Öncelikle arkadaşlar bu incelemeyi bir pedagog bir öğretmen veya bir eğitimci edasıyla yazmadığımı belirtmek isterim. Kaleme alırken bir sosyolog ve 20 yıl bu eğitim sisteminin içinde olan bir fert olarak kaleme aldım. Elimden geldiğince bilimselliğe girmemeye sadece kendi alanımın noktalarına değinmeye çalışacağım. Önce kitap hakkında sonrada
Merhabalar. Ben bir lise öğrencisiyim ve okulumuzdaki kütüphanede ne yazık ki yeteri kadar kitap mevcut değil. Okumaya en çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde benim ve arkadaşlarımın kitaplara ulaşamaması bizim için çok ciddi bir problem. Sizden bir ricam olacak, lütfen bu kütüphane projemize destek olun. Elinizden geldiği kadar yardımcı olursanız çok seviniriz. Gençliğin bizi daha ileriye götürmesini isterken gençliğe yardım da edilmeli. Elinizden bu tür bir şey gelmiyorsa bile bu iletimi olabildiğince yere ulaştırırsanız çok memnun olurum. Yardımcı olmak isteyenler dm den yazabilir. Şimdiden çok teşekkür ediyorum.
"Bizim kalemimizin yönünü, hayatımız çizmiştir ; ondan böyle acı, keskin, buruk, gözyaşlı ; hatta gülmecemiz bile..." Aziz Nesin'in Anıları(S.239)
Sürgünün anıları, birkaç aydır kah Ulucami yakınından geçerken(bkz.Hafız Aziz anısı) göz kırpıyor, kah gecenin bir saatinde dar sokaklarda sessizce yürürken " Hülasa bu koskoca Bursa
Kitap hakkında eminim onlarca inceleme vardır. Ben sadece baş karakterler hakkında yazmak istiyorum. Ki bunlar; Lennie, özürlü çocuk, George fedakar ve yüce gönüllü dost, bir nevi gönül akrabası, ve son olarak toplum için toplumun böyle başkası tarafından yardım görmeden hayatta bile kalamayacak insanlara karşı nasıl davranılması gerektiğine dair