Kendini bir bedenden diğerine geçerken buluyordu. Bazen bir ayı tarafından yenilen bir avcı, bazen ise atom bombası yüzünden ölen bir Hiroşimalı oluyordu. Kızgın kumlarda kafasına kadar gömülüp, delirerek öldüğü de oldu, bir diktatörün emriyle kurşuna dizildiği de.
"Zavallı deli! Bu endişe, bütün kainatın, bütün yaratılmışın edebi endişesidir; bu endişeden hiçbir fert, hiçbir zerre kurtulamaz, zira kurtulmak için gereken şartları yerine getiremez,"
"Bu şehir gibi tüm dünyayı da adımlamak istemez miydin?"
"İsterdim tabii, sen istemez miydin?"
"Ben tüm dünyanın bu şehir kadar olmasını isterdim. Şehrin sonuna dek yürüdüğümde yaşamın ucuna kadar yolculuk yapmış olurdum."
Ne insanlar gördüm üzerinde elbise yok. Ne elbiseler gördüm içinde insan yok. Sen sen ol Eskişehir'in yaklaşan kışında, kıçında içliğin olmadan dışarıya çıkma Suphi.