazırdır. Özgürlükse tehlikelidir; heyecan verici olduğu kadar, tecrübe etmesi de zordur.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.