Değmedi hiç, ne de yormuşum kendimi en değmeyecek şeylere,ille de seçmişim yare tutunmayı, Bilmeden de içmişim meyimdeki zehri, şeker mi şerbet mi bilememişim, sevmek karşılıksız ya ne de peşinden koşmuşum çıkar sevgilerinin, ne de üzülmüşüm,ne de kırmışım kendimi bir yabancı uğruna, hep bir çaba karşısında sevilmeyi beklemişiz ya, Yürünecek yol çok tabii, seni kıran yine baş ucundaki, yine sarıp sarmaladığın ya kabullenemediğim ondandır..
Nâme yazsam yâre destimde kalem nâbûd olur Harf ateş nâme hâkister mürekkeb dûd olur Nâbî Söz içeri çevirisi (Mektup yazsam yare elimde kalem yok olur Harf ateş, mektup kül mürekkep duman olur)
Reklam
Aradan çok yıllar geçti Çok sular aktı Düştüm bu hale Eller heva hevesine düşkün Konuştu halimi yedi mahalle Herkes anladı Ne yazık ki anlatamıyorum Derdimi yare Kalbim ellerden düştü Oldu ciğer de pare pare
Mayıs zamanı
Bülbüller şakıdı adını güllere Muratgil'in damından atlayamadım Liralarım döküldü toplayamadım O yare mektup yazdım yollayamadım gönlüm görünce hayran kalır hayalmi gerçek mi mükâfata Herkes çalışır neşeli şence pirinç tarlalarında bozkırın rüzgarı yüzüme tatlı tatlı esince vaybe koca dünya yalanmış ömer efendi
"Kendi elimle yâre kesip verdiğim kalem Fetva-yı hûn-ı nâhakımı yazdı ibtida" (Kendi elimle kesip/yontup sevgiliye sunduğum kalem, (yazık ki) ilk önce haksız yere benim ölüm fermanımı yazdı.)
Mayıs zamanı
Bülbüller şakıdı adını güllere Muratgil'in damından atlayamadım Liralarım döküldü toplayamadım O yare mektup yazdım yollayamadım gönlüm görünce hayran kalır hayalmi gerçek mi mükâfata Herkes çalışır neşeli şence pirinç tarlalarında bozkırın rüzgarı yüzüme tatlı tatlı esince vaybe koca dünya yalanmış ömer efendi
Reklam
Mayıs zamanı
Bülbüller şakıdı adını güllere Muratgil'in damından atlayamadım Liralarım döküldü toplayamadım O yare mektup yazdım yollayamadım gönlüm görünce hayran kalır hayalmi gerçek mi mükâfata Herkes çalışır neşeli şence pirinç tarlalarında bozkırın rüzgarı yüzüme tatlı tatlı esince vaybe koca dünya yalanmış ömer efendi
Mayıs zamanı
Bülbüller şakıdı adını güllere Muratgil'in damından atlayamadım Liralarım döküldü toplayamadım O yare mektup yazdım yollayamadım gönlüm görünce hayran kalır hayalmi gerçek mi mükâfata Herkes çalışır neşeli şence pirinç tarlalarında bozkırın rüzgarı yüzüme tatlı tatlı esince vaybe koca dünya yalanmış ömer efendi
Biz İstanbul'a, İstanbul yâre...
- youtu.be/9k8arZkFH5A?si=... Hüma kuşu suya düştü ölmedi. Dünya Sultan Süleyman'a kalmadı Dedim yâre gidem nasip olmadı. Ağlama gözlerim Mevlâ kerimdir..
Reklam
Davamızın Kılıçlaşan Kalemi...
Mebde-mead tasası, Muamma kumkuması, Merkezinde Halik var, Verası karanlıklar İtiraf-ı acz etmek, ve ölümü beklemek Belki yegane çare, ulaşmak için Yare. Sükut; sanki bir liman. Aman Allah'ım aman...
Kadir Mısıroğlu
Kadir Mısıroğlu
ömrümün uzun yolu geçip gitsem yare doğru
Geçmedi yare sözümüz Yollarda kaldı gözümüz Yere sürüldü yüzümüz Böyleymiş kara yazımız
Aşık Veysel gibi değilim ben, taşıyamam yâre-i dil Ahvalim yetmez , yıkılır zail olurum, ey nefsim bunu bil
Franz kara
Franz kara
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.