"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Kitabı elime ilk aldığımda farklı bir duyguya kapıldım. Bunun sebebiyse meşhur “Vatan Şairimiz Namık Kemal”di. Hayranı olduğum bir yazardır “Namık Kemal”. Sürgün yıllarında son günlerini yaşarken elinde “Victor Hugo’nun Sefiller” kitabı varmış. Bu kitabı okurken gözlerini yummuş hayata. “Hürriyet Kasidesi” gibi devasa bir şiiri o zamanın
NOT: Bu yazı yalnızca kitaba dair değildir. Uzun bir makale konusu, tez ya da kitap olabilecek "kadınların tarihi"ne dair kısa bir yazıdır. Yine de bir incelemeye göre uzundur. 10'dan fazla alıntıyla da yazıyı zenginleştirmeye çalıştım. Ve rahat okunması için konu başlıklarına ayırdım. Yalnızca kitapla ilgili kısımları merak edenler
Simyacı kitabını okumama öğrencilerim sebep oldu. Sürekli: “Hocam Simyacı çok güzel de mi? Hocam Simyacı’yı okudunuz mu?” gibi sorular gelince mecbur alıp okumaya karar verdim. Kitabı aldığım esnada kitabın beni kendine doğru çektiğini hissettim. Ciddi anlamda uzun süredir beni bu denli kendine çekebilen bir kitap olmamıştı. Açık okumaya
Sahi nedir Oblomovluk?
Salt tembellik olarak adlandırabilir miyiz? Yoksa kurulu düzene karşı bilinçli olarak hiçbir şey yapmamaya odaklanarak bitip tükenene kadar kendi içine kapanmak mıdır?
Bu kitabı okuyup da oblomovluk kavramıyla meşgul olmayan, kendinde oblomovluk belirtisi var mı diye düşünmeyen yoktur sanırım. Biraz şakayla karışık, biraz
İnsan zihni ,sürekli tohumların ekildiği verimli toprak gibidir. Tohumlar düşünceler, fikirler ve kavramlardır. Söz tohum gibidir ve insan zihni son derece verimlidir. Mühim olan oraya ne ekilip üretildiğidir. Bir tohum ,bir düşünce ekersiniz ve o büyür. Burdaki tek problem bu verimli toprağa korku tohumları ekilir. Kullandığın sözcükleri özenle seç. Sözler sizin yaratma gücünüzdür. Sözler bize doğrudan yaradandan gelen armağandır. Hangi dili konuşuyorsanız konuşun,niyetimiz söz vasıtasıyla şekillenir. Düşünerek kullandığınız sözlerle yaşamınızdaki olayları yaratırsınız. Sözle duaları oluşturursunuz.
"İnsân-ı Kâmil" olarak İslâm kültüründe kendisine geniş bir yer bulan düşünce sistemi, Doğan Cüceloğlu'nda "Savaşçı" tabiriyle karşılanmaya çalışılmış diyebiliriz. Tabi tahmin edileceği gibi, burada savaşçının dini boyutlarına girilmemiş. Ben kitabın olumlu yanından ziyade olumsuz taraflarına vurgu yapmak istiyorum, zîrâ okuyan